Bazen önünüze bir haber veya bir yazı düşer ve sizi zıvanadan çıkarır. İşte benim de zıvanadan
çıktığım bir köşe yazısı düştü önüme. Tam bardonluk. Bardonluk olmasının nedeni mizahiyen
yazarımız MAGMUT ANAYASA’DAN gelmiş olmasıdır. Özgür gazetenin arşivine girerseniz yazının
tamamını orda bulabilirsiniz. Ama üzüldüğüm nokta yazının tam bir dogmatik yönelimle yazılmasıdır.
Zaten bu ülke en çok da sağcılardan değil kendini solcu zannedenlerden çekmiştir. Adamlar rejime
karşı olduklarını söylerler ama yazdıkları ve yaptıkları adeta rejimin kurmaylarının salyasını akıtır.
İnanın kendileri bile böyle bir propaganda yapamamışlardır. İşte bu yüzden, TUZUN BİLE KOTUĞU BU
DÖNEMDE bu yazıya atıfta bulunan ve yayınlamayıp bir köşede tutuğum bu yazımı sizlerle paylaşmak
istedim.
“AB SESİMİZİ HİÇ DUYMADI Ki”…!!! Diyor Mahmut Anayasa….!!!
13. haziran 2024 tarihinde özgür gazetede TERS AÇI köşesinde yayınladı bu yazısını sevgili Mahmut.
İnanın okurken dehşete düştüm. Yani Tahsin Ertuğruloğlu bu yazıyı yazsa yada ne bileyim herhangi
bir elçilik görevlisi bu kadar isabetli olurdu.
Özellikle ülkemizde bir takım kesimler başta BM olmak üzere AB ve bir çok uluslararası örgüte
geyddirmeyi ve eleştiriyi bir meziyet haline getirmiştir. Ama bunun çözümünü sorsanız zerre kadar
öngörüleri yoktur. Ancak da bir tu kaka politikası. Sanırsınız işgal rejimin görevlileri.
Bir kere AB denen şeyin bir parçası olduğunu maalesef bu arkadaşlar unutuyor. Yoksa sizde sadece
diğerleri gibi AB nin sadece kimlik ve pasaportunu mu istiyorsunuz. Pasaport ve kimlik çok kolay.
Ama esas olan Avrupalı değerlerle yaşayabilmek.
1974 yılından bu yana bu ülkeye aralıksız olarak nüfus aktarılıyor. Ve biliyormusunuz bunun tek
şikayetini yapmaya karar veren adamın kim olduğunu. Hemde meclis kürsüsünden haykırarak. Sevgili
Raif Denktaş. Eee noldu? Yapabildi mi şikayetini? Yapamadan göçtü gitti bu diyardan. Hemde bir sürü
spekülasyonla birlikte.
Bir kere AB nin sesini duyması için ses vermen gerekir. Hem mevcut durumla ilgili şikayette
bulunmayacan hakkını aramayacan hem de AB nin seni duymasını isteyecen.
Hadi canım sen de…
Ma nerde yaşarsınız be arkadaşlar. Bu ülkenin gerçek insanlarının gidebileceği ve başvurabileceği tek
yer AVRUPA BİRLİĞİ’DİR başka da bir yeri yoktur.
Referandum meselesi gerçekten çok önemli ama eksik. Biz 2003 referandumunu yapmamız
gerekiyordu. Fakat yine o dönemde tahsin bey devreye girerek birtakım güçler tarafından
ertelenmesini sağladılar ve maalesef treni kaçırmamıza neden oldular. Peki sormamız gerekmez mi o
sokaklara dökülen anlı şanlı yüzbinlerce insan buna karşılık siz ne yaptınız.
Maşşaduralarını yaptılar…
Herkes yine köşeciğine çekilerek hayatına kaldığı yerden devam etti. Zatan o dönemde bu kitlenin
liderliğini üştlenen CTP nin de görevi bu kitlenin gazını almaktı… hala bu gün bu revizyonistler aynı
teraneyi okumaya devam ediyorlar. Ne zaman toplumda bir sinerji oluşsa ve yükselse anında bu parti
ve işbirlikçi örgütleri devreye giriyor.
Eeee gavvole nasıl duysun sesini evropa…
Sürekli sesisini kısan bir yapılanma sözkonusu… hemde kendine kitle partisi deyen sol bir parti
tarafından.
Ha bu arada AVRUPA BİRLİĞİ nin meseleleri sadece kıbrıs’tan mütevellit değildir. Dünyanın ve de 25
üye ülkenin meseleleri de söz konusudur.
Bakın eskilerin çok güzel bir sözü vardır “ALAMAYAN ÇOCUĞA MEME YOKTUR “
Ma siz zannedersizi AVRUPA sahar köpeğidir ha… hani kilometrelerce öteden koku alan…
Ha bir de müdahale meselesi söz konusu… yok efendim AB 2020 yılında yapılan cumhur başkanlığı
seçimine müdahale edildi diye bu makamları tanımaması talebi. Kktc diye bir yer yok hükmündedir
ve zaten tanımıyor. Ama trajik olan nedir biliyormusunuz… birinci turda tufan tc
işbirliği ve ikinci tura seçimin aktarılması. Diğer bir trajedi ise müdahalelerin ayyuka çıktığı bir
dönemde, Tc bakan ve vekillerinin otel odalarından seçim yönetimi ve şeçim gününe kadar herkesin
buna kayıtsız kalması. Halbuki aldığım duyumlara göre seçimden hemen sonra hesapta AKINCI
güvenlik için BM ve AB ye başvurarak sonuçları kabul etmeyecekti. Ama adam naptı? Sabah oyunu
kulandı ve ortadan kayboldu. Sonçlar ortaya çıkıp tatar taraftarları kutlama yaparken adamı
televizyon karşısında bulduk tatara başarılar dilerken…
Eeee bardon da ne bardon… eee napsın sana AB VE BM …. UTANMAZLIĞIN DA BİR ADABI VAR BE
GAVVOLE…
Zamanında Mehmet Ali Talat bütün mücadelenin içine etti … AKINCI DA hepimizin defterini dürdü…
Şimdilerde ne yapar Akıncı biliyormusunuz?
Sizlerin ödediği vergilerle her yıl kendisine bütçe ayrılıyor… kendinin ve karısının korumaları var…
sekreteri var… arabaları var… var da var ve bu da ölene kadar devam edecek… bre dünyanın en lüks
ülkesinde bile böyle bir garagözlük yok be gavvole.
Eee napsın size AB YADA BM YA DA ABD…
Hele AVRUPA PARLAMENTOSU SEÇİMLERİ… aman tanrım… tam bir etnik ayrımcılık fiyaskosu… hele
o Kızılyürek … adını bile anmaktan hicap duyduğun bir şizofrenik vaka… megalomaninin da bir adabı
var be gavvole… da bunlar kıbrıslı türkleri temsil edeceklermiş… zaten Kıbrıslı türk dediğin anda filim
kopmuştur… zaten AB nin TC raporuna çekimser oy kullanması da adeta takke düştü kel göründü
meselesine dönüşmüştür. Rumca konuşan kıbrıslılar da buna kayıtsız kalmayarak gerekli cezayı
kesmiştir. İşte gerçek seçmen de böyle olur.
BU ÜLKENİN ÜÇ TEMEL MESELESİ VAR
BİRNCİSİ. GÜVENLİKLE ALAKALI ANAYASAYA SOKTUKLARI 10 NUNCU MADDE…
İKİ. TÜRK LİRASI KULLANIMININ ÜLKE EKONOMİSİNİ MAHVETMESİ
ÜÇ. DEMOGRAFİK YAPI (SÜREKLİ NÜFUS AKTARILMASI)
Bu üç meseleyi türkçe konuşan Kıbrıslılar güç merkezlerine giderek şikayette blunmazsa beş yıl sonra
şu an konuştuklarımızın tek bir kelimesini dahi edemeyecek.
Son olarak şunu da belirtmek isterim ki bu işgal altındaki kuzey yarısı Kıbrıs’ta kim ki , başta AB olmak
üzere BM yi ve birçok uluslararası örgütü eleştiriyorsa bilinsin ki bilerek veya bilmeyerek kıbrıslıları
bitirmeye and içmiş TC politikalarına hizmet eder.
NOT: DOGMATİZİM: Otoritelerce ileri sürülen düşünce ve ilkeleri kanıt aramaksızın, incelemeksizin ve
eleştirmeksizin bilgi sayan anlayıştır