“Gelişme nutukta, icraatta değil”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un, uygulanan büyüme stratejileriyle ülkede gözle görülür refah artışı ve istikrar sağlandığını, ülkenin 7 yıldır kesintisiz büyüdüğünü açıklamasına vatandaştan tepki geldi. Yeni Bakış’a konuşan vatandaşlar, ülkede suç oranlarının son yıllarda arttığını, gelişmeye dair tek belirtinin bu olduğunu söylediler.

“Gelişme nutukta, icraatta değil” diyen vatandaş,  “Geliştik gelişmesine de nerede geliştik diye sormak lazım. Hırsızlıkta, soygunculukta, rüşvette, adam kayırmacılıkta evet geliştik. Eğitim, sağlık, turizm, tarım gibi alanlarda ise yerimizde sayıyoruz. Siyasilere göre iyiye doğru gidiyoruz” diye konuştu

Vatandaş, “Gelişme görmüyoruz çünkü  gelişemiyoruz. Başa kim gelirse gelsin kendini düşünür, cebini düşünür. O nedenle de gelişme olmaz” diyerek tepkisini dile getirdi

Vatandaş,  “Kıbrıs Türk toplumu zamanında tembelleştirildi. 1986 yılında Özal, ‘bir apartman sakinleri kadar sayınız var, hepiniz memur olun, ben sizi öderim’ dedi. Çobanı dahi, dağdan indirip memur yaptılar. Peki sonra ne oldu? Şimdi memur alımı durdu. Ancak bu süre zarfında üretim de durdu. Vatandaş 2 bin lira maaş alır. Elinde hiçbir şey kalmaz. Alım gücü düştü. Eskiden Kıbrıs Türkü ektiğini biçtiğini yerdi. Şimdilerde hep geriye gidiyoruz, gelişme göremedik” dedi

Deniz ABİDİN

Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un, uygulanan büyüme stratejileriyle ülkede gözle görülür refah artışı ve istikrar sağlandığını, ülkenin 7 yıldır kesintisiz büyüdüğünü açıklamasına vatandaştan tepki geldi. Yeni Bakış’a konuşan vatandaşlar, ülkede suç oranlarının son yıllarda arttığını, tecavüz, kadın cinayetinden tutun da uyuşturucu ve darp olaylarının oldukça fazla olduğunu belirtti.

“Hepimiz batmış durumdayız” diyen vatandaşlar, “bırakın ilerlemeyi, eğitimden sağlığa kadar her alanda yıllar öncesinin daha da gerisine gittik” diye konuştu.

Vatandaşlar, “Dünya gelişiyor, KKTC geriliyor” diyerek tepkilerini dile getirerek, “Sayın Bakanın dediği yönde bir refah artışı ya da gelişmeyi vatandaş olarak hissedemediklerini kaydetti.

Vatandaş korkuyor

Bu arada birçok vatandaşın söyleyecek birçok sözleri olmasına rağmen korktukları da görüldü. Vatandaşlar konuşmaları halinde kendilerine veya yakınlarına yöneticiler tarafından baskı yapılabileceğini belirterek isimlerinin yazılmasını istemediler. İsminin açıklanmasını istemeyen bir vatandaşın bu konu ile ilgili söyledikleri ise gayet düşündürücü idi. Vatandaş “Ülkede yıllardan beridir sen bendensin sen benden değilsin diye insanları ayırıyorlar. Halbuki seçilmişlerin görevi tüm vatandaşlara eşit mesafede durup eşit davranmaktır. Şu andaki iktidarda görevli hiçbir yönetici çıkıp da ben tüm vatandaşlara eşit davranıyorum diyemez. Eğer onlardan isen işin oluyor değilsen olmuyor, eleştirmeye kalkarsan da ellerindeki imkanlarla seni ve yakınlarını baskı altına almaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

Vatandaş ne dedi?

Selçuk Ekendal:

“İnsanlarla alay ediyorlar”

“Ülkemizde herhangi bir konuda gelişme olduğuna inanmıyorum. İhracat mı arttı, sanayimiz mi büyüdü, tarımımız çok mu gelişti, yoksa turizm patlaması mı yaşanıyor. Yoksa bütçede artış mı meydana geldi? 2011 sonrası işe alınanlara artış veriliyormuş. Bu dedikleri oran ayda 65 lira eder. İnsanlarla alay ediyorlar. Sağlıkta bir yere varamadık. Özeldeki doktorlarla devlettekiler kavgaya tutuştu. Eğitimde ise tam bir kargaşa yaşanmaktadır. Okullar kapalı olduğu sürece bir gelişme yok, ancak açılmasına çeyrek kala grevler başlayacak. Genel olarak ülkede bir gelişme göremiyorum”

Mustafa Kemal Özdevim:

“Hırsızlıkta, rüşvette, adam kayırmacılıkta geliştik”

“Geliştik gelişmesine de nerede geliştik diye sormak lazım, ekonomide büyüme var diyorlar ama biz göremedik, herhalde vatandaşlar farklı gözlerle bakıyor ki göremiyor. Hırsızlıkta, soygunculukta, rüşvette, adam kayırmacılıkta evet geliştik. Eğitim, sağlık, turizm, tarım gibi alanlarda ise yerimizde sayıyoruz, hatta daha geriye gidiyoruz. Siyasilere göre iyiye doğru gidiyoruz. Ülkeye bir bakıyoruz, okul sayısından çok cami var. Camiler arttı, imamlar hapis yatır. Ülkede suç oranları geçmiş yıllara göre çok fazla. Bunlar için gelişme budur”

Şeref Karaca:

“Ceplerini düşündükleri sürece gelişemeyiz”

“Hiçbir alanda gelişme göremedim. Gelişemiyoruz hatta daha da geriye gidiyoruz. Çünkü başa kim gelirse kendini düşünür, cebini düşünür. O nedenle de gelişme olmaz. Hangi alanda geliştiğimize vatandaş olarak bakıyorum, elle tutulur bir şey yok. Sağlık alanına bakıyorum. Hastane pislikten geçilmez. 20 yıl önceki devlet hastaneleri daha iyi durumdaydı. Bir emar çektireceğiz, 8 ay sonraya randevu veriliyor. O zamana kadar ölür müyüz kalır mıyız belli değil. Eğitime gelince o da yerlerde sürünüyor. Eğitimde tam bir keşmekeş yaşanıyor. Ülke tamamen paralı eğitim oldu. Yollara bakıyoruz. Hepsi berbat durumda. Lefkoşa Belediyesi gelmiş geçmiş en kötü belediyedir. Yollara, yol kenarlarındaki otlara bakarsanız görürsünüz. Lefkoşa’nın meydanı böyle olmamalı. Etrafa bakıldığında gelişip gelişmediğimiz zaten belli oluyor”

Yavuz Umar:

“Hep geriye gidiyoruz, gelişme göremedik”

“Kıbrıs Türk toplumu zamanında bilinçli bir şekilde tembelleştirildi. 1986 yılında Özal ve yönetimi KKTC’yi ziyaret etti. İlgili kişileri bir araya getirerek bir toplantı düzenledi. Bir apartman sakinleri kadar sayınız var, hepsiniz memur olun, ben sizi öderim dedi. O dönem orada bulunan Alpay Durduran çıktı, bunu yaparsanız, üretim duracak ileride aç kalacağız dedi. 8-10 bin liraya memur yaptılar, 30 yaşında 35 yıl üzerinden emekli yaptılar. Çobanı dahi, dağdan indirip memur yaptılar, sonra ne oldu? Şimdi memur alımı durdu. Ancak bu süre zarfında üretim de durdu. Vatandaş 2 bin lira maaş alır. Elinde hiçbir şey kalmaz. Alım gücü düştü. Eskiden Kıbrıs Türkü ektiğini biçtiğini yerdi. Şimdilerde hep geriye gidiyoruz, gelişme göremedik”

Hüseyin Alasya:

“Gelişme nutukta, icraatta değil”

“Gelişme nutukta, icraatta değil. Ben vatandaş olarak herhangi bir alanda geliştiğimize dair bir belirti göremiyorum. Ülkede gelişiyoruz demek için ilk önce halkın alım gücünün yükselmesi gerekir. Kullandığımız para Türk Lirası olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin reel enflasyonunun altında bir hayat pahalılığı uygulamasıyla alım gücü düştü. Sağlık alanında ise bir bütçe yapılanması yok. Genel olarak ülkeye bakıldığında ne ekonomide ne sanayide ne sağlıkta ne eğitimde ne de diğer alanların hiçbirinde ilerleme göremiyoruz. Günlük yaşamımızda rahatlamamız için bugün itibariyle mevcut olanı korumayı dahi başaramadık. Çözüm umutlarının tükendiği bu günlerde odaklanılması gereken tek konu ekonomik gücümüzü reel anlamda güçlendirmektir. Gıda hizmetlerine bakıyoruz, her şey çok pahalı. Bu ülkede Türkiye’ye göre 4 katı fiyata meyve sebze tüketiyorsak bir denetim de yok demektir”