DOLAR 32,2957 0.11%
EURO 34,7153 -0.01%
GBP 40,3216 -0.12%
ALTIN 2.394,49-0,23
BITCOIN 2008609-2,44%

‘Fazla baskı ters teper’

ABONE OL
19 Eylül 2016 09:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

YDÜ Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Deniz Ergün, ailelerin çocuklar üzerinde küçük hedefler koyması gerektiğine vurgu yaparak, fazla baskının dirence yol açtığını ve ders çalışmayı engellediğini belirtti.

 

Ergün, bazı durumlarda çocukların okulda öğretmeniyle yaşadığı  travmatik olayların  yetişkin oldukları dönemde öz güven eksikliğine neden olduğunu belirterek, çocukların başarıyı kendi başlarına elde edebilecekleri tek yerin okul olduğunu söyledi.

 

Ergün, bazı çocukların hayatlarının sadece ders çalışmak olduğunu söyleyerek, ailelerin çocukları kurstan kursa gönderdiklerine dikkat çekti. Bunun  çocukları çok fazla sosyalleştiremediğini anlatan Ergün,”yüzme, dans ya da spor dalında kursa gidiyorlar, ancak bu eğlenceli olmuyor, tüm bunların sonunda da bir sınav oluyor” diye konuştu.

 

Deniz ABİDİN

 

YDÜ Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Deniz Ergün, öğrencilerin yaz tatilinde rahatladıklarını, yeni eğitim öğretim yılında ailelerin bekledikleri temponun biraz zaman alacağını belirtti. Ergün, çocukların yaz tatilinden dolayı yatma saatlerinin bile değiştiğine dikkat çekerek, okulların açılmasıyla ailelerin ve çocukların bu duruma alışmalarının bir ay alacağını belirtti. Ergün, çocuklara fazla baskı yapılmaması gerektiğine vurgu yaparak, okula yeni başlayanların farklı tepkiler vermesinin doğal olduğunu kaydettii. Ergün, bazı çocukların okula gitmek istemeyeceğini söyleyerek, bazı durumlarda anne ve babaların da çocukla birliikte okula gittiğini belirtti. “Çocukla birlikte okula gitmeye bir süre sonra son verilmelidir”diyen Ergün, çocuğun adaptasyonu için öğretmenin burada rolünün büyük olduğunu kaydetti.

 

“Çocuk okuldaki kurallara tepki gösterebilir”

Ergün, “Anne veya baba özellikle ilk okula başlayan okul öncesi eğitim alacak olan çocuklarıyla birlikte okula gidebilir. Ancak bir süre sonra bundan vazgeçilmelidir. Çocuğa sürekli okulda arkadaşlarının varlığından bahsedilmelidir. Hiç okula gitmeyen çocuk varsa ve evde kalmışsa kesinlikle ev eğlenceli hale getirilmemelidir. Aile çocuğu bir şekilde okula gitmesi için motive etmelidir. Bazı çocuklar ise okula ilk iki hafta gider ve daha sonra okula gitmek istemeyebilir. Çünkü okulda kurallar vardır ve bu kuralları fark etmiştir, tepki gösteriyor olabilir” açıklamalarında bulundu.

 

“Öğretmenlere de görevler düşüyor”

Okul hayatının çocuk için önem taşıdığına dikkat çeken Ergün, çocuğun anne baba dışında okulda öğretmeniyle de sorunlar yaşayabileceğini söyledi. Ergün, bazı durumlarda çocukların okulda öğretmeniyle yaşadığı  travmatik olayların  yetişkin oldukları dönemde öz güven eksikliğine neden olduğunu belirtti. Ergün, çocukların başarıyı kendi başlarına elde edebilecekleri tek yerin okul olduğunu söyleyerek, sadece anne ve baba değil, öğretmenlere de ciddi görev düştüğünü kaydetti.

 

“Fazla üzerlerine düşmeyin”

Ergün, ailelerin okulda çocuklarının başarı düzeyini her zaman yüksekte görmek istediklerini söyleyerek, bir dala yeteneği olan bir çocuğun başka bir dala yeteneğinin olmayabileceğini kaydetti.

 

“Çocuğun matematiğe yeteneği olmayabilir ama…”

Ergün, şöyle devam etti, “Örneğin, çocuğun  matematiğe yeteneği olamayabilir. Çocuğun yeteneği olmayan alanlarda,  çok fazla üstüne düşmemek gerekiyor. Çünkü fazla üstüne düşmek ileride yaşamında genel bir başarısızlıkla sonuçlanır. Sınavdan düşük alması durumunda çocuklar üzerinde kısıtlamaya gidiliyor. Bu durumlarda anne ve babalar çocuklarda özellikle bilgisayar kullanımını yasaklıyorlar. Aslında çocuğun düzenli çalışabilmesi için neye ihtiyacı olması gerektiği sorgulanmalıdır”

 

“Küçük hedefler koyun”

Psikolog Deniz Ergün, ailelerin sürekli çocuklar üzerinde yaptığı baskılardan birinin kolej sınavını kazanma olduğunu belirterek, “iyi bir meslek sahibi olman lazım”gibi konuşmaları o yaşta bir çocuğun henüz kavrayamayacağını kaydetti. Ergün, ailelerin çocuklar üzerinde küçük hedefler koyması gerektiğine vurgu yaparak, fazla baskının dirence yol açtığını ve ders çalışmayı engellediğini belirtti.

 

“Kurslar her zaman sosyalleştirmez”

Ergün, bazı çocukların ise hayatlarının sadece ders çalışmak olduğunu söyleyerek, ailelerin çocukları kurstan kursa gönderdiklerine dikkat çekti. Bunun da çocukları çok fazla sosyalleştiremediğini anlatan Ergün,”yüzme, dans ya da  spor dalında kursa gidiyorlar, ancak bu eğlenceli olmuyor, tüm bunların  sonunda da bir sınav oluyor” diye konuştu.

Ergün, “Çocuk istemiyorsa zorlanmamalıdır. İlla iyi bir piyano ya da spor yapması şart değil. Bu konuda veliler baskı yapmamalıdır. Çocuk zaten gününün büyük bir vaktini okulda geçiriyor. Boş vakit demek bazen hiçbirşey yapılmayan bir vakit demek de olabilir”dedi. 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam