DOLAR 19,1906 0.04%
EURO 20,8128 -0.7%
GBP 23,7803 -0.42%
ALTIN 1.220,04-0,04
BITCOIN 5443830,19%
kıbrıs haber
kıbrıs haber

Rahatla Ve Oluruna Bırak

ABONE OL
13 Temmuz 2015 09:25
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Abbas ELMAS

Son günlerde Kıbrıs konusunda çözümün maliyetleri konuşulmaya ve tartışılmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, geçtiğimiz hafta gerçekleşen görüşme sonrasında “Bölünmüşlüğün maliyeti anlaşmadan daha çoktur” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu açıklama aslında içinde birçok mesajı barındırıyor. Aslında bölünmüşlükten zarar gören sadece Kıbrıs Türk toplumu değil, mevcut durumdan Kıbrıs Rum toplumu da ciddi yaralar almıştır yıllar boyunca.

Özellikle son günlerde Kıbrıs müzakereleri sırasında Kıbrıs Rum siyasileri tarafından ortaya atılan beklenti ve iddialara Kıbrıs Türk siyasileri tarafından hiç bir karşılık görmemesi akıllarda soru işaretleri yarattı. İlk soru işareti, seçilmişlerin son birkaç aydır kurultaylar, tüzük ve başkan değişimi yanında son günlerde kurulması beklenen CTP-UBP hükümeti gelişmelerden habersizmiş gibi davranmasından kaynaklanmaktadır. İkinci soru işareti ise, Kıbrıs müzakerelerinde sağlanan ilerleme mevcut yapı içinde siyaset yapanların işlerine gelip gelmemesinden ve görmezden gelmelerinden kaynaklanmaktadır.

Siyasilerimiz eğer kendi geleceklerinin derdinden Kıbrıs Türk toplumunu çok yakından ilgilendiren bir konuya duyarsız kalmayı tercih ediyorlarsa, toplum tarafından ciddi güven kaybeden siyasetin, ne isterse yapsın toplum çıkarları yerine kendi gelecek kaygılarını yaşadıkları kesinlik kazanır bence. Bu noktada siyasilerimiz istedikleri kadar hükümet kursun yada hükümet bozsun kimsenin umurunda olmayacaktır kanısındayım.

Ha eğer siyasilerimiz Kıbrıs müzakerelerinde sağlanan ilerleme ve gelişmeler karşısında tepkisiz kalmayı toplum algısı üzerinde yönlendirme yapmak için tercih ediyorsa bu da ciddi sıkıntıları berberinde getirecektir. Mesela Güney Kıbrıs’ta her bakan, her parti lideri, Başpiskopos, meuhalefet parti temsilcileri çıkıp Kıbrıs müzakereleri hakkında görüşlerini ortaya koyarken, liderlerden beklediklerini de rahatlıkla ortaya koyabiliyorlar. Bunların karşısında bizim siyasetçilerimiz ne yapıyor? Koskoca bir hiç…

Bunun anlamı meydanı boş bırakmaktır. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yaptığı açıklamalar arkasından açıklamaların yeterli olmadığı yönünde yapılan eleştiriler aslında ortamı germe niteliği taşıdığını herkesin çok iyi bilmesi gerekir. Kıbrıs Türk toplumunun ne istediğini çıkıp konuşmayan, tartışmayan vekillerin, toplumun beklentilerini karşılayamadıkları gibi müzakere sürecinde sağlanan ilerlemeyi eleştiren söylemleri ne kadar güvenilir olduğu tartışılmalıdır bu noktada bence.

Bu tepki ve tepkisizliğin anlamı “Biz Kıbrıs sorununda bir gelişme olmasını istemiyoruz. Her şey olduğu gibi devam etsiz. En iyi çözüm zaten çözümsüzlüktür. Biz bu düzenden rant sağlıyoruz. Barış da olmasın değişim de” olarak yorumlanmalıdır. Çünkü bu bölünmüş adada yıllardır çözümsüzlüğü çıkar ve rant için kullanan mevcut siyasal yapının bozulması anlamına geliyor çözümün sağlanması.

Konuyu bağlamak gerekirse, çözüm hem Türk hem de Rum toplumu için ciddi bir rahatlama getirecektir. Sayın Metin Şadi de bunu çok güzel özetledi “Redçilik eşittir Rantçılık” diyerek. Bu ülkede yıllardır çözümün çözümsüzlük olduğunu savunan, bu ülkede her barış ateşleri yandığında felaket tellağı gibi söylemlerde bulunanların aslında mevcut yapıdan rant sağlayanlar olduğunu söyledi Sayın Şadi ve çok doğru bir noktaya değindi.

Kıbrıs sorununun çözümü noktasında son aylarda sağlanan ilerlemeden rahatsız olanların, Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağına tahammül edemeyenlerin, milliyetçi geçinenlerin aslında bu düzenden nemalanan ve çıkar sağlayanlar olduğu artık herkes tarafından bilinmektedir diye düşünüyorum. Bu noktada küçücük bir tavsiye vereyim, “Barışın önüne geçemiyorsan rahatla ve oluruna bırak”…

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam