DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
GBP 41,0337 -0.05%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21786660,71%

“Köklü tedavi faiz yasası’dır”

ABONE OL
21 Nisan 2018 07:17
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

 Ekonomist Göksel Saydam, hükümetin dövizin yükselişi karşısında aldığı ekonomik tedbirler arasındaki kur sabitlenmesinin, sadece devlet ile olan ilişkilerde geçerli olacağını belirterek, “Kurun sabitlenmesi özel sektörü ve özel işlemleri kapsamayacak” dedi


 Kurun sabitlenmesinin ferahlatıcı olmadığını ve sadece dövizin artış hızını yavaşlatacağını belirten Saydam, “Bunun dışında yapılacaklar ve başka tedbirlerde var ama şimdilik ilk adımın atılması ve mücadeleye başlanması bence makul ve uygundur” şeklinde konuştu


 Bu 10 maddelik tedbirlerin yanında, temel tüketim mallarının KDV’sinin de indirilmesi gerektiğini ve bunun da önemli bir tedbir olduğuna dikkat çeken Saydam, “Gıda, deterjan ve ilaç gibi temel tüketim maddelerine de bir miktar ferahlama getirmek gerekir. Amaç ise vatandaşın alım gücünün daha da düşmesini durdurmak olmalıdır” dedi


 Saydam, faiz Yasası’nın da ivedilikle geçmesi gerektiğini belirterek, “Hükümetin biran önce uzmanlardan görüş alarak faiz konusunu kapsamlı bir şekilde ele alması gerekir. Bu noktada da faiz yasası ile vatandaş rahatlatılmalı ve her 3 ayda bir insanların borcunun üzerine faiz binmesi engellenmelidir. Bu ise, kalıcı tedavilerden biridir” dedi


Eniz ORAKCIOĞLU

Bakanlar Kurulu, son toplantısından sonra döviz dalgalanmasına karşı birtakım tedbir, piyasayı rahatlatmak için de bazı kararlar aldı. Öncelikle dövizde yaşanan dalgalanmalar çerçevesinde ülke ekonomisinin ve vatandaşların olumsuz etkilenmesi dikkate aldığını ifade eden hükümet, alınan tedbirleri 10 maddede sıraladı. Ekonomist Göksel Saydam, hükümetin 10 maddede topladığı tedbirler paketini Yeni Bakış’a değerlendirdi. Saydam, alınan önlemlerin ilk adımda doğru ancak, yeterli olmadığını söyledi.

“Kurun sabitlenmesi özel sektörü kapsamayacak

Göksel Saydam, hükümetin dövizin yükselişine karşı aldığı önlemler arasında yer alan kurun sabitlenmesinin sadece devlet ile olan ilişkilerde geçerli olacağına dikkat çekerek, “Bazı kişiler bunu yanlış algılayarak kirasını öderken, ya da bankaya taksit öderken, sabit kur üzerinden ödeyeceğini düşünmektedir. Bu noktada doğru olan devlet ile olan ilişkilerde kurun sabitlenmesi söz konusudur. Örneğin, 100 sterlinlik bir mal ithal edildiğinde, o günün cari kurundan değil, Bakanlar Kurulunun belli bir süre için onaylayacağı kur esas alınıp Türk Lirası’na çevrilerek hesaplanacak. Bu bağlamda örneğin Sterlinin o günkü Türk Lirası Karşılığı 

6 TL ise, devlet bu kuru 5,75 olarak sabitleyecek ve belirlenen süre içerisin bundan sonra bütün devlet işlemlerinde yabancı para birimi söz konusu olduğu zaman, o kur esas alınacak. Ama bu özel sektörü ve özel işlemleri kapsamayacak” dedi.

“Tedbirler ferahlatıcı değil”

Kurun sabitlenmesinin ferahlatıcı olmadığını ve sadece dövizin artış hızını yavaşlatacağını anlatan Saydam, “Bunun dışında yapılacaklar ve başka tedbirlerde var ama şimdilik ilk adımın atılması ve mücadeleye başlanması bence makul ve uygundur” şeklinde konuştu.

“Tedbirler kısa süre için uygundur”

Saydam, sözlerine şu şekilde devam etti; “İthalatta kurun sabitlenmesi ise tüccar için güvence sağlayacak ve bu hafta ithal ettiği malı gelecek hafta ithal ettiğinde değişik vergi ödemeyeceğini bilecek. En azından tüccara bir güvence yaratılacak ve tüccarda kar marjını hesaplarken aşırı değer kaybı ilave edip satış fiyatını yükseltmemiş olacak. Bu nedenle alınan bu tedbirler kısa süre için uygundur. Kaldı ki Halkın Partisi’nin manifestosunda bu maddeler yer almaktaydı.”


“Amaç döviz borçlanmayı caydırmak”

10 maddenin içinde yer alanlara banka ve pul harçlarıyla ilgili önlem maddelerini de değerleniren Göksel Saydam, “Eskiden hangi bankadan hangi para birimi ile borçlanılırsa borçlanılsın senet üzerine yapıştırılan pul vergisi oranı binde 5’ti, önlem olarak bu noktada oynama yapılacaktır diye düşünüyorum. Yeni düzenlemeyle hükümetin yapmayı amaçladığı Türk Lirası borçlananların pul harcını düşürmek olacaktır. Örneğin Türk Lirası borçlanan kişilere 10 binde 5 pul harcı, dövizle borçlananlarda binde 5 pul harcı alınacaktır. Burada amaç da, Türk Lirası borçlanmaya teşvik etmek ve döviz borçlanmadan caydırmaktır”  şeklinde konuştu.

“Piyasadaki etkisine bakılacak”

Alınan önlemlerin ilk adımda doğru ama yeterli olmadığının altını çizen Saydam, “Daha alınması ve düşünülmesi gereken önlemler vardır. Ama gördüğüm kadarı ile hükümet alacağı tedbirleri uygulamaya koyup, piyasadaki etkisini, yapacağı yavaşlamayı gözlemleyerek. Ondan sonra da başka tedbirler ve adımlar atma tutumundaymışlar gibi hissediyorum” diye konuştu. 


“KDV’ler de indirilmelidir”

Bu 10 maddelik tedbirlerin yanında, temel tüketim mallarının KDV’sinin de indirilmesi gerektiğini ve bunun da önemli bir tedbir olduğunu anlatan Saydam, “Gıda, deterjan ve ilaç gibi temel tüketim maddelerine de bir miktar ferahlama getirmek gerekir. Amaç ise, vatandaşın alım gücünün daha da düşmesini durdurmak olmalıdır. Vatandaşlar hayatını idame ettirmek için ilk önce karnını doyurmak için çalışmaktadır, bunun dışında giyinmek, gezmek arka planda kalır o nedenle KDV’de indirime gidilmesi gereklidir” dedi.

“2’nci paket olacağını düşünüyorum”

Kısa bir süre sonra kamu görevlilerinin maaşları üzerine enflasyon kadar Hayat Pahalılığı alacağını anımsatan Saydam, “Bu nokta da hükümet ve Maliye Bakanlığı bu parayı nerden bulacağız endişesi yaşamaktadır. Bunun sonucu olarak da bazı tedbirleri alamamakta, ya da hepsini bir defada verememekte ve gıdım gıdım hesaplayarak ilerlemektedir. Benim görüşüm ve kanaatim ise, 10 maddelik bu tedbir paketini 1’inci paket olarak düşündüğümüzde, 2’nci bir paketin de mayıs ayında gündeme gelebileceğidir. Çünkü şirketler, nisan ayı sonuna kadar beyannamelerini verirler ve kurumlar vergisinin birinci taksitlerini 30 Mayıs’ta öderler. Bu noktada da hükümetin bir miktar beklentisi vardır. Hükümet de bir yandan çeşmeler akmaya başlayınca, öbür yandan tıpayı biraz daha açmayı düşünebilir” diye konuştu.

“Bu tedbirler Aspirindir”

Alınan tedbirlerin ülkeyi saran hastalığın aspirini olduğunu vurgulayan Saydam, “Bu tedbirler köklü çözümü sağlayacak bir ameliyat değildir, çünkü ameliyat yapabilecek malzemelerimiz yoktur. Aspirinde kısa dönemli çözümdür” şeklinde konuştu.

“Faiz yasası şart”

Tedbirler kapsamında, Faiz yasasının önemine dikkat çeken Göksel Saydam, “Faiz yasası döviz borçlananlardan ve Türk Lirası borçlanıp da ödeyemeyenlerden daha önemlidir. Hükümetin biran önce uzmanlardan görüş alarak faiz konusunu kapsamlı bir şekilde ele alması gerekir. Bu noktada da faiz yasası ile vatandaş rahatlatılmalı ve her 3 ayda vatandaşın borcunun üstüne faiz binmemesi sağlanmalıdır. Bu faiz yasası kalıcı tedavilerden biridir” dedi.


“Döviz olarak borçlandırma sadece ticari maksatla yapılmalı”

Saydam, sözlerine şu şekilde son verdi; “Diğer bir tedavi ise, Türkiye’de olduğu gibi vatandaşların döviz borçlanması acil durumlar hariç kısıtlanmalıdır. Araba, ev alacak olana, yurtdışına tatile gidecek olana döviz değil Türk Lirası olarak borç verilmelidir. Şirketlere döviz borçlanma hakkı verilmelidir, çünkü ithalat yapmaktadırlar. Kısacası Türkiye’de döviz ticari maksatlar için verilir, onun dışındaki borçlanmalar hep Türk Lirası olarak yapılır, bizde de buna benzer bir uygulama gelmelidir ve bu doğrultuda da önlemler alınmalıdır.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam