https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg
Ali TEKMAN
Şimdiye kadar Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin olarak;
Hiçbir dönemde bu kadar ileriye götürülen bir müzakere sürec i olmamıştı…
Ve de artık sonuna doğru belirli kritik konuların birbirleriyle ne kadar iç içe olduğu da gün geçtikçe daha fazla ortaya çıkmaktadır…
Çok açık ve net:
– Toprak ve Harita, nüfus ve de Güvenlik ile Garantiler ayrı başlıklar olarak gözükmesine rağmen, kesinlikle birbirleriyle ilintili olarak çözümlenmesi gereken meselelerdir…
Neden öyle olduğunu durup ayrıntılı bir şekilde burada bir kez daha izah etmeyeceğim çünkü yaklaşık iki aydır gerek TV programlarında, gerekse makalelerimde ve sosyal medyada bunu dile getiriyorum.
Ortalama zekâ seviyesinin biraz üzerinde bile olanlar zaten bunu anlar…
Hatta ortalama zekâ sahibi olanlar da…
Geçelim…
Anlayacağınız;
Geri kalan son iki etap görüşmede;
Yani “Toprak ve Harita” ile “Güvenlik ve Garantiler” aşamasında;
Herşey konuşulacak…
İsviçre’de dağ başında, buz gibi göl kenarında ve de bol oksijenli havada;
Kıbrıs’ın Kuzey ve Güneyi’ndeki kamuoylarının etkisinden mümkün mertebe izole;
Tıkanıklık yaşanan, tereddüt içeren, sıkıntı yaratan ne varsa konuşulacak…
“Bana ne, ben buraya sadece toprak ve haritayı konuşmaya geldim” veya ileride “sadece güvenlik ve garanti konusunu konuşalım” gibi bir kıvırtma olmayacak…
“Finişe” iki adım kala;
Gerek İsviçre Alplerinin zirvelerinde;
Gerekse Garantörlerin de oturacağı masada;
Bir taslak anlaşmaya veya çözüm belgesine son şekil verilmiş olacak…
Ve görüyorsunuz, izliyorsunuz…
New York zirvesinin hemen sonrasında da ısrarla belirttiğim gibi;
“İLÂN EDİLMEMİŞ TAKVİM” çalışıyor, kimse bu takvimin dışına kaçma hamlesi yapamıyor.
Kolay kolay yapamayacak da…
Anastasiadis’in neden New York’ta bir takvim ilân edilmesini istemediğini;
Bunun yerinde söz konusu takvime uyma hususunda sözlü taahhüt verdiğini de geçmiş yazılarımda etraflıca anlattım. Bir daha anlatmaya gerek yok…
…
“Rumlar bizi gandırdı, oyuna getirdi, güvenlik ve garantiler toplantısının tarihini almadan onların en çok istedikleri toprak ve haritayı görüşmemizi sağlayacaklar ki, buradan aldıklarını cebe atsınlar, güvenlik ve garantiler toplantısı için de yeni şartlar ortaya koyup daha fazla taviz istesinler” şeklinde tevatür ve statükocu hezeyanlar dolaşmaktadır etrafta…
Sanki da bizim Liderimiz ve ekibinin elleri “hamır ovcalar”…
Sanki da bizim Liderimiz çocuktur da gandıracaklar…
Sanki da bizim Liderimiz, Kıbrıs politika ve stratejilerini birlikte saptadığımız Ankara’dan tamamen kopuk ve diyalog noksanlığı içinde tek başına hareket ediyor da onu gandırdılar!…
Yok elbette böyle birşey…
Bu konuda hem Rum Hükümet Sözcüsü Hristodulis’e yönelik cevap, hem de kamuoyumuza yönelik tatmin edici açıklama, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu’dan gelmiş bulunuyor:
“Dün akşam BM yetkilileri gözetiminde liderlerin vardığı uzlaşı çerçevesinde İsviçre’de öncelikle, diğer başlıklarda henüz mutabakat sağlanmayan konular ele alınacaktır. Bilahare toprak konusu kriterler zemininde tartışılacaktır.
Kriterlerde uzlaşı sağlandığı takdirde, harita konusu 5’li konferansın tarihinin saptanması kaydıyla masaya gelecektir.
Dün gece varılan mutabakat budur ve liderlerin 2016 yılı çıkmadan çözüme varılması hedefleri ile uyumludur.”
Oldu mu?
Hem Hristodulis Efendi;
Hem de Kuzey’de kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalışanlar gereken cevabı almışlar mıdır bu açıklamadan sonra?
…
Kıbrıslı Türk Halkı Cumhurbaşkanı Akıncı’ya güveniyor…
Onun sayesinde, müzakare masasının her aşamasında;
Kıbrıslı Türk Halkının vazgeçilemez hak ve çıkarlarıyla;
Kalıcı barış ve çözüm yolundaki kararlılığına;
Kıskançlıkla sahip çıkıldığını ve doğru yolda yürümekte olduğumuzu görüyor.
Bu noktada;
Ankara ile uyum içinde bir strateji izlendiği de aşikâr…
Daha ne olsun?
News
