“DENGE BOZULDU”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ayşegül Baybars, birçok kültüre sahip insanların ülkede yaşamaya başladığını ifade ederek, “bu kadar başıboş bir sistemde, trafikte ölümler, kazalar, şiddet olayları tırmanır. Uyuşturucu kullanımından tutun da okulda akran zorbalığına ya da bir parkta taciz olayına kadar varır. Bu yabancı düşmanlığı değildir. Ortak kurallar noktasında kimseyi buluşturamadığınız ve kendi kültürünüze ait bir göç politikasıyla ne olursa olsun gel diyeceğiniz bir yapıyla her yabancıyı ülkeye alırsanız sonuç böyle olur” diye konuştu

“Denge bozuluyor. Bu ülkenin kültürü, kimliği, alışkanlıkları, sosyo ekonomik koşulları, haklardan eşit yararlanma gibi meseleler değişiyor” diye konuşan Baybars, vatandaş sayısı ne olursa olsun seçmenin iradesinin bir entegrasyon yapı olmadığı hallerde ciddi anlamda bozulmaya başladığına dikkat çekti. Baybars, vatandaş yapılanların çoğunun dar gelirli olduğunu ve oy gibi bir menfaat karşılığında vatandaş yapıldığını belirterek, bunun seçmen iradesine olumsuz yansıdığını söyledi

Baybars, yabancı iş gücünün hangi alanlarda olması gerektiği ve bunu azaltma noktasında çalışma yapılması gerektiğini de belirterek, “eğitim, sağlık gibi sistemlerimizin bu kadar çok nüfusu kaldırmadığı aşikar. Çalışmaya gelenlerin ailesini getirme noktasını da artık bir miktar tartışmaya başlama zamanı geldi diye düşünüyorum” dedi. Baybars, ancak ülkede bir milyon 200 bin kişi yaşıyor gibi söylemlerin de gerçekçi olduğunu düşünmediğini belirtti

Yeni Bakış

Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars, Mayıs TV’de yayınlanan Mayıs Manşet programında Meltem Sakin’in sorularını yanıtladı. Baybars, Cenevre’de yapılacak olan görüşmeden pek bir şey beklemediğini ifade ederek, liderlerin açıklamalarının birbirlerinin tamamen zıt ve farklı olduğunu söyledi. Baybars, Hristodulidis’in Crans Montana’dan kaldığımız yerden devam edelim noktasında olduğunu, Tatar’ın ise iki devletli çözüm noktasında olduğunu, direkt ticaret, direkt temas noktasında olduğunu söyledi. Baybars, Birleşmiş Miletlerin de işinin zor olduğunu, ortak zemin olmadığını söyleyerek, iki tarafın da ortak zeminde buluşana kadar bu sürecin bu şekilde devam edeceğini belirtti. Baybars, gündemde yok görünen ancak arka tarafta pişirilen ve önümüze konulacak olan bir anlaşmanın olduğu iddialarının da hakin olduğunu ifade ederek, bunun çok olası olduğunu düşünmediğini kaydetti. Ayşegül Baybars, belki Doğu Akdeniz ve enerji politikaları gibi meselelerde iş birliği ile ilgili arka kapılar arkasında konuşulan bir durumun söz konusu olduğunu ifade ederek, “bir kapıyı bile açamadığımız, iki toplum liderinin oturup uzlaşamadığı bir noktadayız” dedi.

“Kadınlar buraya geldiklerinde izinlendirilirken ne amaçla geldikleri konusunda bilgilendirilmesi gerekir”

Baybars, gündemi son günlerde meşgul eden seks köleliği denilen meselenin insan hakları bağlamında değerlendirildiğinde bunların insan ticaretinin varlığının bir uzantısı olarak raporlarda yer aldığını belirtti. Ayşegül Baybars, bakan olduğu dönemde gece kulüpleri ve insan ticareti ile ilgili konularda birtakım çalışmaların yapıldığını belirterek, “Anastasia Malega’nın ölümü cinayet değil de gerçekten bir intihar dahi olsa arkasındaki gerekçelerin akıllarda soru işaretine neden oluyor” dedi. Baybars, gece kulüpleri ile ilgili çalıştay yapıldığında ceza yasasında suç olmayan insan kaçakçılığı konusunda kısa, orta ve uzun vadede birtakım sonuçların çıktığını hatırlatarak, insan ticareti ve kaçakçılığının bakanlık yaptığı dönemde ceza yasasına girdiğini söyledi.

Baybars, gece kulüplerinde çalışan kişilerin ön izinlerinin normal çalışan ön izninden farklı olduğunu belirterek, kadınların buraya geldiklerinde izinlendirilirken ne amaçla geldikleri konusunda bilgilendirilmesi, eğer ki ne amaçla geldiğini bilmiyorsa ülkesine geri gönderilmesi konusunun olduğunu söyledi. Baybars, o dönem üç kadının ne amaçla geldiğini bilmediğini ve ülkesine geri dönmek istediğini söylemesi üzerine geri gönderildiklerini ifade ederek, bölgede görsel kirlilik yaratan ışıklandırma gibi reklam seviyesine aşağılara düşürdüklerini belirtti. Baybars, gece kulüplerinin kapatılmasının bir hükümet kararı gerektiren bir iş olduğunu söyleyerek, “yasa tamamen değişmelidir” dedi. Baybars, o dönem yapılan çalıştay sonucunda gece kulüpleri kapatılsın yönünde bir karar çıkmadığını söyledi.

“12 yılda 160 bin vatandaşlık verildiği doğru olamaz”

Nüfus politikasına da değinen Ayşegül Baybars, birçok kültüre sahip insanların ülkede yaşamaya başladığını ifade ederek, “bu kadar başıboş bir sistemde trafikte ölümler, kazalar, şiddet olayları tırmanır. Uyuşturucu kullanımından tutun da okulda akran zorbalığına ya da bir parkta taciz olayına kadar varır. Bu yabancı düşmanlığı değildir. Ortak kurallar noktasında kimseyi buluşturamadığınız ve kendi kültürünüze ait bir göç politikasıyla ne olursa olsun gel diyeceğiniz bir yapıyla her yabancıyı ülkeye alırsanız sonuç böyle olur” diye konuştu. Baybars, hükümetin de bu konuda çok büyük zafiyeti olduğun vurgu yaparak, “özellikle bu çocuklar büyüyecek ve o zaman çok daha sıkıntılı ve suça meyilli bir insanlar olacaklar” dedi. Baybars, 12 yılda 160 bin vatandaşlık verildiği yönünde medyada çıkan habere de değinerek bunun mümkün olmadığını söyledi. Ayşegül Baybars, “1974’ten sonra kendi bakanlık dönemime kadar verilen vatandaşlıkların istatistiğini tutmuştum. Ben o dönemde vatandaşlık verirken doğal yoldan ve nüfusu hiçbir şekilde bozmayacak şekilde verdim. Denge bozuluyor. Bu ülkenin kültürü, kimliği, alışkanlıkları, sosyo ekonomik koşulları, haklardan eşit yararlanma gibi meseleler değişiyor” diye konuştu. Baybars, sayı ne olursa olsun seçmenin iradesinin bir entegrasyon yapı olmadığı hallerde ciddi anlamda bozulmaya başladığına dikkat çekerek,  vatandaş yapılanların çoğu dar gelirli olduğundan ve arada bir menfaat söz konusu olduğunda bunun seçmen iradesine olumsuz yansıdığını söyledi.

“Eğitim, sağlık gibi sistemlerimizin bu kadar çok nüfusu kaldırmadığı aşikar”

Baybars, yabancı iş gücünün hangi alanlarda olması gerektiği ve bunu azaltma noktasında çalışma yapılması gerektiğini belirterek, “eğitim, sağlık gibi sistemlerimizin bu kadar çok nüfusu kaldırmadığı aşikar. Çalışmaya gelenlerin ailesini getirme noktasını da artık bir miktar tartışmaya başlama zamanı geldi diye düşünüyorum” şeklinde konuştu. Baybars, bir nüfus sayımına ihtiyaç olduğunu belirterek, son sayımın üzerinden 14 yıl geçtiğini, bir pandemi süreci yaşandığını, hükümetin istikrarının olmadığını, vatandaşlık vermede keyfi davranıldığını söyledi. Baybars, ancak ülkede bir milyon 200 bin kişi yaşıyor gibi söylemlerin de gerçekçi olduğunu düşünmediğini belirtti.