‘Manevi danışman’ adı altında okullarda imam görevlendirilmesine tepki

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu, okullarda ‘manevi danışman’ adı altında imam, vaiz ve din hizmetleri uzmanı ile Kur’an kursu öğreticilerinin görevlendirilmesini protesto etti.

“KAYGI VE ÜZÜNTÜ İLE KARŞILIYORUZ”

LABEP, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı ilçe spor müdürlükleri, gençlik merkezleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri iş birliğinde yürütülen ÇEDES projesi ile ‘manevi danışman’ adı altında imam ve vaiz görevlendirilmesine yaptıkları eylemle tepki gösterdi.

Eskişehir Tepebaşı ilçesi Ulus Anıtı önünde toplanan vatandaşlar, ‘Gerici cinsiyetçi eğitime hayır’, ‘Haremlik-selamlık eğitim istemiyoruz’, ‘Okuluna, çocuğuna, geleceğine sahip çık’, ‘ÇEDES iptal edilsin’ yazıı dövizler açarak, ‘Boyun eğme, okuluna sahip çık’, ‘Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok’ şeklinde sloganlar attı. Eyleme CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ÇYDD Genel Başkanı Ayşe Yılmaz, Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay ile çok sayıda vatandaş katıldı.

ÇYDD Eskişehir Şube Başkanı Sevgi Akmen, lail ve bilimsel eğitimden vazgeçmeyeceklerini belirterek, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi Protokolünün uygulamadan kaldırılması için imza kampanyasını başlattık. Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğü ve Eskişehir Müftülüğünün imzaladığı protokol ile ana okulları da dahil olmak üzere ilk, orta ve liselerde imam,  müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı, kuran kursu öğreticilerinin görevlendirilmesini büyük bir kaygı ve üzüntü ile karşılıyoruz. Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün belirlediği çağdaş, laik, bilimsel eğitim ilkelerine bağlı kalarak eğitim verilmesi gereken okullarımızda imamların görevlendirilmesini asla kabul etmiyoruz. Anayasamızın 24. maddesinde teminat altına alınan inanç özgürlüğüne tamamen aykırı olan bu uygulama laik eğitime karşı yapılan büyük bir darbedir” dedi.

“BU PROTOKOL, LAİKLİK İLKESİNİN AÇIK BİR İHLALİDİR”

Eylemde konuşan ÇYDD Genel Başkanı Ayşe Yılmaz, devlet kurumları arasında imzalanan bu protokolün, laiklik ilkesinin açık bir ihlali olduğunu belirterek, “Anayasa’ya ve 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na aykırıdır. Ayrıca biz biliyoruz ki ÇEDES denemesi, eğitimde dinselleşme adımlarının ilki olmadığı gibi sonuncusu da olmayacaktır. Bu nedenle, Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu (LABEP) çatısı altında savunuculuk görevimizi yaygınlaştıracak, tepkimizi kitleselleştireceğiz. Biz, laik ve demokratik Cumhuriyetin kazanımlarını savunan ve koruyan demokratik kitle örgütleri olarak, yetkimizi Anayasa’nın değiştirilmesi teklif bile edilemez hükümlerinden; gücümüzü 100 yıllık Cumhuriyetimizin kazanım ve birikimlerinden alıyoruz. Ulusal kurtuluş savaşı ile kurduğumuz Cumhuriyetimizde, devrimlerle elde ettiğimiz hak ve kazanımlardan asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

“ÇEDES PROTOKOLÜ HUKUKSUZDUR”

Gündeme geldiği ilk günden itibaren, yargıya da taşıdıkları ÇEDES’in tehlikelerine ve hukuksuzluğuna dikkat çeken Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay şunları söyledi:

* ÇEDES protokolü hukuksuzdur. Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırıdır. Laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıttır. Bu protokolün “ambalajı” da usulsüzdür. “Gönüllülük” esasına dayandığı söylense de yasalara ve eğitim bilimine açıkça aykırı olan bu protokolün Milli Eğitim Bakanlığı tarafından imzalanmış olması, atama ve yer değiştirmeyle yetkili olduğu bir çok okul yöneticisi üzerinde baskı yaratacağı açıktır.

* ÇEDES protokolü tehlikelidir. Eğitim biliminden pedagojiden bihaber, çocuklarımıza nasıl yaklaşılacağını bilmeyen yetişkinleri okullara sokmak, özellikle soyut düşünce çağına girmemiş küçük çocuklar için “ölüm-yaşam, günah ve ceza” gibi soyut kavramlara maruz kalmak, travmatik etkileri beraberinde getirecektir. Protokolün içeriği muğlaktır. Kişiden kişiye değişebilecek nitelikte olması, yereldeki uygulamalarda görülecek farklılıklara ve skandallara zemin hazırlayacaktır.

* ÇEDES protokolü öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin mesleki itibarına hakarettir. Öğretmenlik mesleği yasada da açıkça tarif edildiği üzere bir uzmanlık mesleğidir. Eğitim-öğretim eğitimcilerin işidir. Okulların “manevi danışmana” değil, öğretmene ihtiyacı vardır. Öğretmen ihtiyacı, eğitim bilimi açısından yeterliliği olmayan manevi danışmanlarla değil, atama bekleyen yüz binlerce öğretmenimizin atanmasıyla çözülür.