DOLAR 32,2569 -0.29%
EURO 34,7696 -0.19%
GBP 40,4556 -0.32%
ALTIN 2.388,76-0,18
BITCOIN 20639940,05%
“Geçinemiyoruz, gelecekten ümitsiziz”

“Geçinemiyoruz, gelecekten ümitsiziz”

Ülkemizin en büyük sorunu haline gelen “Geçim” sorunu ile geleceğin nasıl olacağını vatandaşlara sorduk. Vatandaşlardan aldığımız cevaplar oldukça düşündürücü oldu.

ABONE OL
12 Şubat 2024 09:30
“Geçinemiyoruz, gelecekten ümitsiziz”
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Son yıllarda iyice dibe vuran ülke ekonomisi, artık vatandaşların bir numaralı sorunu haline geldi. Bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde ekonomik yönden hızla fakirleştirilen ülke insanı artık gelecekten de umudunu kesmiş durumda

 

Yusuf Coşkuner; “Ülkemizde halen uygulanan politikalarla ileriye gitmek mümkün değil, zaten yıllardan beridir bunu yaşıyoruz. Mevcut sistemde zengin daha zengin fakir dahada ihtiyaçlı duruma düştü”

 

Sinem Yakut Turaç; Ülkede herkes kendi çıkarlarının peşinde. Halkı düşünen yok maalesef. Eğer olsaydı şu an bu durumda olmazdık. Benim hiç ümidim yok bu konuda. Ülkemizdeki sorunları saymak isterdim ama saymakla bitmez. Sorun bitmiyor

 

Erbil Alasya; “Alınan maaşla günden güne daha zor geçiyoruz. Baştakiler sürekli daha güzel olacak dedikçe, durum daha da kötüye gidiyor. Eskiye göre alım gücümüz daha çok azalıyor. Maalesef bu politikalarla iyiye gitmek imkansız. Ülkede en büyük sorun liyakat sorunudur”.

 

 

 

Yeni Bakış

 

Son yıllarda iyice dibe vuran ülke ekonomisi, artık vatandaşların bir numaralı sorunu haline geldi. Bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde ekonomik yönden hızla fakirleştirilen ülke insanı artık gelecekten de umudunu kesmiş durumda. Yeni Bakış Gazetesi olarak vatandaşlara 2 soru yönelttik. Soru 1- Aldığınız maaşla geçinebiliyor musunuz? eskiye göre alım gücünüz arttı mı azaldı mı? Sizce ülkede uygulanan politikalar ile daha iyiye doğru gidecek miyiz? Soru 2 – Ülkemizde en büyük sorunlar nelerdir?. Aldığımız cevaplar ise şu şekilde oldu.

 

Yusuf Coşkuner

“Bir emekli olarak aldığımız maaşla geçinmek mümkün değil ancak yerlerde sürünüyoruz. Hele bir de okuyan evladınız varsa ayvayı yediniz. Bu ülkede memur, emekli diye iki sınıf var, biz üvey evlat kısmındayız. Bu ülkeye 30 yıl sigorta yatırdığımız için bizlere sürüneceksiniz dediler. Son yapılan zamlarla elime 26 bin TL geçiyor ve kızım tıp okuduğu için ayda da 34 bin TL taksit veriyorum, yorum sizlerin. Her gecen gün alım gücümüz de ciddi şekilde düşmektedir. Geldiğimiz noktada et yemek için bizi güneye mahkum eden bir yönetimle baş başayık. Ülkemizde halen uygulanan politikalarla ileriye gitmek mümkün değil, zaten yıllardan beridir bunu yaşıyoruz. Mevcut sistemde zengin daha zengin fakir dahada ihtiyaçlı duruma düştü. Ülkemizde eğer bir kontrol mekanizması kurulmaz ve herkes aklına göre zam yaparsa sonumuz felaket. Ben Kıbrıs’la ilgili bütün umutlarımı kaybettim ilgili. Artık başarılı, yetenekli çocuklarımız hep yurt dışına kaçıyor. Bu çok üzücü bir olay ama gerçeğimiz bu. Bu ülkenin varoluşu için uğraşan insanların emekleri maalesef boşuna gitti, yazıklar olsun”.

 

 

Sinem Yakut Turaç

Öncelikle özel sektör olarak aylık belli bir gelirimiz olmadığı için bu durum her ay değişebiliyor. Asgari ücretin artmasıyla beraber artan zamlardan dolayı alım gücü azaldığı için insanlar doğal olarak belli şeylerden mahrum kalıyor. Maaşların artmasına sevinemiyoruz çünkü, artmasıyla beraber gelen zamlar neredeyse asgari ücreti yutuyor. Şuan asgari ücretle geçinen çocuklu bir aileyi düşünürsek, kreş, ana okul vs. 8 – 9 bin, hatta bazı yerlerde daha fazlası. Kirada olduğunu farz edersek maaş bitti zaten. Bu insanlar bu hayat pahalılığı ile nasıl geçinecek? Ne yiyip ne içecek? Bizim isimizde de ayni durumlar söz konusu. Malzemelerimizde artış oluyor ama biz bunu müşteriye tam anlamıyla yansıtmıyoruz, çünkü alım gücü belli. Bu defa biz kâr etmiyoruz sadece günü kurtarmış sayılıyoruz. Fiyatlarımızda artışa gidemiyoruz emeğimizin, giderlerimizin karşılığını alamıyoruz. Eskiye göre alım gücümüz tabiki de azaldı. Örneğin Araba almak, ev almak, iş yeri kurmak hayal oldu zaten. Hatta evinde mangal yakmak bile lükse girer oldu. Market alışverişine gidiyoruz, baktığın zaman iki poşet alıp çıkıyoruz, bazen en az 1000 TL ödüyoruz, bu en az rakam. Sebze meyve fiyatları uçuk, et, tavuk, süt, yani en önemli gıdaları insanlar alamayacak hale geldi. Gerçekten bu duruma çok üzülüyorum. Diğer konu ev kiraları. Hiç değmeyecek harabe evler bile ederinden fazla kira istiyorlar üstelik 6 aylık veya senelik peşin. İnsanlar karnını zor doyururken bu kadar kirayı peşin olarak nasıl ödeyecek?. Ödedi diyelim, bu kez nasıl geçinecek?. Yani kısacası her şeyde neredeyse yüzde yüz zam var ve alım gücü git gide daha da kötüye gitmekte. Ülkede uygulanan politikalarla daha iyiye gidecek miyiz? sorusunu es geçmek istiyorum çünkü hiç iyiye gidecekmişiz gibi görünmüyor. Herkes kendi çıkarlarının peşinde. Halkı düşünen yok maalesef. Eğer olsaydı şu an bu durumda olmazdık. Benim hiç ümidim yok bu konuda. Ülkemizdeki sorunları saymak isterdim ama saymakla bitmez. Sorun bitmiyor. Benim kanaatim en başta ülkede kesinlikle tam anlamıyla hiçbir alanda denetim yok. Usulsüzlük hat safhada. Örnek verecek olursam ben güzellik uzmanıyım ve vergimi harçlarımı, tüm yasal zorunluluklarımı yerine getiriyorum, kira ve dükkan giderleri de var. Usulsüz olarak evinde hiçbir şey ödemeden çalışan, senelerdir bu isi yapan kişiler hala çalışmaya devam ediyor. Denetim olsaydı bunlar olur muydu? Tabi ki hayır. Marketler desen aynı bir markette 20 lira olan diğerinde 50 lira. Yani kısacası denetim kesinlikle yok. Yollara gelecek olursak seyrüsefer ödüyoruz ama pardon hangi yola?. Arabamı bütün düzeni gitti, lastik kalmadı, girmediğim çukur kalmadı. Köstebek tarlası gibi yollara birde seyrüsefer ödüyoruz. Alt yapıyı zaten saymıyorum. Geçen gün yağmur yağdığında dükkanıma giremedim çünkü önü göle dönmüştü. Arabalar geldikçe dalga vururdu kapıya. Bir diğer konu elektrik faturaları. Biz kimin ne borcunu ödüyoruz hala çözemedim. Yakmadığımız elektriğin faturasını ödüyoruz. Faturalardaki rakamlar haddini aştı. Halktan ses çıkmadıkça da artmaya devam edecek gibi duruyor. Herkes fatura öderken isyanda. Ama onların yapabileceği bir şey yokmuş, herkese ayni şeyi söylüyorlar. Maalesef sadece söylüyoruz, sadece konuşuyoruz”.

 

Erbil Alasya

“Alınan maaşla günden güne daha zor geçiyoruz. Baştakiler sürekli daha güzel olacak dedikçe, durum daha da kötüye gidiyor. Eskiye göre alım gücümüz daha çok azalıyor. Maalesef bu politikalarla iyiye gitmek imkansız. Ülkede en büyük sorun liyakat sorunudur”.

 

Yücel Dolmacı

“Maaşlı çalışanların alım gücü her geçen gün daha da azalıyor. Çünkü onlar sadece Ağustos – Aralık 2023 hayat pahalılığını aldılar. Ama daha asgari ücret artmadan Ocak, Şubat 2024 de eşyalara gelen zamlar, maaşlara gelen zammı ortadan kaldırıp, ötesine de geçti. Kısacası yapılan artışlar her zaman yapılan zamların altında kalıyor. Bu eskiden de böyleydi, şimdi de böyle ve gelecekte de böyle olacak”.

 

İsmet Ezel

“Şu anda ülkede devlet memuru isen ve borcun yoksa geçinebilirsin. Ev, araba, eşya, okul taksidi, borçların varsa imkansız. Eskiye göre alım gücü azaldı, daha önce meyhane 500 TL idi, şimdi 1000 TL oldu. Tüm eşyalar gene öyle, sebze, meyve, yeşillik de yüz de yüz arttı. Uygulanan politika yok ki olanla da geriye gidiyoruz. Bana göre KKTC’de en büyük sorun pahalı yaşam ve geçimdir”.

 

Hasan Nihat Erduran

“Hayat Pahalılığı ile alım gücümüz koruduğu müddetçe, geçim zorluğu yaşanmaz. Ben ülkede Avroya geçecek rezerv olduğu inancındayım ve bu ülkede istikrarı getirir inancındayım. Piyasa ekonomisi modelinde fiyat hariç her konu denetimi sıkı olmalıdır. Kayıt dışılık ancak bir alışveriş bir fiş ve ceza ile mümkün olur, bu da gelir vergilerinin adil olmasını getirir, sosyal devleti mümkün kılar. En büyük sorun, Halkın verilen milli mücadeleyi top yekün sahiplenememesidir. Haklılığımıza inançta zaaflarımızdır. Halbuki mesele çok basit olup, Yunan iştahı ve enosis uğruna Kıbrıs Rum’unun Kıbrıs Türküne ihaneti meselesidir, gerisi direniş hayatta kalma mücadelesidir. 60 Yıllık izolasyon, ambargolar, ulaşımın direkt olmaması büyük bir insanlık suçudur, geçim meselesidir. BM bu insani konuyu çözmek zorundaydı, çözemedi ekmeğimizle geçimimizle oynar maalesef”.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam