DOLAR 32,2657 0.01%
EURO 34,7969 -0.09%
GBP 40,4637 0.06%
ALTIN 2.437,430,22
BITCOIN 20280561,80%

Gaz, müzakereleri havaya uçuracak

ABONE OL
20 Şubat 2018 07:27
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

YDÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doçent Dr. Hüseyin Işıksal, hem Güney Kıbrıs, hem de  Türkiye’nin doğal gaz konusunda geri adım atmayacağına vurgu yaparak, “Durumun bu kadar kritik bir hale gelmesi rastlantı değil, hatta beklenilen bir şeydir. Zamanının ise şu ana yansıması Türkiye’nin geçtiği zor durumla bağdaştırılabilir” diye konuştu


Doğal gazla ilgili yaşanan gerginliğin Kıbrıs sorununa da olumsuz yansıyacağına dikkat çeken Hüseyin Işıksal, “Kıbrıs’ta çözülemeyen belli başlı sorunlar var. Güvenlik ve garanti, toprak, ve mülkiyet gibi. Tüm bunlara hidrokarbon konusu da eklendiğinde halıhazırda var olan sorunlar azalacağı yerde çoğalmaktadır” dedi


Gelişmelerin böyle seyretmeyi sürdürmesi halinde müzakerelerin olumsuz etkileneceğini belirten Işıksal, “Hal böyle olunca Türkiye’nin herhangi bir çözüm çabasına destek vereceğini düşünmüyorum. Bunların yanında KKTC’yi ve Türkiye’yi hiçe sayarak yapılan bu siyaset de KKTC iç kamuoyunda da tepki toplayacaktır ve bu da doğal olarak müzakere sürecine olumsuz yansıyacaktır.” dedi

Eniz ORAKCIOĞLU

Uzun bir süredir Güney Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan ve KKTC arasında gerginliğe sebep olan hidrokarbon ve münhasır ekonomik bölge sorunu son günlerde yeni bir gerginlikle gündemde. Bu konuda TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yaptığı açıklamalar da son derece keskin. 

Yaşanan gelişmeleri Yeni Bakış’a değerlendiren YDÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doçent Dr. Hüseyin Işıksal, “KKTC’yi ve Türkiye’yi hiçe sayarak yapılan bu siyaset de KKTC iç kamuoyunda da bir tepki toplayacaktır ve bu da doğal olarak müzakere sürecine olumsuz yansıyacaktır.” dedi.

“Karşı atakları 

rastlantı değil”

Doçent Dr. Hüseyin Işıksal, Akdeniz’de suların ısındığını belirterek, “Bunun pek çok sebebi bulunmaktadır. En başta Türkiye’nin içerisinden geçtiği zor durumu suların ısınmasına etken olarak gösterebiliriz. Çünkü Türkiye bugün tarihinin en yoğun ablukası altındadır. Bir yandan Amerika Birleşik Devletleri, diğer yandan YPG, PKK ve İsrail faktörü Türkiye’yi çok zor bir dönemden geçirmekte. Türkiye çıkış yolu ararken, özellikle terör konusunda ve YPG, PKK ile olan mücadelesinde haklı sebepleri vardır, bu nedenle de Türkiye bu zor zamanlardan geçerken özellikle doğal gaz konusunda Güney Kıbrıs’ın ve Yunanistan’ın karşı atakta bulunmasını rastlantı olarak görmüyorum. Hazır Türkiye’nin ilgisi ve yoğunluğu güney sınırındayken, böyle bir hamle yapma ihtiyacı duyduklarını düşünüyorum” şeklinde konuştu.


“Çipras iç politikaya

 malzeme vermeliydi”

Olayın Yunanistan boyutuna da değinen Işıksal, Yunanistan’ın durumunun Türkiye’den de kötü olduğuna dikkat çekerek, “Yunanistan büyük bir ekonomik dar boğaz içindedir. Bilindiği üzere Yunanistan Başbakanı Alexis Çipras, iktidara gelirken verdiği vaatlerinin dışında bir siyaset sergilemek durumunda kaldı. Daha da dramatik olanı sözde en solda olan partisi kapitalist bir mantıkla Yunanistan’ın birçok mal varlığını sattı ve özelleştirdi. Bir başka ifade ile Çipras’ın söylemleri ve icraatları arasında hiçbir bağlantı kalmadı. Bundan dolayı Çipras’ın iç politikaya bir malzeme vermesi gerekiyordu. Çipras’ın  hükümet ortağı ise milliyetci ve muhafazakar ANEL Partisi. Çipras bu noktada Koçyas’la uyumlu hareket etmek için kamuoyunun önüne radikal ve sert söylemlerle çıkmaktadır” dedi.

“İki tarafında geri adım atacağını 

düşünmüyorum”

Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıta sahanlığı konusunun Türkiye ile Güney Kıbrıs arasında bugüne kadar çözülemeyen ciddi bir sorun olduğuna işaret eden Hüseyin Işıksal, “Bazı sorunlar vardır dondurulur ve daha sonra tekrar gündeme getirilir ama hidrokarbon ve deniz yetki alanları sorunu hiçbir zaman dondurulmadı ve hiçbir zaman çözülmedi. Bu konu ile alakalı iki tarafta hep farklı şeylerden bahsetti ve eninde sonunda bunun büyük bir sorun olacağı belliydi. Sorunun özüne baktığımızda Türkiye’nin iddia ettiği münhasır ekonomik bölge ile Güney Kıbrıs’ın iddia ettiği münhasır ekonomik bölge arasında dağlar kadar fark var. Bu fark müzakere ile kapanacak veya uzlaşılacak bir fark değildir, bu tamamı ile ülkelerin duruşu ve bakış açıları ile ilgili bir olaydır. Kısacası bundan dolayı iki tarafında geri adım atacağını düşünmüyorum. Durum bu kadar kritikken bana göre tüm bunların bir araya gelmesi rastlantı değil, hatta beklenilen bir şeydir. Sadece bunun zamanının şu an olması Türkiye’nin geçtiği zor durumla bağlaştırılabilir” diye konuştu.


“Akıncı’nın açıklamaları rasyoneldir”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “Bizde ararız” ve “Doğalgaz yalnız Güney Kıbrıs’ın malı değildir” söylemleri ve yaptığı açıklamaları da değerlendiren Hüseyin Işıksal, şunları söyledi; “Madem ki Rum tarafı bu konuda hiçbir şekilde uzlaşmayacak, ve hidrokarbon kaynaklarını tek başına kullanmayı düşünüyor, doğal olarak Türkiye ve KKTC’nin de karşı adımları atması gereklidir. Akıncı’nın bu açıklamalarını olumsuz algılamamak gerekir. Bence Akıncı’nın açıklaması son derece rasyoneldir. Olması gereken açıklamalardır. Türkiye ile Güney Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölge sorununu çözmediği sürece bu sorun her zaman gündemi işgal etmeye devam edecektir.” 

“Yapılan anlaşmaların 

hiçbir önemi kalmaz”

“Ben yasal devletim”, “ben yaparım”, “ben istediğim gibi parsellerim ve satarım sizi ilgilendirmez” mantığının Rumları bir yere götürmeyeceğini belirten Işıksal, “Türkiye’nin de belli tezleri var. Uluslararası Hukuk bağlamında baktığımızda Türkiye’nin tezlerinin haklı olduğu pek çok nokta var. Bunun bazı kesimlerin düşündüğü gibi KKTC’nin tanınması ile de bir ilgisi yoktur, çünkü Türkiye sonuç olarak tanınmış bir devlettir. Bu noktada altı çizilmesi gereken nokta Rumların diğer ülkelerle yaptığı anlaşmaların çok bir önemi olmadığıdır. Çünkü günün sonunda Türkiye ile Güney Kıbrıs bu sorunu çözemezlerse diğer ülkelerle yapılan anlaşmaların da hiçbir önemi kalmaz” şeklinde konuştu.

“Akıncı’nın Müzakere

 isteği azalacaktır”

Doğalgazla ilgili yaşanan gerginliğin Kıbrıs sorununa da olumsuz yansıyacağını vurgulayan Işıksal, “Kıbrıs’ta çözülemeyen belli başlı sorunlar vardır. Güvenlik ve garanti, toprak ve mülkiyet başlıklarının yanına hidrokarbon konusu da eklendiğinde sorunlar azalacağı yerde çoğalmaktadır. Bunların yanında hidrokarbon konusunun şu andaki konjektördeki konumu ile güvenlik konusunun bire bir ilişikli olduğunu düşündüğümüzde durum daha da kritik bir hal almakta. Bir tarafta Türkiye’nin Doğu Akdeniz’den atılma çabası varken, diğer taraftan da Türk askerinin Kıbrıs’tan çıkarılma gayretlerini görüyoruz. Bunlar kesinlikle bağlantılı süreçlerdir ve böyle devam ettiği sürece müzakerelere olumsuz etki edecektir. Durum böyle olunca Türkiye’nin herhangi bir çözüm çabasına destek vereceğini düşünmüyorum. Bunların yanında Rum tarafının KKTC’yi ve Türkiye’yi hiçe sayarak yaptığı bu siyaset KKTC iç kamuoyunda da bir tepki toplayacağı için Akıncı’nın müzakere isteği azalacaktır diye düşünüyorum” dedi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam