DOLAR 32,3891 0.01%
EURO 34,6419 0.01%
GBP 40,6217 0.06%
ALTIN 2.387,150,30
BITCOIN 1970921-4,77%

Hükümet direksiyonda olduğunu göstermeli

ABONE OL
13 Nisan 2018 08:37
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Ekonomist Derviş Kemal Deniz, Ekonomik sıkıntılardan kurtulmanın tek yolunun tedbirler alarak ekonomiyi büyütmek olduğunu vurguladı


Deniz, “Hükümetin bu anlamda piyasayı canlandırması önemlidir. Piyasaya bu canlılığı katabilmek için planlayıp, fon bulmak gerekir, bu fonun da geleceği yer Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye’nin KKTC’ye fon ayırması içinde en önemli nokta ise, ekonomik ve mali protokolü yerine getirmektir” dedi


Deniz: Bugüne kadar alınamayan siyasi iradenin artık alınması şarttır. Moralsizlik içerisinde önünü göremeyen vatandaşı rahatlatmak amacıyla, hükümet direksiyonda olduğunu hissettirerek, ülkeyi bu kötü durumdan çıkaracağı umudunu halka vermesi gerekir

Eniz ORAKCIOĞLU

Ekonomist Derviş Kemal Deniz, KKTC’de günübirlik temaslarda bulunan Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ın açıklamalarına değindi.

Paraya karşılık protokol

Ekonomist Derviş Kemal Deniz, dövizin TL karşısındaki artışının KKTC ekonomisinde büyük sıkıntılar yarattığının altını çizerek, “Daha önce bu sıkıntılardan kurtulabilmenin tek yolunun ekonomiyi büyütmek olduğunu söylemiştim. Ekonomiyi büyütmenin yolu da belirli ekonomik tedbirler almak, piyasaya canlılık getirmek ve insanların gelir düzeylerini artırmaktır. TC Başbakan Yardımcısı Akdağ’ın verdiği beyanatla benim daha önce söylediğim bu sorunların ancak ekonomiyi düzeltmekle aşılacağı arasında bir paralellik var. Bu noktada hükümet de piyasayı canlandırmak gerektiğini söyledi. Ama piyasaya bu canlılığı katabilmek için planlayıp ek olarak fon bulmak da önemlidir, bu fonun geleceği yer de Türkiye Cumhuriyeti’dir. Piyasayı canlandırmak açısından bir şeyler yapılması şarttır, örneğin vergi oranları düşürülecekse bunu fonlamanız lazım, bunu da Türkiye’den fonlayabiliriz. Veya gümrükleri düşürecekseniz yine bir fon yani bütçeye bir katkı bulmak gerekliliği vardır. Ancak bu sayede fiyatları belirli bir dengede tutabiliriz. Tam da bu noktada gidip Türkiye Cumhuriyetinden parayı isteyeceğiniz zaman onların size ilk söyleyeceği şey protokol ne âlemdedir olur” dedi.

“Ödevlerimizi yapmalıyız”

Geçmişte mali protokollerin uygulanıp uygulanmaması ile ilgili çok şeylerin söylendiğini dile getiren Deniz, “Türkiye Cumhuriyeti ise, protokoller uygulanmadığından dolayı sürekli memnuniyetsizliğini dile getirdi ve bu konuda hep şikâyetçi oldu. Hükümetlerin bugüne kadarki en büyük sıkıntısı da protokolleri tam anlamıyla uygulayamamak oldu. Protokolde yazanların yarısı bile uygulansa başarı sayılırdı. Bu nedenle parayı veren taraf olan Türkiye’de bu ödevlerinizi yerine getirmeyecekseniz size neden para vereyim diye sorar? Tam da böyle bir zamanda KKTC’nin ekonomik krizin içinde olduğu ve en azından kişilerin döviz artışı, artan fiyatlar ve enflasyon nedeniyle mağdur olduğu bu dönemde piyasanın canlanması önemlidir. Bu noktada da hükümetin, en çok ihtiyacı olduğu zaman dönüp bir yere bakması gerekir, bu bakacağı yerde Türkiye Cumhuriyeti’dir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ödevlerini tam anlamı ile yapmayınca, başınıza geleni çekin şeklinde bir hava oluşuyor. Eğer biz uluslararası anlaşmalar çerçevesinde tanınmamış bir ülke olsak ve İMF ile çalışsak bize yine aynı muamele yapılırdı” diye konuştu. 

“25 bin dolar milli hasıla olabilir”

Deniz, sözlerine şöyle sürdürdü; “Türkiye Cumhuriyetinin ana vatan, yavru vatan ilişkilerini göz önünde bulundurarak protokolleri uygulamasak bile T.C. iyi niyet gösteriyor ama bu da bir yere kadar. Bunun yanında protokollerin kökenine bakıldığında bazı ekonomik ve temel çözümler ülke ekonomimizin büyümesine de yardımcı olabilir. Ben yıllardır protokollerin içinde uygulanabilir, güzel ve ekonomik aktiviteyi hızlandırıp, reel sektörü güçlendirip, ülkede kişi başı düşen geliri artırıcı önlemler olduğunu savundum. Öte yandan ada ekonomisi olduğumuz için ve ada ekonomisine bağlı artı tanınmamışlık da olması nedeniyle gayrisafi milli hasılayı TC Başbakan Yardımcısı Akdağ’ında söylediği gibi 25 bin dolara çıkarılması söz konusu olabilir. Ek olarak Türkiye’nin desteği ile de bu daha kolay bir hal alabilir, ama ada ekonomisine bağlı belirli sektörlerin harekete geçirilmesinde atılması gereken birçok adım vardır. Onlar harekete geçirilmezse 25 bin dolar milli hasılanın tam anlamı ile gerçekleşmesi mümkün olmayabilir.”

“Türkiye desteği ile gerçekleştirebiliriz”

25 bin dolar Milli hasıla için Türkiye Cumhuriyeti’nin tavsiyeleri yanında biraz da kendimizin yaşadığı sıkıntılara çareler üretmesi gerektiğini belirten Deniz, “Örneğin bu ülkeye katma değeri olacak yabancı sermaye ve buranın uluslararası finans merkezi olmasına yönelik önlemleri biz alabiliriz. Türkiye bize bir yere kadar destek verir, arkası da bizden gelmelidir. Sonuç olarak sıkıntılarımızın nasıl aşılacağına yönelik planlarımızı çok süratli bir şekilde ortaya koymamız gerekir. Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile bizimde ortaya koyacaklarımızı birleştirip 25 bin dolar milli hasıla hedefini gerçekleştirebiliriz” şeklinde konuştu.

“Vatandaş sorguluyor”

Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü; “Vatandaş bugün ülkenin içinde bulunduğu kötü duruma baktığında yüzde 90’ı elindeki parayla geçinemeyecek duruma geldiğini, önünü göremediğini düşünmekte. Bunun yanında kişi başına düşen 15 bin dolar gelirin gerçek olmadığını ön görmektedir. Nasıl olurda milli gelirimizi 10 bin dolar artırarak 25 bin dolara çıkaracağımızı sorgulamaktadırlar. Bu da çok normal bir şeydir.”

“Kaynakla kısa vadeli çözüm mümkün”

Kısa sürede bu zorlukların aşılacağını düşünmediğini, bu nedenle ilk yapılacak olanın şok tedbirler almak olduğunu vurgulayan Deniz, “ Hükümet Türkiye Cumhuriyeti’nden buraya kaynak aktarmalı ve ekonomik krizin kısa dönemde atlatılmasını sağlaması lazımdır. Ama bu 25 bin dolar milli hasılaya 1 günde çıkılacak anlamı taşımaz ve bunu sağlamaz. Söylediğim bu tedbirler yani Türkiye’den kaynak aktarılması veyahut buranın fonlanması sadece halkın bugünkü sıkıntısını kısa vadede ortadan kaldır. 25 bin dolara çıkmak ise daha uzun sürede ekonomik protokolleri uygulamakla ve bir kısımda kendi içimizde doğru yerleri doğru tespit edip, nerelerde istihdam sağlayabileceğimizi hesaplayarak, yabancı parayı daha çok güçlendirecek ve insanların gelirlerini daha fazla güçlendirecek tedbirlerin alınması ile olabilir. Ama doğru kararlar alınırsa 1-2 sene içerisinde hedefe doğru bir miktar da olsa ilerleyebiliriz diye düşünüyorum” dedi.

“Ticari alandaki faaliyetleri hızlandırmalı”

Kısa sürede iyileşme için planı iki aşama olarak görmek gerektiğini vurgulayan Deniz, “1’incisi kısa zamanda ülkenin bazı faaliyetlerinin özelliklede ticari alandaki faaliyetlerinin hızlandırılması önemlidir. İkincisi ise, insanların mağduriyetinin giderilmesi ve belirli standarda gelebilmesi için vergi, gümrük gibi uygulamaların düşürülmesi lazımdır” diye konuştu.

“Biz Kıbrıs’ta problemleri birebir yaşamaktayız”

Deniz, sözlerine şu şekilde son verdi; “Biz Kıbrıs’ta problemleri birebir yaşamaktayız. Bilhasa iş adamları da bunu yaşıyor. Örneğin; Güney’in 2012 krizinden sonra kendini nasıl  düzelttiğine bakmak, Malta’ya ve diğer ada ekonomileri için neler yapıldığına bakmak da önemlidir.  Bunu yanında bugüne kadar bir deste planlar yapıldı ama görünen o ki bütün bu planlara rağmen sonuca götürme yönünde bir irade konulamadı. Artık bu iradenin gösterilmesinin şart olduğunu düşünüyorum. Öte yandan moralsizlik içerisinde önünü göremeyen vatandaşlar için de hükümetin direksiyonda olduğu hissettirmesi, ülkeyi bu kötü durumdan çıkaracaklarının umudunu vermesi lazımdır.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam