DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
GBP 41,0337 -0.05%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21589670,16%

“Ölü doğacak”

ABONE OL
12 Nisan 2018 07:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

UBP Milletvekili Gürçağ: Müşavirler devletin kamburudur. Yasa içinde sadece müsteşar veya özel kalem müdürünün üçlü kararname ile tamamen atanacağı yönünde bir madde olmalı. Bu şekilde müşavirlik tamamen ortadan kalktı diyemeyiz. Hem kadroyu işgal ediyorlar hem de evlerinde oturuyorlar


BKP Genel Basşkanı İzcan: Çalışmayan evinde oturan insanlara müşavirlik adı altında vatandaşın parası hibe ediliyor. Halbuki istediğimiz 120 civarındaki müşavirin görevlerine dönmeleridir. Hükümet isterse bu sorunu kökünden halledebilir. Hükümete çağrımız yasaya gerekli maddeleri koyup, müşavirliği tümden ortadan kaldırması yönündedir. Mevcut 120 müşavir ya emekli edilmelidir ya da görevlerinin başına geri dönmelidir


Türk-Sen Başkanı Bıçaklı: Üçlü kararnameyle yapılan atamalar durdurulmalıdır. Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından sınav tüzüğüne uygun olarak müdür atanması gerekir. Yapılacak değişiklikle başka sıkıntıların doğacağına inanıyorum


Tel-Sen Başkanı Soysan: Yasadaki çalışmaya bakıldığı zaman üst kademe yöneticiliği sınıfına atanan bir kamu görevlisi, hem eski görevine dönecek hem de üst kademe sınıfındaki maaşı çekmeye devam edecek. Bu bize göre çelişkili bir durumdur. Bu durum gizli müşavir yaratmaktan öteye gitmez. Müşavirliği ortadan kaldıramadım ama şu kadarını yapabiliyorum diyemezsiniz


KTÖS Genel Sekreteri Elcil: Bu iş çiftçilerin tarlayı ekmesine benzer. Olursa paralarını alırlar, olmazsa da kuraklık parası alırlar. Yasada sadece kısıtlama vardır, ancak tam anlamıyla müşavirliğin önüne geçilmez. Partilere milletvekili sayısı kadar bütçe ayrılır. En doğrusu bu paranın müşavirlik için kullanılmasıdır


Çaluda: Üçlü kararnamenin daraltılması gerekir. Yasaya aykırı iş yapılıyor. Bana göre bu yasa, Anayasadan geri dönebilir. Bir müdür müsteşar yapılıyor. Sonra bu adama geri yerinize dönün mü denilecek? Özel kalem, bakanlık müdürü ve müsteşar dışında değişiklik olmaması gerekir


Deniz ABİDİN 

Bazı sivil toplum örgütü temsilcileri, Müşavirlik Yasası olarak addedilen 53/1977 Sayılı Üst Kademe Yöneticiliği Yapan Kamu Görevlilerin Atanması Hakkındaki yasada yapılması öngörülen değişikliğin müşavirlik konusunda beklenileni karşılamadığını, üçlü kararname ile yapılan atamaların durdurulması ya da kısıtlanması gerektiğini belirtti. UBP Milletvekili İzlem Gürçağ ve BKP Genel Başkanı İzzet İzcan da yasada değişikliğe gidilmekle müşavirliğin önüne geçilemeyeceği gibi müşavir olup da evde oturarak para kazananların işine çağrılması ya da mümkünse emekli edilmesini savundu. 

UBP Milletvekili Gürçağ: Müşavirler devletin kamburu

UBP Milletvekili İzlem Gürçağ, müşavirlerin devletin kamburu olduklarını daha önce de ifade ettiğini ve bu görüşünün hala geçerli olduğunu kaydetti. Gürçağ, müşavirlik ve üçlü kararname tamamen ortadan kalkar mı sorusuna karşılık, yasa içinde müsteşar veya özel kalem müdürünün üçlü kararname ile tamamen atanacağı yönünde bir maddenin olması gerektiğini söyledi. Bakanlık müdürü, siyasi daire müdürleri olsun, kamunun yapacağı sınavda başarılı olacak olan kişilerin bu şekilde görev almaları gerektiğini belirten Gürçağ, dolayısıyla böylece müşavir yaratılmayacağını kaydetti. Gürçağ, hala müşavir olan kişiler olduğunu belirterek, emeklilik yılının dolmasını beklemekte olduklarını söyledi. 

“Hem kadroyu işgal ediyorlar hem de evlerinde oturuyorlar”

Gürçağ, bu kişilere herhangi bir bakanlıkta görev verilmediği sürece evlerinde oturmaya devam edeceklerini belirterek, “Demek oluyor ki müşavirlik yüzde yüz ortadan kalkmış sayılmayacak” diye konuştu. 

Gürçağ, söz konusu bu kişilerin kadroyu da işgal etmiş olmalarından dolayı devlet dairesine yeni münhalle başka kişilerin istihdam edilmesini de engellediğini belirtti. Gürçağ, bu durumun devletteki işleyişin hızını kestiğini ifade ederek, “Bu bizim istediğimiz bir anlayış olamaz” dedi. 


BKP Genel Başkanı İzcan: Vatandaşın parası hibe ediliyor

BKP Genel Başkanı İzzet İzcan ise, beklentilerinin müşavirlik sisteminin tamamen ortadan kaldırılması olduğunu belirterek, çalışmayan, evinde oturan insanlara müşavirlik adı altında vatandaşın parasının hibe edildiğini söyledi. İzcan, yapılacak olan yeni düzenlemeyle bundan sonrakilerin önüne geçilmekle birlikte mevcut müşavirlerin müşavirliklerinin devam edeceğini kaydetti. “Halbuki istediğimiz 120 civarındaki müşavirin görevlerine dönmeleridir” diyen İzcan, görevlerinin başına dönerek iş yapmalarını ya da zamanları gelmişse emekli olmaları gerektiğini savundu. 

“Müşavirlerin büyük bir bölümü partilerine çalışır”

İzzet İzcan, “Hükümet isterse bu sorunu kökünden halledebilir. Sanırım aralarında bunun siyasi bir takım gerekçeleri vardır ki anlaşamadılar. Ya da partilerine çalışan mevcut müşavirleri parti profesyoneli olarak çalıştırıp devlete ödetmek istiyorlar. Bu kişilerin önemli bir bölümü ya CTP’ye ya da UBP’ye işler. Bu doğru değildir. Hükümete çağrımız yasaya gerekli maddeleri koyup müşavirliği tümden ortadan kaldırması yönündedir. Mevcut 120 müşavir ya emekli edilmelidir ya da görevlerinin başına geri dönmelidir” diye konuştu. 


TÜRK-SEN Başkanı Bıçaklı: Müşavirler göreve çağrılsın

TÜRK-SEN Başkanı Aslan Bıçaklı da, müşavirlik meselesinin Kıbrıs meselesine döndüğünü belirterek, müşavir denilen kişilerin siyasiler açısından görev verilmemesi nedeniyle maaşlarının devlet bütçesinden ödenerek oturması anlamına geldiğini söyledi. Bıçaklı, müşavir demenin danışman demek olduğunu belirterek, devletin bu insanlardan hizmet alabileceğini kaydetti. Bıçaklı, müşavirlerin her birinin bir bakanlığa bağlı olduğunu ve yapılacak görevlerin olduğunu söyledi.  Görevini yerine getirmeyen kamu görevlilerine nasıl bir işlem uygulanacağının yasada yer aldığını ifade eden Bıçaklı, müşavirlik sorununun artık bu ülkede sonuna gelinmesi gerektiğini kaydetti. 

Bıçaklı, yapılan tasarı incelendiğinde aksaklıkların olacağının açık olduğunu belirterek, eskilere dokunulmayacağını, ancak eski müşavirlerin de artık göreve çağrılması gerektiğinin altını çizdi. Üçlü kararnameyle yapılan atamaların durdurulması gerektiğine vurgu yapan Bıçaklı, kamu görevlileri yasasına tabii olarak Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından sınav tüzüğüne uygun olarak müdür atanması gerektiğini savundu. 

“Başka sıkıntılar doğacak”

Aslan Bıçaklı, müşavirliğin önüne ancak bu şekilde geçilebileceğini ifade ederek, şöyle devam etti, “Başka sıkıntıların doğacağına inanıyorum. Atanan müdür eğer ki başka hükümet geldiğinde görevden alınırsa, eski görevine döneceği ifade ediliyor. Eski görevi zaten boş kalmayacaktır, muhtemelen doldurulacaktır. Eski görevine gelmesi demek, denetiminde çalışan insanların altına gelmesi demek olacak. Bu durum iş yerlerinin disiplini ve huzurunu bozacak.”

Her iki günde bir müdür değişmemesi gerektiğini belirten Bıçaklı, teknik müsteşarların da değişmemesi gerektiğini belirtti. Bıçaklı, “Herkes her bakanlıkta müsteşarlık yapamaz” dedi. 


TEL-SEN Başkanı Soysan: Bu durum gizli müşavir yaratmaktan öteye gitmez

TEL-SEN Başkanı Tamay Soysan ise, Müşavirlik Yasası’nın ölü doğan bir çalışma olduğunu belirterek, Kamu Görevlileri Yasası uyarınca görev alan ve üçlü kararname ile gelen kişilerin her şeyden önce bir kamu görevlisi olduğunu söyledi. Soysan, eski Müşavirlik Yasasına göre bakıldığında, bir üst kademe yöneticisinin müşavir olabilmesi için kendi bakanlığı tarafından görevden alınması gerektiğini belirtti. Soysan, siyasi destek kullanılarak görevden alınmalar olacaksa kimsenin bu insanları çalıştırmayın demediğine dikkat çekerek, şöyle devam etti, “Yasaya bakıldığında soru işaretleri ile doludur. Barem 17’nin B’sinde olan şube amiri görevini üstlenen bir kamu görevlisi düşünün ki müdürlük görevine getiriliyor. Şube amiri pozisyonunda olan yöneticiler terfi yoluyla müdür oluyor. Sizin altınızda olan bir yönetici bir üst kademeye çıkıyor. Bu defa siz geri dönün ve eski görevinizi yapın deniliyor. Yasadaki çalışmaya bakıldığı zaman üst kademe yöneticiliği sınıfına atanan bir kamu görevlisi hem eski görevine dönecek hem de üst kademe sınıfındaki maaşı çekmeye devam edecek. Bu bize göre çelişkili bir durumdur. Bu durum gizli müşavir yaratmaktan öteye gitmez. Bugün kamuda müşavir olan üst kademe yöneticilerine görev veremezsiniz diye bir uygulama yoktur. Bu duruma gelinmesinin en büyük sebebi yürütmedir. Yıllardır bu durumu hükümetler siyasi bir rant olarak kullanıyor. Sistem de geliyor ve tıkanıyor.”


“Müşavirlik tam anlamıyla ortadan kalktı diyemeyiz”

Tamay Soysan, “Bizce murat edilen müşavirliğin tamamen ortadan kaldırılmasıdır” diyerek, eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde bunun kaldırılmasına çalışılması durumunda yasanın kendi içinde anomaliler doğuracağının ve uygulanmasının çok zor olacağının görülmekte olduğunu kaydetti. “Başbakan da çıkıyor ve söylüyor, biz müşavirliğin şu kadarını kaldıramayız” dediğini anımsatan Soysan, “Tam anlamıyla düzenleme yapamayacaksanız o zaman böyle bir işe de girişmeyeceksiniz” diye konuştu. Soysan, halkın beklentisinin çok hassas bir noktada olduğunu ifade ederek, “Müşavirliği ortadan kaldıramadım ama şu kadarını yapabiliyorum diyemezsiniz” dedi. 

KTÖS Genel Sekreteri Elcil: Siyasi partilere ayrılan bütçeden ödensinler

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de, özel kalem müdürü ve müsteşarla kısıtlama yapılması gerektiğini belirterek, müşavirlerin siyasi partilere ayrılan bütçeden ödenmesi gerektiğini kaydetti. Elcil, partinin birisini kamudan ataması durumunda aradaki maaş farkının partiye ayrılan bütçeden ödenmesinin en doğrusu olacağını söyledi. Elcil, şu anki mevcut yasanın aslında müşavirlik yaratmadığını belirterek, mevcut yasada müşavir denilen kişilerin oturarak maaş aldığını kaydetti.

“Müşavirlere görev verilsin”

Şener Elcil, bütün müşavirlere görev verilmesi gerektiğini ifade ederek, torpille birilerinin siyasi mevkiye atanarak müşavirim dediğini belirtti. 

Elcil, “Partisinin bayrağını sallayan, çalışmayacak anlamını taşımaz” diyerek, fırsatçı birçok kişinin bu şekilde eğilim gösterdiğini, bu şekilde bir anlayış benimsediğini söyledi. 

“Yasada sadece kısıtlama var”

Elcil, yapılan yasanın bunu karşılayamadığını belirterek, şunları kaydetti, “Bu iş çiftçilerin tarlayı ekmesine benzer. Olursa paralarını alırlar, olmazsa da kuraklık parası alırlar. Yasada sadece kısıtlama vardır, ancak tam anlamıyla önüne geçilmez. Partilere milletvekili sayısı kadar bütçe ayrılır. En doğrusu bu paranın müşavirlik için kullanılmasıdır.”

HÜR-İŞ Başkanı Çaluda: “Üçlü kararname daraltılmalı” 

HÜR-İŞ Başkanı Ahmet Çaluda ise, siyasi atamaları daraltmanın daha mantıklı olacağını belirterek, üçlü kararnamenin daraltılması gerektiğini söyledi. 

Çaluda, müşavirlik bakımından tam anlamıyla bir çözüm üretilmediğine dikkat çekerek, “yasaya aykırı iş yapılıyor. Bana göre bu yasa anayasadan geri dönebilir” dedi. 

Çaluda, “Bu nedenle bunun en kestirme yolu üçlü kararnameleri daraltmaktır” diye konuştu. Çaluda, “Bir müdür müsteşar yapılıyor. Sonra bu adama geri yerinize dönün mü denilecek?” diye sorarak, bunun mümkün olmadığını söyledi. 

“Sadece devlete dayalı istihdamlar yapılıyor”

Çaluda, özel kalem, bakanlık müdürü ve müsteşar dışında değişiklik olmaması gerektiğini kaydederek, birçok konuda hükümetin yavaş hareket ettiğini ve yanlışlıklar yapmaya başladığını belirtti. Çaluda şöyle devam etti, “Taşeronluk aldı başını gidiyor. Devletin istihdam politikası yok. Toplum üretimden kopmuş. Sadece devlete dayalı istihdamlar yapılıyor. Yabancı iş gücü artmış durumda. Yerli istihdam yok. Döviz aldı başını gidiyor. İcraat bekliyoruz, laf değil. Sağlık Bakanı hastaneden bahseder, ne ile yapılacağı sorulduğunda cevap veremez. Yolsuzlukların üzerine gidilecekti. Daha bir dosya bile açamadılar. Bir kişi bile daha yargılanmadı. Sabırlı olalım dedik. Bütçeyi bekledik. Şimdi artık hepsi bitti. 

Onu bu daireye şunu bu daireye gönderelim diye liste yapılıyor. Vatandaş ise icraat bekliyor. Biz yine de sabırlıyız, bekliyoruz.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam