“Yolsuzluklar Siyasetten soğuttu”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Deniz ABİDİN

Çalışma Eski Bakanı, TKP -YG Genel Sekreteri Sonay Adem, KKTC’nin idari açıdan en kötü dört yılının geride kaldığını belirtti. Adem, büyük hayal kırıklıklarının yaşandığı, Kıbrıslı Türklerin oluşturduğu yönetim mekanizmasına yabancılaştığı ve siyasetçiye de tepki duyulan bir süreçten geçilmekte olunduğuna dikkat çekti. Adem, bunun çeşitli temel kaynaklarının olduğunu belirterek, vatandaşın, bugüne kadar kendisine söylenenlerin haricinde başka bir mekanizma tarafından bir reçetenin uygulanmakta olduğunu kaydetti.

Adem, Kıbrıslı Türklerin kendi ayakları üzerinde tam anlamıyla durulmasını istenmediği ve böylesi bir yöntemle idare edilmesinin sağlandığının bazı çevreler tarafından düşünüldüğünü belirtti. Adem, her ne olursa olsun Kıbrıslı Türklerin bugünkü ekonomik ve sosyal süreci hak etmediğini ifade ederek, çağdaş ve aydın bir toplumun parçası olduğumuz düşünüldüğünde bunların nasıl yaşandığına anlam veremediğini söyledi.

“Yolsuzluklar siyasetten soğumaya neden oldu”

Adem, siyasal partilerin kendi programlarının arkasında durabilecek yapıda olmadığını belirterek, esas sorunun bu olduğunu kaydetti. Yurttaşın siyasetten soğumasının ve devlet mekanizmasına yabancılaşmasının temel nedenlerinden birinin bu olduğunu ifade eden Adem, bir diğer nedeninde son günlerde gündeme gelen yolsuzluklar olduğunu söyledi. Adem, ormanların, sahil şeritlerinin ve ülkenin en kıymetli kalan yerlerinin ikinci yağma düzeni denecek şekilde dağıtılmasının toplumda büyük bir infial oluşmasına neden olduğunu kaydetti.

“Hiçbirinin üzerine gidilmedi”

Adem, şunları söyledi, “Bu yanıyla toplumda infial çıkmış, ancak diğer yönüyle düşünülen ise yapanın yanında kalmasıdır. Bugüne kadar hiçbir yolsuzluğun, usulsüzlüğün üzerine ne yazık ki gidilmedi. Yapılması gereken çok nettir. Yolsuzluk kimden gelirse gelsin, bunun sağcısı solcusu yoktur. Bunların üzerine çok net gitmek lazım. Somut olarak Savcılık önünde olan vakalar da vardır. Lefkoşa, Mağusa Belediyesi Sayıştay raporlarının akıbeti belli değildir. Öte yandan Meclis’te de dile getirilen birçok yolsuzluk olayı vardır.  Yolsuzluk beyanları tozlu raflarda kaldı. Dolayısıyla bunların üzerine gidilerek toplum temizlenebilir”

“Hayal kırıklığı daha da büyüyor”

Adem, hayal kırıklığını yaratan en önemli meselenin yolsuzlukları yapanın yanına kar kaldığı bir düzenin yaratılması olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti, “Dünyanın her yerinde yolsuzluklar oluyor. Bu tür olaylara tenezzül etmek isteyenler olabilir. Önemli olan bunların tespit edildiği zaman hemen yargıya havale edilmesidir. Güney Kıbrıs bizim için aslında iyi bir örnektir. Örneğin, Baf Belediye Başkanı hapse atıldı. Geçmişte büyük bürokratlar da hapse atıldı. Bizde ise ne sen benim ne de ben senin üzerine yürümeyeceğim şeklinde bir izlenim oluştu. Bu hayal kırıklığını daha da büyütüyor”

Adem, günün sonunda vatandaşın vardığı noktanın “bu ülkede bir şey olmaz” olduğunu ifade ederek, ekonomik ve sosyal meselelerde dayatılan reçetenden öte kendi oluşturacağımız programın arkasında yürüyen ve sorunları çözmeye çalışan bir tavrın olması gerektiğini belirtti. Yolsuzlukların üzerine mutlaka yürünmesi gerektiğini söyleyen Adem, toplumun önünden bu sorunların çekip alınması halinde Kıbrıslı Türklerin bölgede hatırı sayılı önemli bir ivme kazanacağını kaydetti.

“Crans Montana’ya büyük bir zorlamayla gidildi”

Adem, 2017 yılına girilene kadar Kıbrıs sorunu çözülemezse seçim dönemine girileceğinin defalarca konuşulduğunu anımsatarak, sürecin 2017’ye sarktığını, görüşmelerin devam ettiğini, Crans Montana’ya gidilirken büyük bir zorlamanın yapıldığını kaydetti.

Adem, Kıbrıs İşerinden sorumlu bakanın basına yaptığı açıklamada “zorla götürülüyoruz” dediğini belirterek, Güney Kıbrıs’ın seçim dönemine girdiğini söyledi.

“BM parametreleri çerçevesinde kollar yeniden sıvanmalıdır”

Adem, “Herkes seçime odaklandı. Böylesi bir ortamda çözüm beklemek biraz saflık olurdu, sanırım. Zorlama ile bir yere varılamayacağının farkına varmamız gerekir. BM parametreleri gökten zembille inmedi. Bunlar 50 yıldır görüşme süreçlerinden süzülerek, BM Güvenlik Konseyinin de katkısıyla oluştu. Temel çözüm modeli iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı bir federal çözümdür. Bundan kaçış mümkün değildir. Bundan kaçış bu memlekette büyük oranda bir çatışmayı doğurur. Sizin kabul ettiğinizi eğer karşı taraf kabul etmiyorsa sorun devam ediyor demektir. Herkes bunu sağduyulu bir şekilde düşünmelidir. 2018 yılının Şubat ayında Rum tarafında seçim vardır. Mart 2018’de ise bizde milletvekilliği seçimi öngörülüyor. Seçimlerden sonra yeniden BM parametreleri çerçevesinde kollar sıvanmalıdır. Yapılabilecek en doğru tavır budur. Kıbrıs Adası hem küçüktür hem de iki toplumu kaldıracak kadar büyüktür. Dolayısıyla burada bölüşeceğimiz burada kalacaktır. Kimsenin hakkı çiğnenmeden bir anlaşmaya imza atılabilir” diye konuştu.