İngiliz Daily Mail Gazetesi, geçtiğimiz hafta Prenses Gece Kulübü’nde hayatını kaybeden ve ölümü “intihar” olarak açıklandıktan sonra soruşturması sonlandırılan Moldova uyruklu kadın Anastasia Malega olayını manşetine taşıdı. Gazete haberinde, olayı detaylı bir şekilde okuyucularına aktardı ve Kıbrıs’ın Kuzeyinde gece kulüplerinde Malega’nın ölümünün ilk olmadığı vurgulandı.
Gazete haberi, “Seks kölesi’ evli anne (24), sahte iş sözü ile Kıbrıs’a getirilip fahişe olmaya zorlandıktan sonra’ gece kulübünde öldü” başlığı ile duyururken olayın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınabileceğine de işaret etti.
Daily Mail’in haberi şu şekilde yayınlandı;
Dört yaşında bir oğlu olan 24 yaşındaki Anastasia Melega, Alayköy olarak da bilinen Gerolakkos’ta bir gece kulübünün tuvaletinde ölü bulundu.
Raporlar, ‘yüksek maaşlı yöneticilik işi’ gibi sahte iddialarla Kuzey Kıbrıs’a getirildiğini, ancak pasaportunun elinden alındığını ve köhne bir gece kulübünde seks kölesi olmaya zorlandığını gösteriyor.
Ülkedeki polis, onun ölümünü muhtemelen seks kölesi olarak çalışmaya zorlanmanın utancından dolayı asılarak intihar olarak kaydetti.
“İnsan hakları örgütleri, yönetici olarak iş sözü aldıktan sonra Kuzey Kıbrıs’ta ‘fuhuşa zorlanan’ Moldovalı evli bir kadının ölümüyle ilgili soruşturma yapılmasını talep ediyor”.
Şimdi sekiz insan hakları ve kadın grubu ortak bir açıklama yayınlayarak, Anastasia Melega’nın gece kulübü Prenses’teki ölümüyle ilgili resmi bir soruşturma talep etti.
Gece kulübü ve yönetiminin kontrol edilmesini ve ‘Melega’nın ölümünde rol oynadıkları tespit edilirse sorumlu tutulup tutulmayacaklarını’ talep ettiler. Ortak bir açıklama yayınlayan örgütler, ‘Mevcut durum, bir şekilde bu kuruluşlara bağlı olan kadınların yaşadığı emek ve cinsel sömürüye ilişkin daha geniş sorunları ele almakta başarısız oluyor’ dediler.
“Anastasia gibi kadınlar ‘psikolojik ve/veya fiziksel şiddete, baskıya veya tehditlere’ maruz kalıyordu”.
Örgütlerin açıklamasında şu uyarıda bulunuldu: ‘İnsan kaçakçılığı ciddi bir suçtur ve bununla mücadele etmek için kapsamlı bir dayanışma gerektirir. Anastasia bu korkunç koşulların ilk kurbanı değil ve ne yazık ki son kurbanı da olmayabilir.’
Ülkedeki Hükümetin koalisyon ortağı, Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, ‘fuhuşun bilgiyle ve devlet yararına gerçekleştiği’ uyarısında bulundu.
Arıklı, davanın ışığında, ‘koruyucu önlemler’ çağrısında bulundu, birçok kadının işgal altındaki bölgelere sahte iş vaatleriyle getirildiğini ve daha sonra baskı altında çalışmaya zorlandığı ve pasaportlarına baskı altında imzalanan ‘sözleşmeler’ ile uyarı.
Rus Telegram kanalı Bad News yaşanan olayla ilgili şunları söyledi: “Varışta (Anastasia’nın) pasaportu alındı ve bir gece kulübünde fuhuş yapmaya zorlandı. Müşterilerin birkaç hafta boyunca uyguladığı şiddetten sonra, daha fazla dayanamadı ve kendini tuvalete astı.”
“Moldova’nın küçük bir kasabasından geldi”
Kuzey Kıbrıs’a taşınmadan önce, Avrupa’nın en fakir ülkelerinden biri olan Moldova’nın 15.000 nüfuslu küçük bir kasabası olan Căuşeni’de yaşıyordu ve birçok insan iş bulmak için yurt dışına taşınmak zorunda kalıyordu.
Sosyal medya, Anastasia’nın 2019’da evlendiğini ve 2021’de oğlunu doğurduğunu gösteriyor. Anastasia’nın, bazı raporlara göre borçları birikmiş, bu yüzden Kuzey Kıbrıs’taki işi kabul etmiş olabilir.
Ölümü üzerine harekete geçilmesini talep eden kuruluşlar arasında Mülteci Hakları Derneği, Caritas Kıbrıs, İnsan Hakları Platformu ve Kıbrıs İnsan Ticaretini Durdurun yer alıyor.
“Hostes ve barmen rolleri altında çalıştırılıyorlar”
Ülkedeki Gazeteler, ‘çoğunlukla genelev olarak faaliyet gösteren gece kulüplerinin, kadınları ‘hostes’ veya ‘barmen’ rolleri altında çalıştırdığını’ bildirdi.
‘Fuhuşun yasa dışı olmasına rağmen, denetimler genel olarak gevşek ve bu da bölgenin seks turizmi için bir destinasyon haline gelmesine yol açıyor.’