DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
GBP 41,0337 -0.05%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21629620,41%

‘Piyasa çok daha kötü hale gelebilir’

ABONE OL
17 Mayıs 2017 09:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Meclis Genel Kurulu’nun, KKTC Hükümeti ile TC Hükümeti
arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin
(Onay) Yasa Tasarısı’nı oy çokluğuyla onaylamasının ardından, İçişleri Eski
Bakanı, CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay, tasarının olumsuz yönlerini
ayrıntılarıyla Yeni Bakış’a değerlendirdi.

Uluçay, KKTC Hükümeti ile TC Hükümeti arasında Sosyal
Güvenlik Anlaşması ile iş gücü piyasasının bu şekliyle yürürlüğe girmesi
durumunda Çalışma Dairesi’nin kontrolünden çıkmasına yol açabileceğini ifade
ederek, piyasanın çok daha kötü pozisyonlara taşınabileceği uyarısında bulundu.

Uluçay, mutlak süratle Çalışma Dairesi’nin
aracılığının devam etmesi gerektiğini belirterek, Dairenin bilgisi ve onayı
olmadan ön izin mekanizmasıyla Çalışma maksatlı ülkeye giriş yapılmaması
gerektiğini söyledi.

Uluçay, hizmet aktinin dördüncü maddesinde süresi ve
sona erdirilmesi başlığına da değinerek, hizmet akitlerinin belirsiz süreli
olmasının
bir kapı araladığını ve ileride farklı
tartışmalar yaratabildiğini, mevzuata aykırı bir durum olduğunu kaydetti.

Uluçay, “Tasarıda örneğin şoför, garson veya aşçı
olarak görev alacak ibaresi var. İşçinin hizmet aktinde yer alan iş yerinde ve
belirtilen meslekte çalışması esastır deniliyor. İşçinin kabul görmesi halinde
ise mevcut ücreti düşürülmeyerek işverenin aynı ülke sınırları içindeki diğer
iş yerlerinde çalıştırılabilir ifadesi vardır. Bizim itirazımız budur ve bu
rahatsız edici bir maddedir” diye konuştu.

Deniz ABİDİN

İçişleri Eski
Bakanı, CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay, KKTC Hükümeti ile TC Hükümeti
arasında Şubat ayında iki protokolün imzalandığını belirterek, birinin iş gücü
anlaşmasını öngören bir onay yasa tasarısı, bir diğerinin ise sosyal güvenliğin
uyumlaştırılmasını ön gören bir onay yasa tasarısı haline dönüştürüldüğünü
söyledi. Uluçay, komitede gündeme geldiği zaman hükümeti sıkıntılar olduğu
konusunda uyardıklarını ifade ederek, değişiklikler yapılarak söz konusu
tasarının Meclis’ten oybirliği ile geçirilebileceğini kaydettiklerini belirtti.
Uluçay, söz konusu sıkıntıların düzeltilmesi yönünde hiçbir adım atılmadığını
söyleyerek, Meclis’teki oylamada yasa tasarısına ret oyu verdiklerini kaydetti.
Uluçay, iş gücü anlaşmasında yabancı iş gücü uygulamasında sistem değişikliğine
gidildiğine dikkat çekerek, özellikle Türkiye’den gelecek olan iş gücüne dönük
Çalışma Dairesi’nin kontrolünün ortadan kaldırılmasına dönük bir takım içeriğin
olduğunu belirtti.

“Çalışma Dairesi devreden çıkabilir”

Uluçay, protokolün
dördüncü maddesinde, “İşverenler diğer akit taraf kurum veya iş ve işçi bulmaya
aracılık eden resmi makamlara izin özel istihdam bürolarına işçi temsili
maksadıyla doğrudan başvuruda bulunabilirler” denildiğine dikkat çekti. Uluçay,
bu ifadenin Çalışma Dairesi’ni devreden çıkarabilecek bir içerik olduğunu
belirterek, önceden yapılan protokolde işverenler veya herhangi bir kurumun
Türkiye’den işçi talep edeceğinde Çalışma Dairesine başvurulduğunu söyledi. Uluçay,
mutlak süratle Çalışma Dairesi’nin aracılığının devam etmesi gerektiğini
belirterek, Dairenin bilgisi ve onayı olmadan ön izin mekanizmasıyla Çalışma
maksatlı ülkeye giriş yapılamadığını anımsattı. Uluçay, var olan uygulamanın
ileride herhangi bir şekilde değiştirilmesi ya da estetilmesine gerek kalmasın
diye söz konusu maddede yazan ifadeden rahatsız olduğunu kaydetti. Uluçay,
“Bugünkü yöneticiler bunu bu şekliyle okumayabilir, ancak yöneticiler değişir,
idareciler değişir, ileride bu ifade tarzı ile bizim mevzuatımızda yapılmakta
olan uygulama birileri tarafından istismar edilebilir” diye konuştu.

“İş gücü piyasası kötü pozisyona taşınabilir”

Uluçay, iş gücü
piyasasının, çalışma dairesinin kontrolünden çıkmasına yol açabileceğini ifade
ederek, piyasanın çok daha kötü pozisyonlara taşınabileceği uyarısında bulundu.
Uluçay, aynı zamanda işçilerin aleyhine bir durumun da ortaya çıkabileceğini
belirtti. Uluçay, protokolün değişmesinin mümkün olmadığını söyleyerek, şöyle
devam etti, “Bu tarz protokoller imzalanır. Meclis’ten onay alır. İmzalandıktan
sonra Meclisin gündemine taşındığında içeriğinde bir değişiklik yapılamaz. Ne
komitede ne de genel kurulda Meclis içerikle ilgili istemediği bir maddeyi
değiştiremez. Ya tamamını reddeder ya da tamamını onaylar. Bu nedenle bu gibi
durumlarda uygulamada olabilecek yanlışlıkları kati olarak ortadan kaldırmaya
dönük iş yasasındaki 59’ncu maddede küçük bir değişikliğe gitme talebinde
bulunduk. Söz konusu yasa taslağındaki, “Doğrudan başvuruda bulunabilir”
ifadesinin mevzuatın dışına çıkılabilecek Çalışma Dairesinin by pass
edilebileceği yorumlamaya açık olmayacağı, yasaya birkaç cümle eklenmesi
önerimiz oldu”

“Rahatsız edici kısımlar var”

Uluçay, iktidara
mensup bazı milletvekillerinde de bu konunun sıkıntı yarattığına dikkat
çekerek, protokolü onayladıklarını, ancak yasada önerdiğimiz değişikliğin
yapılmasını talep ettiklerini belirtti. Uluçay, protokole ek olarak işçi istihdamına
ilişkin hizmet akit örneğinin konduğuna dikkat çekerek, işçi istihdamına
ilişkin bir prosedür yerine getirilecekse hizmet aktinin örnek olarak protokole
ek iliştirildiğini söyledi.

Uluçay, hizmet
aktine bakıldığında, bugün uygulanmakta olan mevzuatın dışında olabilecek ve
estetilmesi olabilecek üçüncü madde kapsamında yapılacak iş başlığı altında
rahatsız edici kısımların olduğunu kaydetti.

Uluçay, şunları
belirtti, “Örneğin şoför, garson veya aşçı olarak görev alacak ibaresi var.
İşçinin hizmet aktinde yer alan iş yerinde ve belirtilen meslekte çalışması
esastır deniliyor. Bu bugün uygulanmakta olan mevzuattır ve bu metinde yer
alıyor. Bizim itiraz ettiğimiz nokta devamıdır. İşçinin kabul görmesi halinde
mevcut ücreti düşürülmeyerek işverenin aynı ülke sınırları içindeki diğer iş
yerlerinde çalıştırılabilir ifadesi vardır. Burada “ancak” bendinin girmesiyle
aslında ilk yazılan ifadenin aksine uygulanabilir diye bir kapı aralamaktadır.
Bizim itiraz noktamız bu maddenin ikinci kısmıdır”

“İş akti mutlaka süreli olmalıdır”

Uluçay, hizmet
aktinin dördüncü maddesinde süresi ve sona erdirilmesi başlığına da değinerek,
hizmet akitlerinin şimdiki mevzuata göre süreli olduğunu, yasa tasarında ise
verilen ifadeleri şu şekilde belirtti, “Akit belirsiz süreli olup, yurt dışına
hareket edilen tarihte yürürlüğe girer denilmektedir. Burada sıkıntılı olan
belirsiz süreli olmasıdır. Bu opsiyon ilerde başka sıkıntılara yol açabilir. İş
akti mutlaka süreli olmalıdır”

“Bu böyle
uygulanmayacak” denildiğini belirten Uluçay, bunun bir kapı araladığını ve
ileride farklı tartışmalar yaratabildiğini, mevzuata aykırı bir durum olduğunu
kaydetti.

Uluçay, çalışma
izninin sona ermesi maddesinde, işçinin yeni bir iş araması için mevzuatta ön
görülen süre kadar izin verildiğini, bunun ek bir süre olarak
algılanabildiğini, şimdiki mevzuatın iş aramayla ilgili süre öngörmediğini
kaydetti.

 

“Yasayı değiştirmeyecekseniz protokolü bu şekilde
yapmayacaksınız”

Uluçay, sosyal
güvenlik mevzuatının uygulanmasında, yapılmış olan onay yasa tasarısında iki
ülke arasında sigortaların haklarının birleştirilmesiyle ilgili ortaya çıkan
sıkıntıları gidermeye dönük hamleler yapıldığına dikkat çekti. Uluçay, bunun
içeriğine bakıldığında sigortalılık sürelerinin birleştirilmesinin ön
görüldüğünü belirterek, birleştirme yapıldıktan sonra işsizlik prim kesintisi
yapılmamakta olduğunu söyledi.

Uluçay, şunları
söyledi, “O pozisyonda bulunan herhangi bir kişiyse o kişi, işsizlik ödeneği ödenmesinde
sıkıntı ortaya çıkacaktır. Bakan, “yasayı mı değiştirelim?” diye soruyor.
Yasayı değiştirmeyecekseniz protokolü o zaman bu şekilde yapmayacaksınız.
Bizdeki mevzuata burada ters düşen bir durum var. Uygulamada sıkıntı
yaratabilir. Bu kapsama giren kişiler de talep edebilir. Talep edilmesi
durumunda herhangi bir kesinti yapılmadığından kaynak konusunda sıkıntı
çıkabilir. İşsizlik ödeneğinin sigortalıya ödenebilmesi için 156 günlük bir
ödeme yapılır. Belli bir süre çalışmışlığı olan herhangi bir kişi bu kapsama
giriyorsa, yeni kurala göre sigortalılık sürelerinin birleştirilmesi kapsamında
kişi 156 gün işsizlik ödeneği alabilecek. Bizim mevzuata göre 156 günü KKTC’de
geçirmesi gerekiyor. Onaylanan yasa tasarısına göre, çalışma izniyle burada bulunan
kişi ise 41’nci gün ülke dışına çıkmak zorunda kalacak. Bu durumda “ben neden
geri kalan kısmı alamıyorum” diyerek itirazda bulunabilecek. Bu da pratikte
sıkıntı yaratacaktır”

Uluçay, Bakan’ın
bahsettiğimiz sıkıntıları TC ile görüştüğünü, çalışma izniyle burada olanlara
“41’nci günü ödemeyin gerek yok” şeklinde bir yanıtla karşılaştıklarını
aktardığını belirterek, “bu durum bize göre çalışanın aleyhine olan bir
durumdur. Protokole göre bunu ileride talep edebilir” diye konuştu. 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam