DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
GBP 41,0337 -0.05%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21600760,23%
“İŞGAL DEĞİL VESAYET VAR”

“İŞGAL DEĞİL VESAYET VAR”

CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, Ankara Hükümetinin buradaki hükümetin önüne koyduğu bir protokol ile uzaktan kumada gibi idare ettiğini söyledi

ABONE OL
10 Mart 2023 08:50
“İŞGAL DEĞİL VESAYET VAR”
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Asım Akansoy, ülkedeki rejim ile ilgili yapılan tanımlamaya CTP olarak işgal demediklerini belirterek, “parti içinde bazı arkadaşlar farklı argümanlarla tanımlama yapabilir. Ancak CTP bir bütün olarak bu tanımlamayı yapmıyor. Biz böyle bir siyaset de güdmüyoruz. Biz bu ülkede bir vesayet rejimi olduğunu söylüyoruz” diye konuştu

 

 Akansoy, ülkede bir alt yönetimin ve statükonun olduğunu söyleyerek, bunun da ana sebebinin Kıbrıs sorunu olduğunu belirtti. Bunun tüzüklerinde de yer aldığını belirten Akansoy, ana hedeflerinin Kıbrıs’ta vesayeti kaldıracak, statükoyu kıracak, yegane güç olarak gördükleri federal bir çözüme ulaşmayı öncelikli kılmak olduğunu kaydetti

 

Akansoy, önümüzde iki tane önemli seçim olduğunu belirterek bunlardan birinin Türkiye’deki seçim ve bir diğerinin de Haziran ayında Yunanistan’da gerçekleşecek olan genel seçim olduğunu söyledi. Akansoy, bu iki seçim netleşmeden Kıbrıs sorununda dinamik bir hareketlenmenin söz konusu olmadığını söyledi

 

2017 yılına kadar AB ile oluşturulan bir ad-hoc komite olduğunu, bizlerin yasal mevzuatını inceleyerek düzeyimizi belli bir noktaya çekmeye çalıştıklarını söyleyen Akansoy, “Ne yazık ki 2017 yılından sonra özelikle BM parametreleri dışına çıkılmasıyla o komite lav edildi ve boşluk oluştu. Bu boşluğun giderileceği yer AB eksenidir” dedi

 

 

Yeni Bakış

 

CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, Yeni Bakış WEB TV’de yayınlanan Ufuk Çağa ile Güne Yeni Bakış programına konuk olarak gündemi değerlendirdi.

Akansoy, ülke olarak krize dayanıklılığımızın hiç olmadığını, sosyal, ekonomik ve kurumsal yapımızın ciddi anlamda zayıf olduğunu son 3-4 yıldır yaşadığımız derin sorunlarla gördüğümüzü söyledi. Akansoy, pandemi, Türk Lirasının değer kaybetmesi, devletin kurumsal yapısının zayıflığı ve halka hizmet verememesinin, son olarak da deprem krizinin olduğunu kaydetti. Akansoy, maskenin düştüğünü ve aslında gerçek yüzün bu ülkede ortaya çıktığını ifade ederek, tamamen pamuk ipliğine bağlı bir devlet yapılanmasının olduğunu çok net bir biçimde gördüğümüzü söyledi. Akansoy, Türkiye ile imzalanan protokoller üzerine kurumsal yapımızda ciddi anlamda bir zayıflığın ortaya çıktığını söyleyerek, devletin denetleyemez hale geldiğini söyledi. Akansoy, personel sayısına bakıldığında kadro sayısı ile şu anda görevde olan kadro sayısının yarı yarıya azaldığını belirtti. Asım Akansoy, bir restorasyon sürecine girilmesi gerektiğini belirterek, var olan tüm yapılanmayı ele alıp nasıl daha iyi bir noktaya taşıyabileceğimizi ve bu noktada da dünyadan kopmadan çözüme entegre olacak bir kalite verme iddiasını nasıl sağlayabiliriz sorunu yanıtlamak gerektiğine vurgu yaptı. Akansoy, özellikle AB devletlerinin kurumsal yapısını geliştirmelerinin, idari standarta kavuşturmalarının AB normlarında olduğunu kaydetti. Akansoy, güneyde olanın bu olduğunu belirterek, 2017 yılına kadar AB ile oluşturulan bir ad-hoc komite olduğunu, bizlerin yasal mevzuatını inceleyerek düzeyimizi belli bir noktaya çekmeye çalıştığını söyledi. Akansoy, “Ne yazık ki 2017 yılından sonra  özelikle BM parametreleri dışına çıkılmasıyla o komite lav edildi ve boşluk oluştu” diyerek, bu boşluğun giderileceği yerin AB ekseni olduğunu ifade etti.

 

“Biz AB mevzuatına çok önem veriyoruz”

Asım Akansoy, Kıbrıslı Türklerin, AB ile olacak yol haritasını uygulamaya hazır olduğunu belirterek, bunun önemli bir ışık olduğunu söyledi. Akansoy, “Işık yok” konusunda genel bir saptama yapılacak olunursa, önünü göremeyen bir toplum yönetimi ile bir yere varabilmenin mümkün olmadığını belirtti. Akansoy, hangi yolun izlenmesi gerektiğinin önemli olduğunu belirterek, siyasi partilerin de kendi seçim manifestolarını bu normlara göre hazırladıklarını kaydetti. Asım Akansoy, şöyle devam etti, “CTP’nin farkı burada budur. Biz AB mevzuatına çok önem veriyoruz. Adaletin de siyasi eşitliğin de bu şekilde kurgulanacağını düşünüyor.”

 

“UBP ülke iradesini yerin dibine batırdı”

Akansoy, “Şu anda ülkede irade kimdedir?” sorusuna karşılık, “hükümette değil” yanıtını verdi. Akansoy, Ankara Hükümetinin buradaki hükümetin önüne koyduğu ve imzaladıkları iddiasıyla koyduğu bir protokol olduğunu belirterek, “uzaktan kumada gibi idare ediyorlar” diye konuştu. Akansoy, sadece hükümeti değil, Ersin Tatar’ın da aynı şekilde idare edildiğini belirterek, UBP’nin bu halinin ülkeyi rezil bir hale getirdiğini söyledi. Akansoy, UBP’nin ülke iradesini yerin dibine batırdığını belirterek, Mağusa Bölgesinde şu anda büyük bir kriz olduğunu, depremle birlikte binalarımızın sorgulanır olduğunu söyledi. Akansoy, okullar için yapılan analiz raporunun çıktığını ve içler acısı bir durumun söz konusu olduğunu belirterek, özellikle Mağusa okullarının ciddi sorunu olduğunu kaydetti.

 

“Bu okul yeniden nasıl yapılandırılacak? 1200 kişinin eğitim alması gereken bina hangi kaynakla karşılanacak?”

Asım Akansoy, Namık Kemal Lisesinin 1200 öğrencisi olduğunu belirterek, şunları söyledi, “bu kadar kişi eğitimi nasıl sürdürecek? Okul kullanılmaz haldedir. Binanın yıkılması gerekir. Yerine yeni bir okul yapılmasın gerekiyor. 1200 kişinin orada eğitim göreceği bir okula ihtiyacı var. Peki nasıl bir çare üretildi? Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, dedi ki bu iş çadırlarda devam edecek. Üç ay beş ay biz bunu toplum olarak elbet göğüsleriz, peki ya sonrası? Bu okul yeniden nasıl yapılandırılacak? 1200 kişinin eğitim alması gereken bina hangi kaynakla karşılanacak? Çok iyi biliyoruz ki bütçe, bütçe değil. Tam da böyle bir dönemde bu topluma saygı gereği o külliye inşaatını neden durdurmuyorsun? Biliyorum ki bu topluma inat Ankara Hükümeti ve bu hükümet o külliyeyi yapacak.”

 

“Ayrı bir devlet ama güneydeki denizler ne olacak?”

Akansoy, önümüzde iki tane önemli seçim olduğunu belirterek bunlardan birinin Türkiye’deki seçim ve bir diğerinin de Haziran ayında Yunanistan’da gerçekleşecek olan genel seçim olduğunu söyledi. Akansoy, bu iki seçim netleşmeden Kıbrıs sorununda dinamik bir hareketlenmenin söz konusu olmadığını söyledi. Akansoy, devlet yapılanmasının ismini KKTC’den önce Kıbrıs Türk Devletine, Annan Planını çağrıştırır diye Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olsun denildiğini, Tatar’ın ise Kıbrıs Postasına açıklama yaparak, “üst akıl böyle istiyor” dediğini anımsattı. Akansoy, ayrı devlet iddiasının ayrı devlet bakımından bu görüşün savunulduğunu ama tatmin de olmadıklarını ifade ederek, “ayrı bir devlet ama güneydeki denizler ne olacak? Kıbrıs’ın kuzeyinde bir hak iddiasında bulunursanız Kıbrıs’ın kuzey denizlerinde de hak iddiasında bulunmuş olursunuz” dedi. Asım Akansoy, gaz ve petrolün ise güneyde olduğunu ifade ederek, dolayısıyla Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hikayesinin 1950’li yılların, “Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacak” iddialarının bir açıklaması olduğunu kaydetti.

 

“Ülkede bir alt yönetim ve statüko var”

Asım Akansoy, ülkedeki rejim ile ilgili yapılan tanımlamaya CTP olarak işgal demediklerini belirterek, “parti içinde bazı arkadaşlar farklı argümanlarla tanımlama yapabilir. Ancak CTP bir bütün olarak bu tanımlamayı yapmıyor. Biz böyle bir siyaset de güdmüyoruz. Biz bu ülkede bir vesayet rejimi olduğunu söylüyoruz” diye konuştu. Akansoy, ülkede bir alt yönetimin ve statükonun olduğunu söyleyerek, bunun da ana sebebinin Kıbrıs sorunu olduğunu belirtti. Bunun tüzüklerinde de yer aldığını belirten Akansoy, ana hedeflerinin Kıbrıs’ta vesayeti kaldıracak, statükoyu kıracak, yegane güç olarak gördükleri federal bir çözüme ulaşmayı öncelikli kılmak olduğunu kaydetti.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam