DOLAR 34,2660 0.03%
EURO 37,4094 -0.02%
GBP 44,8144 0.08%
ALTIN 2.920,250,11
BITCOIN 22523804,85%

Özürlü Değil Engelli

ABONE OL
16 Temmuz 2015 11:39
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Tekerlekli sandalyesiyle düzensiz, engellerle doldurulmuş bir kaldırıma çıkmaya çalışan, kaldırımın dahi olmadığı cadde kenarlarında, sokak aralarında ilerlemeye çabalayan ya da merdiven başlarında yardım bekleyen biri neden özürlü olsun ki? Elindeki beyaz bastonla önünü yoklayarak yürümeye çalışan, her türlü engellerle dolu olan kaldırım ve yollara rağmen yönünü bulabilen ya da duyarsızca yerleştirilen cisimlere ve park edilen arabalara çarpmamak için mahcup bir tebessümle hareket eden biri neden özürlü olsun ki? İşitmediği için el hareketleri ve yüz mimikleriyle kendini ifade eden, onu anlamayanlar, anlamak istemeyenlerle mücadele eden birey neden özürlü olsun ki? Burada gerçekten bir özür durumu varsa, engelliler değil, engellileri engelleyenlerdir. Çevreyi gereken gelişmişlik şartlarına göre düzenlememek, mimari engelleri kaldırmak için mücadele etmemek, yönetimlerin talihsiz engelleridir. Engellilere istemeden de olsa acımak, yine fark etmeden de olsa kusurlu olarak kabul etmek ise daha geneldir ve büyük bir toplumsal engeldir. Duyarsızca ve düşünmeden atılan adımların ortaya çıkardığı engeller, kimi zaman mimari, kimi zaman ise psikolojik olabilir. Buradaki suçlu sadece yönetim değil, tüm toplumdur. Gerekli düzenlemeleri yaparak engelleri kaldırmak yerine sorumluluktan kaçmak en büyük engeldir belki. Bu, duyarsız yönetimlerin ortaya çıkardığı ve hiç önemsemediği son derece büyük bir engeldir işte. Toplumda engellilere yönelik olarak oluşan negatif bakış açısı da çok büyük bir engel diyebiliriz. Engelli bireyi işe yaramaz ya da acınacak bir durumda görmek, büyük bir psikolojik engeldir. Yine aynı şekilde, özürlü ve benzeri hitap şekilleri psikolojik engeller ortaya çıkararak özgüven eksikliğine neden olabilmektedir. Peki, sormak istiyorum; gerçek özür engellilerde midir, yoksa engelleri ortaya çıkaranlarda mı? Olayın içleri acıtan şöylede bir boyutu var. Engelliler bir mal (ürün) değildir ki kusurlu anlamına gelen ‘özürlü’ kelimesini kullanalım. Mal ya da diğer bir manasıyla ürün özürlü olabilir evet. Ancak insan özürlü olamaz. Çünkü insan mal değildir. Sözcüklerin önemine dikkat etmeden ya da iyi niyetle bile olsa engellilere ‘özürlü’ şeklinde bir üslupta hitap etmek, zaten çok sayıda engellerle boğuşan bir insana psikolojik engeller koymaktan başka bir şey değildir. Negatif bir algı, işe yaramamazlık duygusu ortaya çıkarır çünkü. Genel anlamda da bu böyledir aslında. Zaman zaman fark edilmeden de olsa hakaret söylemi olarak dahi kullanılıyor. Mesela, söylediklerini anlamayan muhatabına ‘sen özürlü müsün?’ sorusu sorularak tepki gösterile biliniyor kimi zaman. Buradan ise anlaşılıyor ki özür bir kusur, toplum nezdinde negatif ayrımcılık ve aşağılamadır. Peki, görme, yürüme, işitme, zihinsel vs. gibi engelleri olan bir bireyi ‘özürlü’ yaftasıyla aşağılamaya, hor ve küçük görmeye kimin hakkı var? İnsan vücudu yaratılış itibariyle kusursuzdur. Anne karnında, doğumda ya da sonradan Ortaya çeşitli engeller çıkabilir elbette. Bu engeller, belirli faktörlere bağlı olarak oluştuğu içinde kesinlikle kusur, özür, çürük gibi anlamlarla ifade edilmesi doğru kabul edilemez. Ben görme engelliyim ve asla görme özürlü şeklinde bir üslubu kabul etmiyorum. Bu üslupta olanları da uyarıyor, yanlış olduğunu anlatıyorum. Bu konuda çok sayıda diyaloğum oldu. Konuya ilişkin hataların kabul edilmesi ve tekrarlanmaması için çaba gösterilmesi tarafımı umutlandıran bir durum. Son olarak da şunu ifade etmek istiyorum ki kendini ‘özürlü’ olarak gören ve bundan rahatsız olmayan arkadaşlarım içinde bir teşvik olur inşallah bu satırlar.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam