DOLAR 32,3376 -0.45%
EURO 34,6801 -0.42%
GBP 40,5153 -0.51%
ALTIN 2.392,93-1,21
BITCOIN 18955601,19%

Havuzlar kanser riski taşıyor!

ABONE OL
14 Temmuz 2017 06:44
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Özlem ÇİMENDAL

Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Asbaşkanı, Çevre Sorumlusu Teksen Köroğlu, deniz suyu analizlerinin doğru düzgün yapılmadığı ülkede halkın baskısı sonucu Sağlık Bakanlığı’nın “Denizlerimizin temiz” açıklamasını yaptığını dile getirerek, aynı şeyin 2016 yılından bu yana tahlilleri yapılmayan havuzlar için de geçerli olduğunu kaydetti.

“Havuz suyu analizleri 1 yıldır yapılmıyor”

Açıklamaların gerek sivil toplum örgütlerini ve gerekse kamuoyunu pek tatmin etmeyen ve güvenilir bulunmayan şekilde olduğunu savunan Köroğlu, “Toplu kullanılan havuz suyu analizlerinin Ağustos 2016’dan beridir yapılmadığını hiçbir açıklama yapılmadığını ve Devlet Laboratuvarı’nın yangın sonrası yetersizlikleri nedeni ile bu kimyasal tahlilleri yapamadığı için toplu havuzların denetlenemediğini ve bunun da halk sağlığı açısından çok önemli riskler taşıyabileceğini” dedi.

Denetlenmeyen havuzlar da hiç masum değil

Toplumun denizlerdeki kirlilikten ve Girne bölgesindeki birçok koylardaki pislik ve  kötü kokulardan dolayı havuzlara yönlendiğini de vurgulayan Köroğlu, “Havuzlara yönelirken buralarının da kontrolsüz olması ve havuz suyu analizlerinin de yapılamamış olması başka endişeleri de beraberinde getirmektedir. Kavurucu sıcakların dayanılmaz olduğu bu yaz günlerinde Hükümetteki yöneticilerin beceriksizlikleri yüzünden bir ada ülkesinde yaşayan halkımız serinlemek için deniz ve havuzu bile gönül rahatlığı ile kullanamamaktadır” şeklinde konuştu.

“Fazla klor sağlığı tehdit eder”

Havuzların temizliği için klor kullanıldığının herkesçe bilinen bir gerçek olduğuna dikkat çeken Köroğlu şöyle konuştu: “Havuz suyunda üreyerek sağlığımızı tehdit edebilecek olan bakteriler klor sayesinde ortadan kaldırılır. Ancak, gereğinden fazla kullanıldığında, klor ile temizlenen havuz sularının da sağlığımızı tehdit edebileceğinden çok kişi haberdar değildir.”

“Havuz kontrolleri en son Ağustos 2016’da yapıldı”

Ülkemizde havuz suyu analizlerinin en son Ağustos 2016’da yapıldığını anlatan Köroğlu, “Sonrası yok. Devlet Labaratuvarı şu anda kimyasal analizleri yapamadığı için havuzlarda analiz yapmıyor?” diye sordu. Köroğlu, “Oysa bu tahlilleri ülkemizdeki birçok özel laboratuvar çok rahatlıkla yapabilir yaptırılabilir halk sağlığını hiçbir tehlikeye atmaz ve bu riskleri konuşmamıza bile gerek kalmazdı” ifadelerini kullandı.

“Çocuklar, vücut ağırlıkları nedeniyle havuz kimyasallarından daha çok etkileniyor”

Başta klor olmak üzere, yüzme havuzlarındaki kimyasalların çoğunun insan sağlığı için oldukça zararlı olduğuna da değinen Köroğlu, “Göz kızarması; ciltte kuruma, kaşıntı ve döküntü; aşırı sivilcelenme ve saç renginin açılması gibi nispeten ‘Zararsız’ etkilerin yanı sıra, astım krizleri, hormon bozuklukları ve bağırsak florasının değişmesi gibi ciddi rahatsızlıklara da yol açabiliyorlar. Üstelik çocuklar, vücut ağırlıkları nedeniyle havuz kimyasallarından daha fazla etkileniyorlar. Benzer şekilde, gerek yutularak gerekse cilt yoluyla vücudumuza giren klor, bağırsak floramızın değişmesine yol açabiliyor. Bu da, sindirim sorunlarından tutun da, bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar bir sürü rahatsızlığa yol açabiliyor” diye konuştu.

“Duş almak cildin zararlı havuz suyunu daha az emmesini sağlıyor”

Köroğlu, “Havuza girmeden önce duşunuzu alın. Bu önlemin iki faydası var: Birincisi, cildimiz sünger gibi olduğu için, önce temiz suya maruz kalırsa, zararlı havuz suyunu daha az emiyor. İkincisi, terleme sonucunda cildimizde biriken amonyak, havuzdaki klorla birleştiğinde kloramin adlı zararlı bir kimyasal oluşuyor. Duş almak cildimizdeki amonyağı azalttığından, kloramin oluşumunun önüne geçiyor” dedi.

“Klor okside ederek sağlığa zararlı hale gelebilir”

Köroğlu şöyle konuştu: “Klor sudaki bazı organik maddelerle birleşip onları okside ederek insan sağlığı için son derece zararlı bir madde olan Trihalometan (TMH) gibi ürünlerin oluşmasına neden olur. Klorlu suyu vücudumuza sadece içerek değil  banyo yaparak da alırız. Yapılan araştırmalara göre duş suyu sıcaklığı 42 dereceye ulaştığında son derece toksik olan Kloroform’un  ve Trichloretilen (TCH)’in %80’i buharlaşmakta ve buharlaşan klor, TCE ve benzen solunum yoluyla dolaşımımıza geçmektedir. İçtiğimiz su kadar hatta daha da tehlikeli olan duş ve yıkanma sırasında alınan kanserojen klor ve klor türevleridir ve bu atıklar vücudumuzda birikmektedir.”

“Mide bulantısı, kusma, boğazda yanma hissi, burun kanaması, göz tahrişi”

Klorlu suyun kısa vadede zararları hakkında ise Köroğlu, “Klorlu sular, gerek havuz sularından gerekse musluk sularından, sindirilebilmekte veya duş alırken cildimize ve gözlerimize temas edebilmektedir. Klorlu sulara çok fazla maruz kaldığımızda bazı sağlık sorunlarına neden olabilir. Mide bulantısı, kusma, boğazda yanma hissi, burun kanaması, göz tahrişi, öksürük veya hırıltı, göğüs ağrıları, nefes darlığı ve akciğerlerde sıvı birikimi, klorlu suya maruz kalınması sonucu oluşabilecek erken etkilerden bazılarıdır. Bu kimyasalın suda seyreltilmeden önce teması veya kokusunun teneffüs edilmesi çok daha ciddi sorunlara neden olabilmektedir” ifadelerini kullandı.

“Yüzme antrenörlerinde, cankurtaranlar, havuzda eğitim alanlar tehlikede”

Klorlu suyun uzun vadede zararlarıyla ilgili ise Teksen  Köroğlu şu ifadeleri kullandı: “Klorlu su uzun vadede çok daha ciddi sorunlara neden olabilmektedir. Genellikle sağlıksız şebeke sularını uzun süre tüketenlerde ya da mesleği gereği, yüzme antrenörlerinde, cankurtaranlarda ve havuzda eğitim yapan sporcularda bu tür etkilere neden olmaktadır. Bu sağlık sorunlarını şu başlıklar altında inceleyebiliriz.”

“Dişlerdeki kimi çürükler klordan”

Akciğer sorunlarının, bronşit ve astım gibi rahatsızlıkların oluşmasına, eğer bu rahatsızlıkları bulunduruyorsanız, hastalığın ilerlemesine neden olmasının da klorlu suyun zararları arasında olduğunu anlatan Köroğlu, “Bu risk özellikle kapalı yüzme havuzları ve duş alırken fazla buhar oluşumunda artış gösterebilir. Diş korozyonuna neden olarak, ağız sağlığınıza zarar verebilir. Diş korozyonu, özellikle şehir şebekelerinin klor seviyesinin fazla yüksek olduğu bölgelerde bu tarz diş sorunlarıyla karşılaşmak mümkündür. Bazı kesimlerde yaşayan insanların, dişlerinde siyahlıklar ve çürükler oluşmasının ana nedenlerinden birisi klorlu su tüketimidir. Özellikle geçmiş yıllarda Van ilinde bu tarz sonuçlar gözlemlenmiştir” diye konuştu.

“Uzun süre klorlu suya maruz kalmak kanser yapabilir”

Teksen Köroğlu, klorlu suda uzun süre vakit geçirenlerde kanser riskinin oldukça yüksek olduğuna da dikkat çekerek, “Fazla miktarda klorlu su tüketen ve havuzlarda fazla vakit geçiren kişiler üzerinde yapılan bir araştırma sonucunda, bu kişilerin birçok kansere yakalanma olasılıklarında yüksek miktarda artış gözlenmiştir” dedi.

Klor bakterileri nasıl öldürür?

Havuz suyuna karıştırılan klor solusyonu, hipokloröz asit (HOCl) ve hipoklorit (OCl¯) haline dönüştüğünü anlatan Teksen Köroğlu şu ifadeleri kullandı: “Her iki kimyasal da hücre duvarında bulunan lipidlere saldırır, hücre içindeki yapılar ve enzimleri harap eder, mikroorganizmaları okside ederek öldürür. Bu iki kimyasalın düzeyi havuz suyunun asiditesi, yani pH’sı ile değişir. Eğer havuzdaki suyun pH’sı yüksekse, yeterli hipokloröz asit oluşamaz ve mikroorganizmaların temizliği daha uzun sürer. Bu yüzden, havuzların pH’sı 6.5-7.8 arasında bulunmalı, ideal pH’sı 7.4 olmalıdır. Daha fazla dezenfeksiyon için daha fazla klor kullanmak doğru değildir.”

“Havuz kenarında oturanlar da etkileniyor”

Havuz suyundaki klorun sadece içinde yüzenleri değil, havuz kenarında oturanları da etkilediğini dile getiren Köroğlu, “Havuzda yüzenler su yutunca, deri ve gözleri havuz suyu ile temas ettikçe ve havuz kenarında buharını soludukça, klora maruz kalırlar. Eğer havuz suyunda gereğinden fazla klor varsa, bir süre sonra aşağıdaki belirtiler ortaya çıkar: Mide bulantısı, Kusma, Boğazda yanma hissi, Gözlerde tahriş, Gözlerde yanma, Öksürme, Göğüs ağrısı, Solunum sıkıntısı, Deride yanma ve tahriş. Kısa süreli bu etkiler yanında uzun dönemde; bronşit ve astım gibi akciğer problemleri ile kanser bile görülebilir.”

“Gözlük takıp, burun tıkacı kullanıp su yutmamaya çalışsınlar”

Köroğlu, “Klorun gözleri etkilemesini önlemek için gözlük takın. Su yutmamaya çalışın. Burun tıkaçları ile burnunuza su kaçmasını önleyin. Özellikle kapalı havuzlarda havadaki klor kokusuna dikkat edin. Aşırı klor kokusu havuzda çok fazla klor olduğunun göstergesidir. Yüzdükten sonra mutlaka sabunla yıkanarak klorun derinizi tahriş etmesini önleyin. Kapalı havuzlarda gereğinden fazla kalmayın. Çünkü soluduğunuz havada sadece klor buharı değil, ayrıca farklı kimyasalların da buharı bulunmaktadır” dedi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam