Karpaz’ın Geleceği Kaçak

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Karpaz sadece Kıbrıs’ın kuzeyinin değil, Akdeniz’in doğusunun en önemli ve ekolojik açıdan en zengin doğa parçalarından birisidir. Hal böyle olunca Karpaz, doğadan nemalanarak para kaznmak isteyenler için de yıllardır gündemden düşmeyen bir rant umududur.  

Bununla birlikte ilk kez 90’ların sonunda eşeklerin satılmak istenmesiyle başlayan, ardından Karpaz Burnu’na elektrik götürülmesine, uca kadar asfalt yol yapılmasına ve son olarak da Altın Kumsal’daki kaçak yapılaşmaya karşı çıkılmasıyla çevreci hareket de yükseliyor.

***

Geldiğimiz aşamada çevrecilerin verdiği mücadele ağır aksak olsa da birilerini rahatsız etmeye ve kazanımlar elde etmeye başladı. Dipkarpaz’da Altınkumsal sahilinde özel sit alanında bulunan ‘izinsiz yapılarla’ ilgili yargı süreci sonuç vermek üzere…

Orman Dairesi’nden “tarımsal faaliyetler için veya büfe ve duş/tuvalet amaçlı” kiralanan arazilere zamanla  “izinsiz konaklama tesisleri” inşa eden 9 işletmeci hakkında açılan davalardan ikisi 7 Temmuz 2015 Salı günü karara bağlandı.

***

İki davalı aleyhine açılan 4 davadan 3 tanesinde mahkûmiyet kararı çıktı ve işletmeciler suçlu bulunarak 3 gün tutuklu tutuldular.

‘Eski Eserler Yasası’na bağlı ‘sit alana izinsiz müdahalede bulunmak’, Çevre Yasası’na bağlı ‘Özel Çevre Koruma Bölgesinde izni olmaksızın inşaat yapmak’ ve ‘Karpaz Emirnamesine aykırı izinsiz yapı inşa etmek’ suçlarından mahkum oldular.

***

            Yargıç, Mayıs 2013’de dönemin Turizm, Çevre ve Kültür Bakanı olan Ünal Üstel’in bir bakan olarak Altınkumsal gibi bir bölgenin ‘özel çevre koruma alanı’, ‘sit alanı’ ve ‘Karpaz emirnamesi’ içerisinde olup olmadığı konusunda ‘bilgisizce’ cevap verdiğine değinerek, bu durumu hayret ve üzüntüyle izlediğinin altını çizdi.

Ayrıca, dönemin İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Tarım Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu’nun ve Ünal Üstel’in bu izinsiz yapıları finanse etmek için protokol hazırlaması ve bu kadar basit bir şekilde siyasi amaçlar için Karpaz Emirnamesi’nin değiştirilmesini doğru bulmadığına vurgu yaptı.

***

Bu kararlar, Kıbrıs Türk yargı tarihinde çevreye karşı işlenen suçlar adına bir devrim niteliği taşımaktadırlar.

Ne var ki, dava sonucunun açıklanmasının ardından bölgedeki statükonun devamını isteyenler ve buna paralel olarak siyasi baskılarla bir ‘mağdur’ edebiyatı yaratanlar var gücüyle çalışıyor.

***

Mağdur edebiyatı gereği mahkeme önüne ge(tiri)len Dipkarpazlı vatandaşlar davalılara destek vererek basına açıklamalarda bulundular:

‘‘Çevreciler bu işi hızlandırdı. Bu yerleri yıkıp otel yapmak istiyorlar. Bu işi hızlandıran ve bu yapıları yıkmaya çalışan hakim, savcı ve kaymakama karşıyız. Yetkililerin 20 yıldır akılları nerdeydi, biz 20 yıldır bu tesisleri çalıştırıyoruz.’’

***

            Neyse burayı geçelim, yapılan açıklamaları yorumlamaya bile gerek yok. Ama, sanırım bu cümleler bile Karpaz’daki yasadışılığı gözler önüne sermeye yeterli geliyor.

            Yine de burası ‘‘KKTC’’ ve yasadışılığın açıklığına, yargıcın net duruşuna rağmen çevreciler gelişmelerden endişeli…

***

10 Temmuz 2015 Cuma günü yapılan son duruşmada  yargı süreci Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Mahkeme, ilgili maddelerin Anayasa Mahkemesi’nde görüşülüp karara bağlanana kadar, Altınkumsal sahilindeki ‘izinsiz yapılarla’ ilgili yıkım işlemlerin durdurulmasına karar verdi.

Şimdi bekleyip göreceğiz… Acaba, bu kez doğa kazanacak mı? Yoksa, Karpaz’ın geleceği bir kez daha kaçak yapılara teslim mi edilecek?