DOLAR 34,0208 -0.02%
EURO 37,9152 0.04%
GBP 45,1199 0.17%
ALTIN 2.827,220,09
BITCOIN 1970659-2,54%
BU KAFAYLA GİDERSENİZ, DAHA ÇOK BAŞINIZ AĞRIYACAK

BU KAFAYLA GİDERSENİZ, DAHA ÇOK BAŞINIZ AĞRIYACAK

ABONE OL
30 Ağustos 2024 09:51
BU KAFAYLA GİDERSENİZ, DAHA ÇOK BAŞINIZ AĞRIYACAK
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

“Adanın kuzeyindeki siyasi rejimin, verdiği sahte belgelerle aldatılan ve mülkün gerçek sahipleriyle
karşı karşıya getirilip, hakkında tutuklama emri olanlar, olayı doğru değerlendirmelidirler. Bu
dolandırıcılığın gerçek sorumlusu İTEM yasasını geçirip, uluslararası hukuka aykırı başkasının
mülkünü başkasına tapulama sahtekarlığını yapanlarla, bu yasanın geçmesi emrini veren Türkiye
yetkilileridir. Bu çerçevede kuzeydeki rejimin sahte uygulamalarının mağduru olanlar bu işin gerçek
sorumlularını uluslararası yargı önüne çıkarmalıdırlar”
Şener Elcil
Yıllar önce (1995-2000) bazı dost tartışmalarında bu konuyu gündeme getirdiğimde ve bu
garantörlerin ne yapıp edip savaş tazminatı ödememek için, bu işin içinden sıyrılacakları ve her iki
toplumun bireylerini mahkemelerde karşı karşıya getireceklerini söylediğimde hemen hemen bütün
arkadaşlar bana bunun bir komplo teorisi olduğunu söylediler. Ne oldu? İşte bu gün yaşadığınız şey
yıllar önce söylediğimiz şeyin başlangıcıdır. Yarın veya yarından sonra bir hakimin karşısına
çıktığınızda size şunu soracak. Bu malın sahibi kim? Koçan kimin adına? Siz istediğiniz kadar bana bu
tarlayı veya evi eşdeğerime karşılık verdiler deseniz de bir boka yaramayacak. Çünkü siz hepiniz kendi
başınıza uluslararası hukuku hiçe sayarak gelin güveyi oldunuz. Ve bunun bedelini de ödeyeceksiniz.
Bu ülkenin en büyük gerçeği de budur. Ve bunu değiştirmek niyetiniz varsa, bu konuyla ilgili
uluslararası kuruluşlara şikayet edeceksiniz ya da uluşlararası mahkemelerde dava açacaksınız.
“Gerçeklerin ortaya çıkma gibi bir huyu var”
1975 yılında ailemle birlikte kuzeye göç ederken bizleri yerleştirme işi tamamlanana kadar üç gün
boyunca DAÜ eski rektörlük binasında tuttular. Daha sonra bizi Maraş’ta bulunan goeth (şimdi mutlu
sokak) sokağa getirdiler ve dediler ki “artık bu evde yaşayacaksınız. Bu ev artık sizin” rahmetlik
dedem de “ay oğlum bu evin sahipleri yok mu? Bu ev neye göre ve hangi nizama göre bizim oluyor?”
dedi. Ama maalesef sorusunun karşılığını alamadan eve adım atık. Attık atmasına da, gancelliyi
girerken enseme biraz sert biraz sevecen bir tokat atarak avcuyla ensemi kavrayıp başımı sola çevirdi
ve dedi ki “ bak oğlum adam sırtında televizyonla gider. Yani ganimet yapar. Bu tokatı ensene
vurdum ki; yarın bu mahallede arkaşlar edinirken biri sana gel gidelim şurda oyuncak var, bisiklet var
alalım derse beni hatırlayasın” dedi. Ve ekledi. “mağdur olmuş insanların eşyalarını ganimet diye
götürmek dünyanın en korkunç günahıdır”. İki gün boyunca köyümüzden getirdiğimiz yorganların
üzerinde yattıktan sonra maliyenin adamları koltuk, karyola, yatak ve bilimum mutfak eşyası
getirerek bize tahsis edilen eve braktılar. Daha sonra bunu gıda yardımları takip etti.
50 yıldır bitmek tükenmek bilmeyen bir hırsla ganimet değişik şekillerde devam ediyor. Tabi bu da
beraberinde bu topluma kültür olarak yerleşmiştir. Yani artık kuzeyde yaşayanların hiç değişmeyecek
bir kültürü vardır.
HIRSIZLIK KÜLTÜRÜ
Yapan kim? Kuzeye yerleştirilmiş türkçe konuşan Kıbrıslılar ve Türkiye’den gelen Türkiyeliler. Yaptıran
kim türk hükümeti ve yetkilileri. Zaten Şener Elçil de demecinde buna vurgu yapıyor. İşte bu da bu
ülkenin önemli ve yüzlerce kötü gerçeklerinden sadece bir tanesi. Bir alışkanlık eğer kültüre
dönüşmüşse bunu artık değiştirmeniz mümkün değildir. Bunu ben demiyorum bilim söylüyor. İşte bu
yüzdendir ki çocuğunuzun size yalan söylediğini farkettiğinizde onu hemen uyarırsınız. Alışkanlık
aşamasında kalsın ve kültüre dönüşmesin diye.

Tabi artık böyle bir yapının içinde yalan karşımıza en büyük kahraman olarak çıkar. Yalan hırsızlık
kültürünün en büyük türevidir. Ve kişi artık hayatını bir yalanın üzerine inşa ederek “MIŞ” gibi bir
hayat yaşar. Ve etrafında bulunan herkesi de buna adapte eder. İşte bu da bu ülkenin yüzlerce
gerçeğinden bir diğeri.
İşte bu noktada Şener Elcil’in demecini paylaşırken özellikle bunlara dikkat çekmek istedim. Maalesef
hocamızın başına gelenler de işte bu kültürün eseridir. Yani Şener hocamız bir dönem KTÖS adına
açıklama yapıp Türkiye’ye “NE PARANI NE MEMURUNU” derken, hocayı tasfiye eden bu yönetimin
de bu sloganın altında imzaları yokmuydu? Pek tabi ki vardı. E ne oldu da bütün sorunlarımızın
kaynağı olan işgal rejimini bir kenara koyarak sadece özlük haklarıyla ilgili bir mücadeleyi sergileyen
bir görünüme büründünüz. İşte işgal rejinin ortaya çıkardığı bir diğer kültür de “DÖNDÜREK
KÜLTÜRÜDÜR” yani dönekliktir. Rejim ya sizi bir takım ayrıcalıklarla, ya da bir takım
spekülasyonlarınızla ayağınızdan yakalar ve size her şeyi yaptırır. İşgal rejimlerinin çalışma biçimi
dünyanın her yerinde aynıdır.
Sayın Şener Elcil’e, böyle bir konuyu demeç olarak paylaştığı için teşekkür ederim. Ama bu
açıklamaların daha büyük bir kamuoyu yaratması için de bir siyasi kuruluşta yerini alması veya bir
emekli öğretmen olarak, BU TOPLUMUN SON KALESİ DİYE NİTELENDİRDİĞİM KTOEÖS saflarında
yerini alması gerekmektedir. Bu işler maalesef böyle vakıf yk üyeliğiyle olmuyor. Sanırım bunu bu
ülkede en iyi bilenlerden biri de Şener Elcil’dir.
Ne diyelim?
Hade bir hissa daha hocam. Az galdı…!!!

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam