DOLAR 38,2911 0.07%
EURO 43,7064 0.01%
GBP 51,0128 -0.03%
ALTIN 4.094,18-1,58
BITCOIN 35882875,87%
10 başlıkta 2024’e damga vuran bilimsel gelişmeler (1)

10 başlıkta 2024’e damga vuran bilimsel gelişmeler (1)

Uyanan kara deliklerden, birbirinden tuhaf dinozorların keşfine; çığır açıcı tedavilerden, kendine hayran bırakan robotlara kadar bu yıl bilim dünyası sayısız heyecanlı gelişmeye sahne oldu.

ABONE OL
7 Ocak 2025 08:46
10 başlıkta 2024’e damga vuran bilimsel gelişmeler (1)
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Bilim insanları bir yandan yerin altından tarihin tanıklarını çıkarırken, diğer yandan geleceğin teknolojilerinin yolunu döşedi.

Bununla beraber sıcaklık rekorlarının kırılmasına neden olan iklim krizi; insan, hayvan ve doğaya karşı tehdidini daha da artırdı.

Maymun çiçeği ve kuş gribi virüsleri endişe yaratırken dünya, gelecek yıl bir pandemiyi daha kaldırıp kaldıramayacağını test etmek zorunda kalabilir.

Bu hafta Logos’ta arkeolojiden yapay zekaya, genetikten uzay keşiflerine 10 ayrı başlık altında 2024’ün en önemli bilimsel gelişmelerini ziyaret edeceğiz.

Arkeoloji ve antik tarih

Arkeologlar bu yıl, binlerce yıl boyunca saklanan gerçekleri açığa çıkararak Asya’dan Amerika’ya pek çok kültürün geçmişine ışık tuttu. Tarihin en büyük felaketlerinden birinin yaşandığı Pompeii kurbanlarıyla ilgili yeni gerçekler bulunurken, kentin yerle bir olmasında yanardağın patlamasının tetiklediği bir depremin rol oynadığı tespit edildi. Bilim insanları, Mayaların çocuk kurbanlarının çoğunlukla erkek ve akraba olması ve “çığlık atan” Antik Mısır mumyasının, ölüm sertliği nedeniyle böyle görünmesi gibi, uzun zamandır merak edilen gizemleri de aydınlattı.

Ayrıca Pablo Picasso ve Frédéric Chopin’in yeni eserlerinin ortaya çıkması, bilim ve sanat dünyasını epey heyecanlandırdı. İnsanlık tarihi açısından bu yıl yaşanan en çarpıcı gelişmelerden biriyse, en eski hikaye anlatımının keşfiydi.

Endonezya’nın Sulawesi Adası’ndaki bir mağarada yaklaşık 51 bin 200 yıllık çizimler bulundu. İnsan benzeri üç figürün yabani bir domuzla etkileşime girdiği kaya resminin, sanat tarihindeki en eski hikaye anlatımı örneği olduğu tahmin ediliyor.

Makalenin yazarlarından Maxime Aubert “Biz insanlar kendimizi hikaye anlatan bir tür olarak tanımlıyoruz ve bunlar, bunu yaptığımıza dair en eski kanıtları sunuyor” diyor.

İzmir’deki bir antik kentte MÖ 5. yüzyıldan kalma bir küp altın bulunması ve Afyonkarahisar’daki Aslankaya anıtının üstünde yazanların çözülmesi gibi, Türkiye de önemli arkeolojik bulgulara ev sahipliği yaptı. Çatalhöyük’te tarihin en eski ekmeklerinden birinin ortaya çıkmasıysa, dünya gündemine oturdu. Konya’daki kazı alanındaki ocağın yanında arpa, buğday ve bezelye içeren süngerimsi bir şey keşfedildi. Necmettin Erbakan Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde yapılan analizler sonucu bunun, yaklaşık 8 bin 600 yıllık pişmemiş bir ekmek olduğu belirlendi. Çatalhöyük’teki keşif, Dünya çapında belki de en çok tüketilen yiyecek olan ekmeğin kökenlerine ışık tutması açısından önem taşıyor.

Diğer yandan Türkiye basınında ve bazı uluslararası yayın organlarında Çatalhöyük’teki bulgunun “dünyanın en eski ekmeği” olduğunun iddia edilmesi epey tartışmaya yol açtı.

2018’de Ürdün’de yaklaşık 14 bin 500 yıllık mayasız ekmek olduğu düşünülen bir yiyeceğin kalıntılarının bulunması bu iddianın karşısındaki en güçlü kanıt.

Çatalhöyük’teki ekmekle ilgili haberler, arkeolojik bulguların milliyetçi amaçlar için kullanıldığı tartışmasını alevlendirdi.

Uzay keşifleri ve teknolojileri

2024’te evrenin gizemlerini açığa çıkarmaya devam eden gökbilimciler, heyecan, merak ve endişe uyandıran pek çok keşif yaptı.

Dünya’ya çok yakın bir büyük bir kara deliğin tespit edilmesinden, Mars’ta su ve yaşamın izlerine kadar çeşitli gelişmelerin yaşandığı uzay bilimleri, yıl boyunca gündemin üst sıralarında kendine yer buldu.

Bu başlıklar arasında en çok konuşulanlardan biri NASA’nın uzayda mahsur kalan iki astronotuydu.

Barry Wilmore ve Sunita Williams, 8 gün sürecek bir görev için haziranda Boeing’in Starliner aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) gitti.

Ancak araçta çıkan teknik sorunlar sonucu bir türlü yeryüzüne dönemediler. Boeing aracı boş bir şekilde eylülde New Mexico eyaletine iniş yaparken, iki astronotun da şubatta gelmesi planlanıyordu.

NASA ikilinin, bir sonraki görev için UUİ’ye göndereceği ekiple birlikte dönmesine karar verdi. Ancak uzay ajansı, bu ekibi taşıyacak aracın fırlatılmasındaki gecikme nedeniyle Wilmore ve Williams’ın en erken mart veya nisanda Dünya’ya döneceğini açıkladı.

Bilim dünyasında bu yıl yaşanan en önemli gelişmelerden bir diğeriyse James Webb Uzay Teleskobu’ndan (JWST) geldi.

NASA öncülüğünde geliştirilen araç, emektar Hubble Uzay Teleskobu’nun önceki bulgularını doğrulayarak evrenin genişleme hızının zaman içinde arttığını ortaya koydu.

Evrenin gençlik zamanlarında bugünkünden daha hızlı genişlemesi beklense de yıllardır gelen veriler durumun böyle olmadığını gösteriyor. Hubble gerilimi adlı bu duruma neyin yol açtığı çözülmeye çalışılırken, varlığı henüz kesin bir şekilde kanıtlanamayan ancak geniş çapta kabul gören karanlık enerji ve karanlık madde ihtimali üzerinde duruluyor.

JWST’nin aralıkta açıklanan son verileri, Hubble geriliminin gerçek olduğunu destekleyerek evrenin, beklenenden yaklaşık yüzde 8 oranında daha hızlı genişlediğini gösterdi.

Hakemli dergi Astrophysical Journal’da yayımlanan makalenin başyazarı Adam Riess, “Bu, Webb teleskobu verilerinin en büyük örneği ve Hubble Uzay Teleskobu’nun 10 yıldır uğraştığımız şaşırtıcı bulgusunu doğruluyor” diyerek ekliyor:

Evren şu anda en iyi teorilerimizin açıklayabileceğinden daha hızlı genişliyor.

Ay’ın “karanlık yüzü”nden ilk kez örnek getiren Çin de 2024’ün en öne çıkan gelişmelerinden birine imza attı.

Uydunun kendi etrafında ve Dünya etrafında dönüş hızının aynı olmasından dolayı, yeryüzünden bakınca Ay’ın hep aynı tarafı görünüyor.

2019’un ilk günlerinde gökcisminin karanlık yüzü denen bu kısmına ilk kez araç indiren ülke Çin olmuştu.

Asya ülkesinin mayısta fırlattığı Chang’e-6 aracıysa haziran sonunda dönerek yanında Ay’ın bu tarafından alınan ilk örnekleri getirdi. Bilim insanlarının “hazine sandığı” dediği örneklerin, uydunun yapısı ve geçmişine ışık tutması bekleniyor.

Örneklerin ilk incelemelerinde Ay’ın 2,8 milyar yıl önce volkanik patlamalara sahne olduğu tespit edildi.

Bu yıl Dünya’nın yörüngesine giren bir asteroidin kısa süreliğine gezegenin uydusu olması da halkta heyecan yarattı. 29 Eylül civarında yörüngeye giren küçük gökcismi kasım sonlarında yolculuğuna devam etti.

Kuantum bilgisayarlar

Geleceğin teknolojisi kuantum bilgisayarlar, hesaplama hızında yaratacağı muazzam sıçramayla büyük beklentiye yol açıyor.

Gerçek anlamda devrim yaratması beklenen atılım henüz gerçekleşmedi fakat bilim insanları bu yıl önemli başarılara imza attı.

Klasik bilgisayarlardan farklı olarak aynı anda birden fazla işlem yapabilen kuantum bilgisayarlar, milyonlarca kat daha hızlı işlem yapabilecek.

Kripto paralardan, güvenlik sistemlerine pek çok alanda geniş çaplı değişimler yaratacak bu teknolojiyi geliştirme yarışına bu yıl Türkiye de katıldı.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin geliştirdiği “QuanT” kasımda tanıtıldı. Türkiye’nin ilk kuantum bilgisayarı 5 kubitle çalışıyor.

Halihazırda en gelişmiş kuantum bilgisayar, IBM’in yaklaşık bin kübit içeren cihazı.
En küçük bilgi birimi olan kübitler, klasik bilgisayarlardaki bitlere karşılık geliyor.

Kuantum bilgisayarların karşılaştığı en büyük engellerden biri, ses ve ısı gibi çevresel etkenlere karşı çok fazla hassasiyet göstererek kuantum özelliklerini kaybetmeleri. Bu sorun çözülmediği sürece kuantum bilgisayarların, bugünkü cihazların ötesine geçmesi mümkün değil.

Bu problemin üstesinden gelme yolundaki dikkate değer başarılardan biri yıl sonunda Google’dan geldi.

Genellikle kuantum bilgisayardaki kübit sayısı arttıkça sistemin hata verme oranı da artarak kuantum özelliklerini kaybediyor.

Google’ın yeni kuantum çipi Willow ise, sisteme kübit eklendikçe hata oranını düşürüyor.

Kuantum bilgisayarların gerçeğe taşınması yolunda dönüm noktası sayılabilecek bu gelişme uzmanlar tarafından heyecanla karşılandı.

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam