Ne Olacak Bu Siyasetin Hali?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Abbas ELMAS

Yeni bir hükümet daha bugün Cumhuriyet Meclisi’ne sunuluyor. 24 saat sonra güven oylaması yapılacak ve CTP-UBP Hükümeti yeni hükümet programını Meclis Kürsüsü’nde okuyarak çalışmalarına başlayacak. Açıkçası çok şeyin değişeceğini düşünerek heyecanlanıyorum. İçim içime sığmıyor, geçtiğimiz hafta okurlarımızla paylaştığımız 33 maddelik hükümet programının hayata geçeceğini düşündükçe.

Önyargılı düşünmüyorum ilk kez. Umutla reform hükümeti olarak nitelendirilen CTP-UBP Hükümeti’nin hazırladığı yasa taslaklarının teker teker Meclis’e gönderildiğini düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum ve yine düşünüyorum. ‘Düşünüyorum öyleyse varım’ sözü aklıma geliyor bir anda. Düşünürken bütün bunları, bir anda “bugüne kadar gelmiş ve geçmiş siyasilerin hiçbiri mi bunları düşünmedi?” diye sordum kendi kendime. “Demek ki düşünmemiş” sonucuna vardım ansızın.

Bütün bu düşünce silsilesi arasında hevesim kursağımda kaldı adeta. Kaldı çünkü avuç içi kadar ülkemizde yaşananların tüm gerçekliği geldi gözlerimin önüne. Gördüğüm her ne ise bütün gerçekliğiyle tokat gibi vurdu yüzüme bütün yaşananları. Hukuk devletinde siyasiler tarafından halka yapılan haksızlıkları ve hukuksuzlukları düşündüm istemeden. Bütün heyecanım ve o içimi içime sığdırmayan duygular yok oldu birden bire ve koskocaman bir karamsarlık sardı her yerimi.    

Ne oldu da siyasilerimiz hükümet bozdu, lider değişti ve yeni bir hükümet kurdu? Ne değişti de siyasilerimiz reform yapmaya karar verdi. Bence her şey gelecek kaygısından ibaret. Muhalefete düşen DP şimdi bas bas bağırıyor yeni hükümeti TC kurdurdu diye. Sayın Serdar Denktaş’a ne oldu da hükümet dışında kalınca paparalar koparmaya başladı.

Bugüne kadar ortağı olduğu hükümetten bihaber kararlar alan ve Kıbrıs Türk toplumu istemediği halde Türkiye’den özür dileyen Denktaş Bey, neden şimdi Türkiye’yi suçlamaya başladı? Çünkü şu anda ülkeyi yöneten siyasilerin gelecek kaygısı ortaya çıktı. Öyle bir gelecek kaygısı yaşanıyor ki ne bayram, ne seyran dinlemeden haldır huldur bir şeyleri değiştireceklermiş gibi izlenim yaratmaya çalışıyorlar.

İçimdeki karamsarlık, tam da bu noktada dayanılmaz bir hal almaya başladı. 30 yıllık siyasiler Kıbrıs Türk toplumunun hala sözlerine inandıklarını zannediyorlar ve 30 yıldır söyledikleri yalanları dolanları tekrarlamaya devam ediyorlar. Sayın Arslan Bıçaklı ne de güzel söyledi “Ben laf çorbasından çok içtim” diyerek. Sadece siz içmediniz Sayın Bıçaklı o laf çorbasından, KKTC kuruldu kurulalı bütün Kıbrıs Türk toplumu içti o çorbayı ve artık midelerinde bir kaşık bile içecek kadar yer kalmadı.

Tam da siyasete ve KKTC’ye inancını yitirerek tüm umudunu Kıbrıs sorununun çözülmesine bağlayan Kıbrıs Türk toplumuna birazcık olsun ışık tutar bu hükümet. Evet, bugüne kadar yapılan yanlışlıklar, bilinçli hatalar, özelleştirmeler, emekçinin haklarının gasp edilmesi getirdi toplumu bu noktaya. Sizin bir zamanlar olmazsa olmazlarınız arasında bulunan bu bölünmüş yapıda yapılanlar bezdirdi artık vatandaşları.

Bundan sonra reform hükümeti olarak nitelediğiniz bu birleşim, ya Kıbrıs Türk toplumunu kemale erdirecek icraatlar yapar ve KKTC tarihinde bir “ilk”e imza attığınız gibi ilklerin hükümeti olursunuz, ya da bu toplumun siyasete olan güveni hepten yerle bir olur.