DOLAR 32,2784 0.11%
EURO 34,8022 0.04%
GBP 40,4642 -0.22%
ALTIN 2.400,30-0,36
BITCOIN 20554640,03%

Hukuk devleti olduğumuzu hatırladık

ABONE OL
19 Ekim 2016 09:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

 

Özlem ÇİMENDAL

Girne İkinci Bölge Emirnamesi’nin Yüksek İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin toplumun yara alan kamusal vicdanı adına sevindirici olduğunu söyleyen Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Birliği (ZEY-BİR) Başkanı İrfan Çelik, “Yargının müdahalesi ile bir hukuk devleti olduğumuzu hatırladık” dedi.

Çelik, mahkemenin iptal kararını verdiği olayın yaratıcısı karar mericlerinin, toplumsal kültürleri, düşünce şekilleri edinme edindirmeye alıştıkları ve alıştırdıkları şahsi menfaatlerin toplumsal menfaatlerin önüne geçmiş durumda olduğunu iddia etti.

Öte yandan Girne İnisiyatifi de Yüksek İdare Mahkemesi’nin Girne 2. Bölge Emirnamesi Değişikliği’ni iptal etmesinin ardından Zeyko bölgesinde inşa edilen otelin tartışmaya yer bırakmayacak şekilde yasa dışı duruma geldiğini ve şimdi yapılması gerekenin, Girne Belediyesi’nce hukuki prosedür izlenerek inşaatın yıkılması gerektiğini açıkladı. Mahkeme kararının mücadelelerini taçlandırdığı açıklamasında da bulunan İnisiyatif, ülkeyi yönetenlerin bundan sonrası için verecekleri kararın, ülkenin bir hukuk devleti olup olmadığının kararı olacağı görüşünü dile getirdi.

 

“Emirnameler toplumsal düzen belgesidir”

Kapitalist gelişmiş piyasa ekonomilerinde toprağın bir üretim aracı olarak piyasa ekonomisinin parçası olarak kabul gördüğünü vurgulayan Çelik, “Kentsel yaşam bölgelerinde toprak yatırımının kumar haline gelmemesi için, devletin icra organlarının hazırladığı imar planlarının kentin; konaklama, çalışma, üretim ve eğlence gibi fonksiyonların yaşamsal menfaatleri maksime ekonomik giderleri minimize edecek şekilde, halkın huzuru, görüşü doğrultusunda hazırlanarak, toplumun tüm paydaşlarının bilinçli bir şekilde kabul ettiği ve uyduğu herkes için bağlayıcı olan bir hukuk belgesidir. Toplumsal yaşam düzen belgesidir” şeklinde konuştu.

 

“Rant hükümeti ile karşı karşıyayız”   

Toplumsal düşünemeyen, şahsi menfaatleri dışında bir şey düşünmeyen rant peşinde olarak bu rantı dağıtma peşinde olan bir hükümet ile karşı karşıya olunduğunu ifade eden Çelik, “Bir yaşamsal düzen belgesi olarak görülmesi gereken imar yasası, herkese eşit hak sağlayan, toprağı sermaye birikim aracı olmaktan çıkaran, kişilere rant aktarımını engelleyen bir hukuki yapı ve kaliteli kentsel gelişim için sigorta niteliği taşımasıdır” dedi.

 

“KKTC’de kaliteli imar gelişimi yok”

KKTC’de kaliteli imar gelişiminin olamamasının nedeninin imar planlarının hazırlanamamış olması olduğuna vurgu yapan Çelik, “Toplumun tüm fertlerinin görüşlerini vererek oluşturulan bir belgedir imar planı. Toplumsal refahı ön planda tutan bir garanti belgesidir. Bu KKTC’de böyle değildir” şeklinde konuştu.

 

“Devleti imtiyaz elde etme aracı görenler, kamusal toprakları, özel topraklara dönüştürüyor”

Ülkedeki idari yönetim düzeninin devleti imtiyaz elde etme ve ele geçirilen yönetim pozisyonunun ve bu pozisyonun yarattığı tahakküm gücünü imtiyaz dağıtarak, koruma mekanizması şeklinde kullanan yönetici üst sınıfın toprak rejimine bağlı olarak, kamusal toprağın özel toprağa dönüştürmesiyle oluşturulan rant ve kamusal toprakların özel topraklara dönüştürülmesi işleyişinin söz konusu olduğunu dile getirdi.

 

“Felsefeleri, Meclis’i gasp ederek, siyasal devamlılığı ve sürekliliği sağlama”

 Kıbrıs’ta bir rant düzeni oluşturulduğunun altını çizen Çelik, “Bizde kendisini üstün olarak gören yönetici sınıf, Meclisi gasp ederek, toplum yararına bir şey üretmenin yanında kendisine rant sağlayan siyasal devamlılığını, sürekliliğini bu felsefe üzerine inşa edilmiş bir felsefeyle karşı karşıyayız” dedi.

 

“Kendilerinin savundukları hukuk sistemi, rant sistemidir” 

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın savunduğu hukuk sisteminin, rant sistemi şeklinde olduğu görüşünü de dile getiren Çelik, “Biz yargı düzeni değil, hukuk düzeni istiyoruzdaki mana budur. Ben ne dersem o olacak mantığıdır. Ben kimi seçersem, kime imtiyaz veririm yargı buna müdahale edemez deniliyor” şeklinde konuştu.

 

“İrsen Bey’in ve Derviş Bey’in yolunuz izleyecekler”

Ülkedeki mevcut yapının sürdürülebilirliğinin kalmadığına da dikkat çeken Çelik, “Seçim dönemi geldiğinde her şey açıklığa kavuşacak. Sayın Serdar Denktaş da Sayın Hüseyin Özgürgün de, Derviş Bey’in, İrsen Bey’in yolunu izleyecekler. Seçimin gelmesi çok uzun süremeyecek bu yapı böyle giderse” dedi.

 

“Hukuk da yargı da kendilerininmiş gibi davranıyorlar”

Ülkede hükümetin her istediğini Bakanlar Kurulu yolu ile geçireceği ve yapacağı bir anlayışın hakim olduğunun da altını çizen Çelik, “Ülkede yargı da hukuk da sanki her şey Özgürgün ve Denktaş’ın gibi davranıyorlar. İlkel hukuk anlayışı ile yaptıklarının yanlarına kalacağını sanıyorlar ama yanılıyorlar” şeklinde konuştu.

 

“Meclis’te halkın iradesini yansıtmayan 27 kişi çıkar çatısı altında birleşti”

Hükümetin halka ve topluma karşı aldığı kararları Meclis’ten geçirmesinin de çok zor olmadığının bir gerçek olduğuna da dikkat çeken Çelik, “Önemli olan anlayıştır. Halkın iradesini yansıtmayan ve tamamen menfaat çatısı altında birleşmiş 27 kişi buna kişisel, siyasal çıkarlarını gözeterek onay verebilir. Ama o zaman da Anayasa Mahkemesi’ne giderek, toplumsal menfaatlerimizi koruyacak yeni hukuk kavgasını vermek durumunda kalacağız” diye konuştu.

 

“İktidarsız, iktidarlar…”

Ülkenin içine düşürüldüğü durumun sorumlularının hükümeti yönetme adına koltuğa oturanların ülkeyi babalarının çiftliği gibi görmelerinden kaynaklandığını söyleyen Çelik, “Bu anlayışla o koltuğa oturanların da kamusal düzen anlayışları ancak buna hizmet ediyor. İktidarsız iktidarlarını devam ettiren bu yapı 43 yıldır bu ülkeye hiçbir şey kazandırmadı” ifadelerini kullandı.

 

“Ülkenin gelişmesinin önündeki engel tanınmama değil”

Ülkenin ekonomik kalkınmasının önünde gösterilen “tanınmama” etkeninin belirleyici olduğuna inanmadığını söyleyen Çelik, bu karşı çıkışını ise Tayvan örneğini vererek açıkladı. Çelik, Tayvan’ın hukuksal hukukun dışında tanınmayan bir ülke olduğunu ancak teknolojisi ve akla dayalı bilime çağdaş eğitimi ile teknolojisiyle dünya bağlamında öncü konuma geldiğinin altını çizdi.

 

“Devlete olan inanç ve aidiyet duygusu yitirildi”

Ülkede devlete olan inancın ve aidiyet duygusunun ortadan kalktığını kaydeden Çelik, “Bugün gençlerimiz işsizlikle baş etmeye çalışıyor. Geleceği ile ilgili olumlu beklentisi kalmadığı gibi terk etmek zorunda da bırakılıyor. Gençlerimize, çocuklarımıza ülke bırakmadık peşkeş çekmekten. Bizim geleceğimiz Serdar Bey’in elinde değil, gençlerimizin elinde. Bence bunun farkına artık varılmalı çok geç olmadan” şeklinde konuştu.

 

“Umarım bundan sonra toplumun hakkını gasp etme macerasına girilmez”

Eski Zeyko Yağ Fabrikası’nın bulunduğu bölgede inşaatına başlanan ve tartışmalar konu olan butik otelin ne olacağı konusunda da açıklamalarda bulunan Çelik şöyle konuştu: “Hükümetten Emirname’nin tamamen kaldırıldığına ve serbest bölgedir istenilen yapılabilir şeklinde bir karar çıkarsa, Anayasa Mahkemesi yolu görünür. Şu anda olmayan bir hak kullanılmıştır ve otel yetkilileri söz verildiği için yapıldığı açıklamasında bulunmuştur. Ancak yargı halkın yanında olmuş ve hukukun üstünlüğünü hatırlatmıştır. Umarım bundan sonra kendi menfaatleri uğruna insanların toplumun hakkını gasbederek icraat yapma macerasına giremez, bu olay bir örnek olur. Yargının verdiği bu karar, içimize su serpti.”

 

 

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam