Kaptan Mustafa Mohaç, bir liman şehri olan Limasol’da doğmasının denizi kucaklayarak bir çocukluk geçirmesini ve denizin hayatında hep önemli bir yeri olmasını tetiklediğini söyledi.
Mohaç Kaptan, denizci bir aileden geldiğini, dedesinin kaptan, büyük babasının da maunacı, abisinin ise Nijerya’da kaptan olduğunu söyleyerek, kız kardeşinin de ailenin yolundan şaşmayarak bu mesleği tercih ettiğini kaydetti.
Mohaç, “Mesleğe ilk başladığımda ve ilk seferimde okyanus beni biraz korkutmuştu ama daha sonra okyanus benim evim oldu. Denizcilik oldukça zor bir meslektir. Günlerce denizdesiniz ve her an her şey olabilir duygusuyla yaşıyorsunuz, fakat ben bu mesleği istedim ve çok sevdim. Kaptanlık insanlara maddi güç ve kariyer kazandırır. Bu güç birçok insan için caziptir. İnsanlar size bir kaptan olarak bakmaya başlar bu çok güzel bir duygudur.”
“Bu meslek bana göre dünyanın en güzel mesleği, bu işi yapacaksan mesleğini seveceksin. Denizde her zaman emniyet önemlidir. Deniz hata affetmez. Gemi de kesinlikle kendi başına batmaz, ya yanlış yükleme, ya yanlış manevra vs. gibi durumlardan dolayı batar. Yani gemiyi siz batırırsanız batar. Bu mesleği yapan kişi unutmasın…”
Eniz ORAKCIOĞLU
Kaptanlık, büyük fedakârlıklar isteyen, aylarca evinden, ailesinden uzak, birçok zorlukla boğuşan denize sevdalı insanların yaptığı bir meslek. Buna karşın çok da ilgi çeken mesleklerden biri olan kaptanlık, her seferde bir macera, her yolculukta bir özlem demek. Bu zor ve bir o kadar da gizemli kaptanlık mesleğini icra edenlerden biri de 29 yıldır bu mesleğe sevdalı Limasol doğumlu Mustafa Mohaç, Yeni Bakış’a denizi, denizciliği ve kaptanlığı anlattı. 29 yıl açık denizde kaptanlık yapan Mustafa Mohaç, yaptığı işin maceralarla dolu bir meslek olduğunu vurgulayarak, bu mesleği bir denizci atasözü ile özetleyip; “Anan ölür gömemezsin, çocuğun olur göremezsin ve en önemlisi de kaderinle ölemezsin” dedi.
Aile mesleği kaptanlık
Kaptan Mustafa Mohaç, bir liman şehri olan Limasol’da doğmasının denizi kucaklayarak bir çocukluk geçirmesini ve denizin hayatında hep önemli bir yeri olmasını tetiklediğini söyledi . Mohaç Kaptan, denizci bir aileden geldiğini, dedesinin kaptan, büyük babasının da maunacı, abisinin ise Nijerya’da kaptan olduğunu söyleyerek, kız kardeşinin de ailenin yolundan şaşmayarak bu mesleği tercih ettiğini kaydetti. Mohaç, küçük yaşlardan beri kafasına denizci olmayı koyduğunu ve bu doğrultuda ilerlediğini söyledi. Bu mesleği seçme nedeninin dünyayı gezmek olduğunu belirten Mohaç Kaptan, her zaman başka kültürleri görüp, başka kültürlerde yaşayan insanların hayatlarını merak etmişimdir bunun da bu mesleği seçmemde büyük etkisi vardır. Dünyayı gezmek ve her şeyi yerinde tanımak beni hep cezbetmişti” dedi.
“Her ayrılış bir hüzün”
29 yılını bu mesleğe verdiğini anlatan Kaptan Mustafa Mohaç, “Mesleğe ilk başladığımda ve ilk seferimde okyanus beni biraz korkutmuştu ama daha sonra okyanus benim evim oldu. Denizcilik oldukça zor bir meslektir. Günlerce denizdesiniz ve her an her şey olabilir duygusuyla yaşıyorsunuz, fakat ben bu mesleği istedim ve çok sevdim. Kaptanlık insanlara maddi güç ve kariyer kazandırır. Bu güç birçok insan için caziptir. İnsanlar size bir kaptan olarak bakmaya başlar bu çok güzel bir duygudur. Ben denize çıkarken şu an eşim olan Oya Mohaç’la nişanlıydım ve uzaklara gitmek zor oluyordu. Her ayrılış bir hüzündü ve geri dönememek de vardı. Ondan dolayı hala bugün vedaları sevemedim” şeklinde konuştu.
“İki kez dünyayı dolaştım”
Kaptan Mustafa Mohaç, iki kez dünyayı dolaştığına dikkat çekerek, “Bu meslekte 6 aylık anlaşmalar yapılır ve sonrasında 2 ay izin yapılır ama ben hiç 2 ay izin yapmadım, her 15’de çalıştığım şirket beni acil gel diye geri çağırıyordu. Uzak seferler başladığımda okyanusları geçiyorduk gittiğimiz limanlar, ülkeler çok uzaktı. Brezilya, Venezuela, Amerika, Çin, Afrika gibi birçok ülkeye gidiyorduk. Benim için dünya çok küçülmüştü, nere gidersem gideyim fark etmezdi. En uzun seferim 11 ay sürdü İskenderun Limanı’ndan, Süveyş Kanalı’nı geçerek Honkong’a, oradan Güney Kore’ye ardından Pasifik Okyanusu’nu geçerek Batı Amerika, San Francisco, Los Angeles, daha sonra Panama Kanalı, Atlantik Okyanusu ve Akdeniz’den geçerek Singapur’a gittim.”
“Hayatım bu kadarmış dedim”
Mohaç, okyanuslarda yaşadığı ve unutamadığı anılarını ise şu çarpıcı sözlerle anlatıyor; “İlk Libya-Amerika bombardımanında Libya Bengazi Limanındaydık, limanda 3 mil açıkta demir yükünü boşaltmak için bekliyorduk. 14 Nisan 1987 gece saat 02,15 sıraların da üzerimizden roketler geçti ve Bengazi’yi vurdu. 1 dakika sonra da uçaklar geçti oradan ayrılmak istedik, Amerika Deniz Kuvvetleri müsaade etmedi. 6 filo bizim can güvenliğimiz almıştı ve biz de savaşı canlı gördük. Ayrıca Kıbrıs’ta hayal edemeyeceğimiz rüzgâr ve dalgalarla tanıştık ben 2 kez hurricaneye (Kasırga, fırtına) girdim ikisinde de hayatım bu kadarmış dedim. Ama oradan o kötü denizden çıkmayı başardık. Tabi deniz dalgasız fırtınasız olmaz bu meslekte bunu kabul etmek gerekir.”
“Deniz hata affetmez”
Mohaç Kaptan, Yeni Bakış aracılığıyla kaptan olmayı düşünenler için de tavsiyelerde bulundu: “Bu meslek bana göre dünyanın en güzel mesleği, bu işi yapacaksan mesleğini seveceksin. Denizde her zaman emniyet önemlidir. Deniz hata affetmez. Gemi de kesinlikle kendi başına batmaz, ya yanlış yükleme, ya yanlış manevra vs. gibi durumlardan dolayı batar. Yani gemiyi siz batırırsanız batar. Bu mesleği yapan kişi unutmasın bir denizci atasözü derki; ‘Anan ölür gömemezsin, çocuğun olur göremezsin en önemlisi de kaderinle ölemezsin’ deniz budur işte. Karadakiler der ya denizcinin her limanda bir sevgilisi var. Dış ülkedeki limanlar denizcinin parasını almak için her yolu dener içki, kumar, kadın, uyuşturucu bunlar her limanda var. Amaç denizcinin parasını almaktır. Yeni denize çıkan arkadaşlar bunlara çok dikkat etmelidir. Bir de gemide yaşam çok kolay değildir. Mutlaka tüm personel uyumlu olmalıdır. Çünkü kaderleri aynıdır. Denizcinin en büyük zorluğu tabi ki ailesini özlemektir. Ben oğlumu 40 günlük bıraktım ve döndüğüm zaman 11 aylıktı hani baban dediklerinde duvardaki resmime bakardı. Ama eve dönmek çok güzel bir duygudur. Denize çıkacak olan tüm arkadaşlarıma denizde olan tüm meslektaşlarıma; Allah selamet versin.”