DOLAR 32,1644 0.03%
EURO 34,9040 -0.2%
GBP 40,9587 0.06%
ALTIN 2.500,24-0,10
BITCOIN 2250833-1,46%

“Emek” kara borsa oldu

ABONE OL
21 Ocak 2018 09:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Dev-İş Başkanı Hasan Felek, ülkede yaşanan işçi ölümlerine kaza demenin doğru olmadığını, yaşananların kaza olarak nitelendirilmesi için, tüm önlemlerin alındıktan sonra yaşanmış olması gerektiğinivurguladı.

Felek,  110 bin işgücü nüfusu olan ve son 5 yılın verilerine göre yılda 8 işçi ölümünün gerçekleştiği KKTC’de bu oranın oldukça yüksek olduğunu ifade etti

Emek- İş Başkanı Koral Aşan da, hükümetlerin bakış açısının kar marjını yükselten liberal politikalar olduğuna dikkat çekerek, “Vahşi piyasa koşulları ile çalışanın karşı karşıya gelmesinin önü açılsın diye her şey yapılıyor. Denetimler ise yapılmıyor” ifadelerini kullandı

Özlem ÇİMENDAL 

İşçi Sendikaları, KKTC’de işverenlerin para hırsı yüzünden işçilerin hayatına önem verilmediğini, hükümetlerin ise buna ortak olduğunu kaydetti.

Dev-İş Başkanı Hasan Felek “Kaza denmesi mümkün değil”

Dev-İş Başkanı Hasan Felek, 110 bin işgücü nüfusu olan ve son 5 yılın verilerine göre yılda 8 işçi ölümünün gerçekleştiği KKTC’de bu oranın oldukça yüksek olduğunu ifade etti. Felek, KKTC için bu rakamların oldukça yüksek olduğunu, dünyada ise bu oranların % 0.1’ler civarında seyrettiğini kaydetti.  Ülkede yaşanan işçi ölümlerine kaza demenin doğru olmadığını, kaza sayılabilmesi için tüm önlemlerin alındıktan sonra yaşanmış olması gerektiğini anlatan Dev-İş Başkanı Hasan Felek, ülkede yaşanan bir işçi ölümünün ise çalışanın 17 metreden hiçbir güvenlik olmadan aşağı düşmesi sonucu meydana geldiğine dikkat çekti. Felek, “Buna kaza dememiz mümkün değil” dedi. 

Para hırsı insan hayatından daha ağır basıyor 

İşverenlerin daha çok kar etme ve para kazanma hırsı amacıyla çalışanların hayatını hiçe sayarak önlem alması gereken yerlerde üzerine düşeni yapmadığının altını çizen Felek, “İşverenler daha fazla kar, daha fazla para kazanma hırsıyla işçi hayatına önem vermemektedir” şeklinde konuştu.

En tehlikeli sektör inşaat 

İş kazaları olarak adlandırılan kazaların yoğun olarak yaşandığı sektörün inşaat sektörü olduğuna vurgu yapan Felek, “İnşaat sektörü örgütsüz ve yabancı işçiler. Bu yabancı işçiler için de daha farklı yöntemler izlenmesi gerektiği fikrindeyiz. Dil sorunları var, bunların aşılması gerekmektedir” dedi. 

Büyük çoğunluğu yüksekten düşme

İnşaatlardaki kazaların büyük çoğunluğunun yüksekten düşme olduğunu anlatan Felek, “Bunların önleminin alınması çok da zor değil. Biraz bilgi biraz gayret ile bu işçilerin yaralanmasını dahi engelleyebilirler. Gerekli yasalar ve tüzükler uygulanırsa bunların hepsi mümkündür” ifadelerini kullandı. 

“Ölüme verilen ceza 1 ya da 2 asgari ücret”

Ölümlü iş kazalarında işletmelere 1 ya da 2 asgari ücret ceza kesildiğine de değinen Felek, “İş kazalarında tutanaklar tutulur, işverenin mi yoksa çalışanın mı ihmalinden kaynaklandığı araştırılır. İşverenin hatalı bulunması durumunda 1 veya 2 asgari ücret ceza kesilir. Onun dışında işte hayatını kaybedenlerin yakınları tarafından açılan dava sonucu iş daha ileriye götürülebilir. İhmali bulunursa işverenin mahkemenin vereceği karar sonrasında bir tazminat ya da hapislik cezası verilebilir” diye konuştu. 

“Birçok yasanın uygulanışında ciddi sıkıntı var”

KKTC’de işçi cinayetlerini ve iş kazalarını önlemek için gerekli yasaların mevcut olduğuna dikkat çeken Hasan Felek, “Bizdeki asıl problem var olan yasaların uygulanmaması ve bu uygulanmayan yasalardan doğan sonuçlardır. Sigorta yatırılmaz 1 asgari ücret, iş kazası olur 2 asgari ücret kesilerek olay kapatılır. Birçok yasanın uygulanışında ciddi sıkıntı var” dedi. 

Yasalar işçiyi korumuyor 

Ülkedeki çalışma hayatını düzenleyen yasaların hep işverenlerin lehine olacak şekilde düzenlendiğine dikkat çeken Felek, “Çalışanların lehine bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Yasalar var ama hep işverenlerin lehine olacak şekildedir. Çalışma Bakanlığı bu yasaları düzenleyerek, işçiyi de koruma altına almalıdır” diye konuştu. 

“KKTC’de işçi ölümü oranı çok fazla”

110 bin işgücü nüfusu olan ve son 5 yılın verilerine göre yılda 8 işçi ölümünün gerçekleştiği KKTC’de bu oranın oldukça yüksek olduğunu ifade eden Felek, “Bu bizim için çok yüksek bir rakamdır. Dünyada bu rakam tedbirler alındıktan sonra yaşanan kazalarda %0.1’lerdedir” ifadelerini kullandı.

EMEK- İŞ Başkanı Aşan:  “Verilen cezalar göstermelik” 

 Emek-İş Başkanı Koral Aşan da, her gün bir yenisi ile karşılaşılan işçi ölümlerinde bugüne kadar herhangi bir iş verenin yargılandığı bilgisinin olmadığını ifade ederek, verilen cezaların göstermelik olduğunu kaydetti. 

Göstermelik iki günlük kapatma cezası

Ölümlü iş kazalarında bir iki günlük kapatma cezası dışında bugüne kadar mahkemeye giderek hüküm giymiş bir işverenin olmadığına dikkat çeken Aşan, “Birinci sorumlu idare odaklı olan Çalışma Bakanlığı’dır. Maalesef ki Çalışma Bakanlığı inşaat sektöründe denetim yapıldığı takdirde hepsinin kapanması gerektiğini kendisi itiraf ediyor aslında” dedi. 

50 TL’lik bir önlem bile alınmıyor 

Ölümlü iş kazaları ve yaralanmaların önüne çok basit önlemlerle geçilebileceğini dile getiren Aşan, “İş yönetimi bakımından görüşlerimizi kamuoyu ve bakanlıkla paylaşıyoruz. En fazla can kaybı inşaat sektöründe olmasına rağmen, 50 TL’lik bir kemeri bile almayı kendilerine yük gören bir işveren zihniyeti var” şeklinde konuştu. 

Mantık “Bir can kaybı olursa, yerine bir başkası gelir”

Hükümetin iş yaşamındaki tutumunun “Bir can kaybı olursa, yerine bir başkası gelir” mantığına işaret eden Aşan, “Zaten buradaki emekçinin fonksiyonu girdi maliyetidir. Bunu düşürmek için maksimum çalışma gösteriyorlar. Üçüncü dünya ülkelerinden gelen işçileri sömürerek kar marjlarını yükseltmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. 

“Vahşi piyasa koşulları ile çalışanlar karşı karşıya bırakılıyor”

Hükümetlerin bakış açısının kar marjını yükselten liberal politikalar olduğuna işaret eden Aşan, “Vahşi piyasa koşulları ile çalışanın karşı karşıya gelmesinin önü açılsın diye her şey yapılıyor. Denetimler ise yapılmıyor” ifadelerini kullandı. 

“Rekabet oluşturuluyor”

Şu anda çalışma hayatında yaratılmaya çalışılan ortamın “emek rekabeti” ortamı olduğunu dile getiren Aşan, “Devletin rekabetten anladığı emeğin değerini düşürmek. Çünkü daha ucuza çalışan rekabette bir adım öne geçerek iş bulma şansını yükselten. Ancak var olan ortamda alınan maaşlar refah seviyesinde yaşamaya yetmeyecek kadar azken, bir de üstüne bazı çalışma alanlarında can güvenliği olmuyor” dedi. 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam