Herhalde “küçük İsviçre yapacağız” denilerek yola çıkılan ülkemiz tarihinin en berbat en kaotik günlerini yaşıyor bu günlerde
Ülke, seçilmişlerin vasıtasıyla müthiş bir kaosun içerisine sokuldu
Ülke, kimin ne yaptığının belli olmadığı bir hale getirildi
Ülke, rüşvetin pençelerine teslim oldu
Ülke, uluslararası tanınmamışlığın avantajlarını kullanarak her türlü hukuksuzluğun ana vatanı haline döndürüldü
Ülke, mutsuz ve umutsuz insanların yurdu haline dönüştürüldü
Ve ülkenin her karışı, deyim yerindeyse parsel parsel satılığa çıkarılmış bir hale getirildi
Geçtiğimiz gün yani 1 Ağustos’ta hamaset, milliyetçilik yine tavan yapmıştı
Yapılan açıklamalara baktığımız zaman, sanki de hükümet edenler ülkeleri için büyük bedeller ödüyorlar görüntüsü vardı
Açıklamalarda KKTC’nin büyüklüğünden
KKTC’nin ilelebet yaşayacağından
KKTC’nin ne kadar mutlu bir ülke olduğundan
KKTC’nin tanınmasından
KKTC’nin geleceğinin ne kadar parlak olduğundan bahsedildi
Yine vatansever, yurtsever ve milliyetçi güruh bol bol, “Rum’a verilecek bir çakıl taşımız yoktur” açıklamalarını yaptı
Ama gerçekte ülke şu anda parsel parsel satılıyor
Ülke, İsrailliye, Araplara, Ruslara, İngilizlere, Türklere, kısacası her isteyene satılıyor
Tabi ki Rumlar hariç bu satış işleri yapılıyor
Bu konuyla ilgili sorumuz şu;
“Siz o çakıl taşını sadece mülklerin esas sahibi olan Rumlara mı vermiyorsunuz?”
Yoksa sizler ganimet topraktan kazanacağınız para kadar mı vatansever, yurtsever ve milliyetçisiniz?
Çünkü Rumlara vermeyiz dediğiniz toprakları para uğruna önünüze gelene satıyorsunuz
Yani sırf hamaset yaparak Rum düşmanlığı üzerinden prim yapmaya çalışanlar, bugün mülklerin esas sahipleri haricinde herkese çatır çatır ülke topraklarını satıyor
Ülkenin hatırı sayılır oranda toprağı bugün yabancıların eline geçmiş durumdadır
Ve satış işleri hızla da devam etmektedir
Birçok aklı selim ülke insanı, böyle gidere sonumuzun Filistinlilere benzeyeceği konusunda uyarılar yapıyor
Filistin olur muyuz olmaz mıyız bilinmez ama ülkenin her yerini para uğruna satılığa çıkaranların çıkıp sanki da ülkelerini çok seviyorlarmış gibi, “bir karış toprağı vermeyiz” demeleri artık çok gülünç açıklamalardır
Çünkü Kıbrıs’ın Kuzey tarafının üzerine “Satılık Kelepir Ada” tabelası asılmıştır
Ve bu tabela seçilmiş büyük milliyetçiler eliyle asılmıştır
İşte bu nedenle mevcut hükümet edenler ve taraftarları artık çıkıp da “bir çakıl taşı bile vermeyiz” martavalından vaz geçsinler
Kıbrıs’ın Kuzeyi satılıktır
Gerekli para verildiği taktirde Kıbrıs’ın Kuzeyinde her şey satılabilir
Kıbrıs’ın Kuzeyi, para için her şeyin yapılabileceği bir kara parçasıdır
Ve son olarak birkaç cümle de bakan Fikri Ataoğlu için yazalım
Sayın Ataoğlu, herhalde dünyada “Çevreye” bu kadar duyarsız başka bir “Çevre Bakanı” yoktur.
Çevre, bir “Çevre Bakanı” tarafından ne geçmişte ne de gelecekte hiç bu kadar talana açılmamıştı
Küresel ısınmanın her platformda konuşulduğu, sürekli uyarıların yapıldığı bir dönemde, tek bir ağacın bile ne kadar önemli olduğu gerçeği ortada iken alçak orman arazilerinin turizm için imara açılması tam anlamıyla bir sorumsuzluktur
Tamam çok büyük bir rant var
Tamam çok büyük avantalar var
Ama ülke insanını geçtim, hiç olmazsa kendi çocuklarınınız geleceğini düşününüz, onlara yaşanabilir bir ülke bırakınız veya bırakmak için para yerine çevreyi tercih ediniz
Söylediklerinizi talimat alarak mı açıkladınız bilmiyoruz, ancak dünya üzerinde sizin gibi çevreye hiçbir duyarlılığı olmayan başka bir “Çevre Bakanının” olmadığından eminiz
Bu nedenle haddimizi aşarak sizlere “Çevre Bakanlığından derhal istifa ediniz” önerisini yapıyoruz
Tabi ki böyle bir istifanın olmayacağını bilerek bu öneriyi yapıyoruz.