UNICEF raporu, kadın sünnetindeki artışı gözler önüne serdi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), kadın sünneti oranlarının son 8 yılda yüzde 15 arttığını bildirdi.

UNICEF’in 7 Mart’ta yayımladığı raporda, hayatta olan 230 milyondan fazla kız çocuğu ve kadının sünnet edildiği belirtildi. Bu sayı, 2016’da 200 milyondu.

Çalışmaya göre bu kadın sünneti işlemlerinin 144 milyonu Afrika, 80 milyonu Asya, 6 milyonu da Ortadoğu’daki ülkelerde gerçekleşti.

Araştırmada, kadın sünnetinin en sık uygulandığı ülkelerin sırasıyla Somali, Gine, Cibuti, Mali, Mısır ve Sudan olduğu bildirildi. Söz konusu ülkelerin aynı zamanda iç savaş ve gıda kıtlığı gibi sorunlarla mücadele ettiğine dikkat çekilerek, bunun kız çocuklarını ve kadınları destekleyecek programların uygulanmasını zorlaştırdığı ifade edildi.

Tıptaki adı kadın genital mutilasyonu (female genital mutilation -FGM) olan bu işlemde, kadın üreme organları kısmen ya da tamamen alınıyor. 2012’de alınan BM kararıyla uygulama, insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle yasaklanmıştı.

Araştırmada, Gambiya’da FGM’nin yasaklanması için üç gün önce parlamentoya yasa teklifi verildiği de hatırlatıldı.

Sierra Leone’deyse insan hakları aktivistlerinin baskılarına rağmen FGM uygulamaları henüz suç kapsamına alınmadı. Batı Afrika ülkesinde, kadın sünneti sırasında oluşan sorunlardan ötürü 12, 13 ve 17 yaşlarındaki üç kız çocuğu geçen ay hayatını kaybetmişti.

Çalışmada, Kenya’da kadın sünnetinin 2011’de yasaklandığı hatılatılırken, Somali’de FGM karşıtı hak hareketlerinin bastırıldığı ifade edildi.

UNICEF Genel Direktörü Catherine Russell, BM’nin 2030’a kadar kadın sünnetinin tamamen durdurulması hedefine ulaşılmasının zor olduğuna dikkat çekerek, “Bunun başarılması için FGM’nin yasaklanmasına yönelik girişimlerin 27 kat hızlandırılması gerek” dedi.

Russell, kadın sünnetinin ciddi sağlık riskleri taşıdığına işaret ederek şunları söyledi:

Kadın sünneti kız çocuklarının bedenlerine zarar veriyor, geleceklerini karartıyor ve yaşamlarını tehlikeye atıyor. Ayrıca daha fazla sayıda kız çocuğunun daha küçük yaşlarda, çoğu 5. yaş gününden önce, bu uygulamaya maruz kaldığını görüyoruz. Bu endişe verici bir eğilim ve müdahale etme ihtimalini azaltıyor. Bu zararlı uygulamayı sona erdirme çabalarını güçlendirmemiz gerekli.

Raporun başyazarı Claudia Cappa da FGM uygulamasının yoğun olduğu bölgelerde kadınların bunu istemediğini söylemesine rağmen seslerini duyuramadığına dikkat çekti.