Sorunumuz kendimizi tanıtamamak.
Bu düşünce ile yola çıktım ve sanat alanında kendini toplumumuza kabul ettirmiş isimleri haftada bir siz okuyucularımızla bir araya getirmeye karar verdim.
Sanat sayfamızda her pazartesi günleri ADALI SANATÇILARIMIZ’ ı sizlere tanıtıp onların hem düşünsel yapılarını, hem de eserlerini buluşturacağım.
Bu ilk haftaki konuğum Dr. Bülent DİZDARLI
olacak ve her hafta farklı sanat insanını bu sayfalarda bulacaksınız.
İşte üreten insanlar ve ürettikleri eserler.
E.H: Bülent Dizdarlı kimdir diye soruya başlasak nasıl olur?
B.D: 1959 doğumlu , dizdar köy kökenli bir ailenin çocuğuyum. Annem öğretmen babam evkaf memuruydu. İlk okulu O zamanki adı Köşklüçiftlik ilk okulu olan bu günkü ŞehitTuncer İlk okulunda okudum. Orta eğitimimi Şehit Hüseyin ruso orta okulu ve Lefkoşa Türk lisesinde tamamladım. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp fakültesini kazanıp yüksek eğitimime başladım. Sonrasında İstanbul Şişli Etfal hastanesinde ihtisasımı yaptım. 1990 başında Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet hastanesinde Kulak Burun Boğaz hastalıkları uzmanı olarak çalışmaya başladım. 2015 de bu kliniğin şefi , 2016 yılında da Hastanenin başhekimi oldum. Evli ve bir çocuk babasıyım.
E.H: Sizi Dr. olarak tanıyoruz ama yazın sanatı uğraştığınızı da biliyoruz. Yazılı kaç eseriniz var?
Bu güne kadar bana ait altı kitabım olmuştur. Sırasıyla “Dünyanın Merkezinde Hayatla Polemik” ,”Güneşe Kaçmak”, “İmhotep’in izinde 50 cefa 50 deva” “Kuyu Mezarları Ülkesi” “ Efsaneden Doğan Efsane: Mustafa Defteralı “ ve son olarak da “Lale : Uzak Çocuklar”. Bunlardan birincisi makale derlemeleri , üçüncüsü tıp söyleşileri, beşincisi biyografidir. Diğer üçü ise romandır.
B.D: Sırada yazılan, yazılmayı ve basılmayı bekleyen eserler kitaplar var mı?
B.D:Yazılmayı basılmayı bekleyen yok, zira içinde bulunduğum görev başka bir işle meşgul olmama izin vermiyor. Ancak bu sıralarda başhekimlik yaparken yaşadığım olayları notlar halinde saklıyorum. Güzel ilginç anılarımı biriktiriyorum. Muhtemeldir ki emeklilik zamanım geldiğinde bunları bir kitaba döndürme eğilimim vardır.
E.H: Her sanatçının bir esin kaynağı vardır? Sizin de eserlerinizi yazarken size ilham olan bir şeyler oluyor mu? eğer varsa bunlar nelerdir?
B.D: İnsanlar, yaşamlar, etrafta olup biten her şey beni etkileyebilir. Bu durumda önce küçük br hikaye yazarım. Sonra kurgulamaya geçip hikayeyi romanlaştırırım. Genellikle bunu tv karşısındaki kanepemde yaparım. TV bir şeyler gösterir ama o anda yayında hangi program var ben farkında bile olmam. Kısacası Tv ile hiç ilgilenmem ama tuhaftır, ille tv açık olmalı , ille ben ondan gelen sesi işitmeliyim.
E.H: Eserlerinizdeki kahramanlarınızı nerden yaratıyorsunuz var mı bunların bir geçmişi yoksa o anda karar verip kalemi alıyor ve başlıyorsunuz yazmaya ?
B.D: Romanlarımda ki kahramanları etrafımdaki insanlardan esinlenerek yaratıyorum. O insanları hayat hikayelerini biraz da hayal gücümü kullanarak romanlarımda kurguluyorum. Aslında hiç karşılaşmamış veya farklı zamanlarda yaşamış kişileri aynı macera içinde yoğururum. Benim tarzım bu şekilde oluyor.
E.H: Bildiğim kadar kuyu mezarlar ülkesi ismindeki romanınız filmine çekilecekti. Ne oldu bu proje herhangi bir gelişme var mı?
İnan bende senden fazla bilmiyorum. Ben kitabın sahibiyim. Film yapmak isteyen arkadaş benden izin aldı. Bazı girişimlerde de bulundu ama sanırım sonra finansal problemlere takıldı.
E.H: Sanat mı, Doktorluk mu ağır basıyor ?
B.D: “Doktorluk ta bir sanat değil midir?” diye soruna soru ile cevap verirsem çok mu politik olur? Ama neticede hekimliğin bir sağıtım sanatı olduğu gerçektir. Yaptığım işin yapmaya çalıştığım sanat dalında beni beslediğini düşünüyorum. Hekim olarak edindiğim etrafı iyi izleme nosyonu sayesinde yazabiliyor da olabilirim Bu nedenle sorunuza cevap olarak “ikisi de” diyorum. Hayatımın belirli dönemlerinde bazen biri bazen diğeri ön plana çıkıyor .
E.H: Kıbrıs ta ki veya KKTC deki sanatı yorumlayacak olsanız neler söylemek istersiniz?
B.D: Sanatı yorumlayacak kadar yetişkin saymıyorum kendimi. Ancak Kıbrıs Türkü’nün bu topraklara tutuna bilmesinin sanat ve sanatçı ile mümkün olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
E.H: İnsanımızın veya sanatçımızın dünyada bir yere gelebilmesi veya kabul görmesi için neler yapılmalıdır?
B.D: İnsan yaptığı işi, ne yaparsa yapsın iyi yapmalı, diğer dünya insanlarından daha iyi yapmaya olmaya uğraşmalıdır. Bu hedefle yapılan her çalışma hedefi tam bulmasa da mutlaka iz bırakacaktır. Başlangıçta gelebilecek başarısızlık veya sonuç alamama duygusundan erken sıyrılmalı, deneyimin başarıyı getireceği olgusundan hareketle , ısrarla çalışma sürdürülmelidir.
E.H: Son olarak neler söylemek istersiniz?
B.D: Daha fazla okuyalım. Kitap, olmadı dergi, o da olmadı en azından gazete okuyalım.
Teşekkür ediyorum.