DOLAR 32,3832 -0.13%
EURO 34,6811 -0.38%
GBP 40,5473 -0.71%
ALTIN 2.404,94-1,22
BITCOIN 1983581-1,76%

Kısa vadede tanınma mümkün değil

ABONE OL
8 Ekim 2017 09:31
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Politikalar Merkezi Başkanı ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sözen, uluslararası camiada tanınmanın kısa vadede mümkün olamadığını, uluslararası boyutta ilerlemek için  sistem değişikliği değil de  içeriğin iyileştirilmesinin önemli olduğunu vurguladı

 

Prof. Dr. Ahmet Sözen, KKTC’nin mevcut durumdan farklı bir modele geçmesinin uluslararası boyutta – hem Kuzey Kıbrıs hem de Türkiye için – işleri daha da zorlaştıracağını söyledi.

 

Sözen, özellikle yelpazenin sağında bulunan siyasi elitlerin son zamanlarda önerdikleri modellerle daha çok Türkiye ile daha fazla entegrasyondan  ve Türkiye’ye daha çok bağımlı olmaktan bahsettiklerini ifade ederek, bağımlı olunduğunda ilerideki hedef ayrı bir devletse buna geçişin daha da zorlaşacağını kaydetti.

 

 

Deniz ABİDİN

 

Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Politikalar Merkezi Başkanı ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sözen, Kıbrıs konusunun bugün itibarıyla içinde bulunduğu durağanlıktan ve Crans Montana sonrası kapatılan uluslararası konferanstan dolayı gerek siyasilerin gerekse kanaat önderlerinin alternatif sistem önerilerinde bulunduklarını belirtti. Sözen, farklı sistemlerin tartışılmasının doğal olduğunu ifade ederek, model denilenin, bir sistemin basitleştirilmiş anlaşılabilir parçalara indirgenmesi olduğunu kaydetti.

Sözen, Kuzey Kıbrıs’taki siyasi sistemin tekrardan başka yeni bir sisteme girmesinin çok karmaşık bir şey olduğunu söyleyerek, bunu ifade etmenin yolunun örnekler ve modeller kullanmak olduğunu belirtti. “Kimisi Monako Modeli diyor, kimisi Hong Kong modeli diyor, kimisi Tayvan diyor “ diyen Sözen, geçmişte Puerto Rico gibi modellerin de ortaya atıldığını anımsattı.  Sözen, yıllar önce Aaland Adaları modelinin de Bülent Ecevit tarafından ortaya atıldığına dikkat çekerek, oradaki popülasyonun İsveçce konuştuğunu, söz konusu bu adaların İsveç’ten ayrıldığını, resmen Finlandiya’nın bir parçası olduğunu ve kendilerine bir özerkliğin verildiğini belirtti.

 

“Yeni model sistemi tartışmasını sağlıksız bulmuyorum”

Sözen, şöyle devam etti, “Kıbrıs’ta 1977 yılından sonra iki bölgeli, iki toplumlu federasyon kurmaya dayalı modelin iki tarafın da kağıt üzerinde kabul ettiği gelecek birleşik Kıbrıs’ın modelidir. Bu model henüz gerçekleşmiş bir model değildir. O nedenle daha çok siyasi yelpazede sağda bulunan siyasi elitler Crans Montana’daki konferanstan sonra,  federal çözümün artık mümkün olmadığını ve başka alternatif modeller üzerinde tartışılması gerektiğini öngörüyorlar. Arka planda olan budur. Bu bakış açısı bazında yeni bir modelin veya sisteminin tartışılmasını sağlıksız bulmuyorum”

 

“Mevcut sistemde bir sıkıntı var”

Sözen, siyasilerin çalışmayan bir modeli ya da başarılı bir şekilde yürümeyen bir model için alternatif başka bir model düşünülmesinin sağlıksız bir tartışma olmadığını kaydetti.

 “Siyasi elitler ve toplumun farklı kesimleri alternatif modeller üzerine konuşuyorsa demek ki o ülkede var olan sistemde bir sıkıntı var demektir” diyen Sözen, farklı yönetim sistemine geçmenin bugünden yarına gibi kısa bir zamanda çok kolay olmadığını belirtti.

 

“Uluslararası boyutu değiştirmek kısa vadede mümkün değildir”

Sözen, ülkenin iç yönetimi konusunda yaşanan sıkıntılar yanında olayın bir başka yönünün ise uluslararası boyutu olduğunu söyledi. Sözen, Kuzey Kıbrıs’ın tanınmamasının ayrı bir önem arz ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti, “Bu problemlerin olması demek iç konuların da daha iyi bir noktaya varamayacağı anlamını taşımıyor. İç konularda sistemi değiştirmek ve daha da geliştirmek mümkün olmasına rağmen esas uluslararası boyutunu değiştirmek kısa vadede mümkün değildir. Uluslararası  tanınmamışlık diye var olan sıkıntı bir yerde duruyor. En büyük sıkıntı oradadır. Tanınmamışlığı kolay kolay bertaraf edip kısa vadede tanınan bir devlet olmak kolay değildir”

Sözen, uluslararası camiada tanınmanın kısa vadede mümkün olamadığını, ancak kısa vadede içte bir iyileştirmenin mümkün olduğunu ifade ederek, sistemin değişmesiyle değil de içeriği iyileştirerek ilerlenebileceğini belirtti.

 

“Uluslararası boyutta işleri daha da zorlaştırır”

Sözen, “İçteki meseleler iyileştirilmeden bugünkü yapıyla uluslararası boyutta başka bir sisteme geçtiğiniz zaman radikal bir iyileşme olacağını düşünmüyorum. Son günlerde siyasilerin önerdikleri az önce bahsettiğimiz modellerle daha çok Türkiye ile daha fazla entegrasyon önerilmekte. Yani, var olan Kuzey Kıbrıs yönetiminin bazı fonksiyonlarını başka birilerine devretmeyi içeren modellerden bahsediliyor. İstikamet en sonunda bağımsız bir devletse, bu entegrasyon güdümlü modellerle bunun mümkün olacağını düşünmüyorum” diye konuştu.

Sözen, “Yetkileri aktarmak istediğiniz ülkeye daha çok entegre ve de bağımlı olursunuz” diyerek, bağımlı olunduğunda ilerideki hedef ayrı bir devletse buna geçişin daha da zorlaşacağını kaydetti.

Sözen, “KKTC’nin uluslararası boyutta, özellikle de Türkiye’ye daha çok yetki verip entegre olacak şekilde, farklı bir modele geçmesi hem çok zor hem de işleri uluslararası boyutta daha da zorlaştıracaktır – hem Kuzey Kıbrıs hem de Türkiye için” dedi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam