Eniz ORAKCIOĞLU
Gazi Mağusa’nın Salamis Bölgesindeki Mimoza ve Sea Side Hotel’in durumları tam anlamıyla içler acısı. Her platformda KKTC’nin bir Turizm adasına dönüştürülmesi için “Hiçbir uğraştan kaçmayacakları” sözü veren siyasileri “Mangalda kül bırakmayan” popülist söylemlerine karşılık iki otel de sapır sapır dökülüyor.
Ahmet Ersöz ülkemizde değerlerimize sahip çıkmaya çalışan sadece bir örnek, Ersöz, bu iki önemli Turizm yatırımının bugünkü hallerini Yeni Bakış’la paylaştı.Ahmet Ersöz, bu Otellerde çalışan emekçilerin ihtiyat sandığı ve sosyal sigorta primlerinin yıllarca devlet tarafından yatırılmadığı için tesislerden birinin Sosyal Sigortalara, diğerini ise İhtiyat Sandığına borcuna karşılık verildiğini ancak yasal dayanak olmadığı için bu tesislerin işletilemediğini vurguladı.
Ersöz; “Mimoza veya Sea Side Hotel atıl durumda”
Ahmet Ersöz, 2 tesisin yaşadığı trajik öyküyü şöyle anlattı; “1974 sonrası oluşan iki kesimliliğin akabinde, özellikle Kuzey’de kurulan devletin mevcut inşa edilmiş Rum mallarını sahiplenmesi veya ganimet arazileri üzerine sonradan inşa ettirdiği ya da tamamladığı yapılar oldu biliyorsunuz. Bu arazi veya yapıların bir kısmı Devlet tarafından eşdeğere karşı verilirken, bir kısmı da Devlet hazinesine bırakıldı. Mimoza veya Sea Side Hotel size neyi hatırlatır dersem herhâlde yerinde bir soru olur bu anlamda. Bir tanesinin ömrü kısa sürerken diğerinin de pili biteli herhâlde üç dört sene oluyor sanırım. Devletin çeşitli kademelerinde emek veren birçok işçinin ihtiyat sandığı ve sosyal sigorta primleri senelerce devlet tarafından yatırılmadığı için devletin bu iki daireye birikmiş yüksek bir borcu ortaya çıkmış. Gelgelelim günün sonunda Devlet ile bu iki daire arasında nasıl mahsuplaşırmış biliyor musunuz? Devlet tesislerden birini Sosyal Sigortalar Dairesine, diğerini de İhtiyat Sandığı Dairesine borcuna karşılık vermiş. Size borcumu ödeyemiyorum, alın bu binalar sizin olsun misali. Bu Daireler de çaresiz bunları himayelerine almış ama yasal dayanak olmadığından işletememiş. Belki ihale yoluyla özel bir şirkete kiralama şansı da varken kısaca resimlerdeki gibi atıl durumda bırakılmış ve kelimenin tam anlamıyla harap olmuşlar. İşin en kötü tarafı ne ki bu mahsuplaşma yapılırken kimse bu emekçilerin yatırımlarını düşünmemiş. Emekçilerin primlerinin gayrimenkule dönüştüğü ve hiçbir şekilde emekçinin hakkını arayamayacağı, bir başka ülke var mı dünyada bilemiyorum.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.