“Güvenlikte uzlaşmazlık derinleşecek”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Akademisyen Prof. Dr. Erol Kaymak, Güney Kıbrıs’ta Başkanlık seçiminde ikinci turda çıkacak olan sonucun Kıbrıs müzakerelerinin zeminini etkileyeceğini ifade ederek, Malas’ın seçilmesi durumunda federal tezin ivme kazanacağını, ancak kim seçilirse seçilsin güvenlik noktasındaki uzlaşmazlığın daha da derinleşeceğini düşündüğünü belirtti

Kaymak, ELAM’ın oylarının artırmasını ise “Bu yöndeki oy verenlerin çoğunluğu gençler ise multi kültürel çok sesli bir demokrasi konusunda merkezin artık tutmadığı anlamına gelmektedir” şeklinde değerlendirdi

“Popülist ve etno-milliyetçi çizgide gidenlerin oy oranındaki artış son zamanlarda ciddi bir tehdittir” diyen Kaymak, “Merkezden uçlara kayma var demektir. Hristu’ya oy verenler Papadopulos’a da oy verebilirlerdi. Ancak bu yönde bir oluşum olmadı. Bu demek oluyor ki ELAM ve taraftarları biraz fırsatçı gibi görünüyorlar” diye konuştu 

Deniz ABİDİN

Akademisyen Prof. Dr. Erol Kaymak, Güney Kıbrıs’ta yapılan başkanlık seçiminde Anastasiadis ile Malas’ın ikinci tura kalmasını ve çıkacak olan sonucun Kıbrıs konusunda yansımalarını değerlendirdi. Prof. Dr. Erol Kaymak, Güney Kıbrıs’ta yapılan başkanlık seçiminde Anastasiadis ile Malas’ın ikinci tura kalmasının beklenen bir sonuç olduğunu belirterek, Anastasiadis’in daha avantajlı göründüğünü söyledi. Kaymak, bir sonraki turda DİKO’daki destekleyicilerin yüzde kaçının Malas’a yöneleceğinin önemli olduğunu belirterek, bu noktada muhtemelen ideolojik bir faktörün de etkili olacağını kaydetti. Kaymak, çıkacak olan sonucun Kıbrıs müzakerelerinin zeminini de etkileyeceğini ifade ederek, Kıbrıs’ta çözüm beklentisinde olan insanlar açısından Malas’ın ikinci tura kalmasının iyi, federal bir çözümün askıya alınıp yeni modellere yönelmemiz gerektiğini söyleyenler için ise çıkan sonucun kötü olduğunu söyledi. 

“Malas kazanırsa federal tez ivme kazanır”

Kaymak, bu aşamada beklentilerin önemli olduğunu dile getirerek, ikinci turda Malas’ın seçilmesi durumunda federal tezin ivme kazanacağına vurgu yaptı. Kaymak, BM ile arabuluculuk ile yapılacak olan müzakere zeminini bulmanın Malas ile daha kolay olacağını kaydetti. 

Kaymak, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da Anastasiadis yerine muhtemelen Malas’ı tercih ettiğinin düşünülebileceğini ifade ederek, Anastasiadis ve Akıncı arasında biriken bir güvensizliğin olduğunu belirtti.

“Türkiye’nin garantörlüğü büyük sıkıntı olarak takdim edilecek”

Kaymak açıklamalarını şöyle sürüdürdü:  “Papadopulos ise babasının yolunda giden ve Annan Planının ruhuna karşı olduğunu söyleyen bir politikacı. Bu nedenle federal bir çözüm için ilk turdan ümitli bir netice çıktı. Anastasiadis’in yeniden seçilme ihtimaline bakıldığı zaman hala bir tıkanıklık söz konusudur. Bilindiği gibi Anastasiadis, Crans Montana’da dönüşümlü başkanlığı gönülsüz bir şekilde son dakika bir taktik olarak ortaya atmıştı. 

Ancak orada bu tek liste seçim koşuluyla bu yapıldı. Kıbrıs Türk liderleri Rumlar tarafından seçilecek gibi bir durumdan bahsedildi. Kıbrıs sorununda genel anlamda çözümlenemeyen ciddi bir eşitsizlik sorunu vardır. Bir de son zamanlarda yaşanan yöresel gerginliklerden dolayı muhtemelen hem Türkiye’nin garantörlüğü konusu daha büyük bir sıkıntı olarak takdim edilecek. Bir sonraki dönemde bu konuda daha da ısrarcı olacaklarından şüphem yoktur”

“Güvenlik noktasındaki uyuşmazlık derinleşecek”

Prof. Dr. Kaymak, Güney Kıbrıs’taki seçimin her ne kadar da federal bir Kıbrıs için hayırlı görünse de Anastasiadis’in tekrar seçilmesi durumunda siyasi eşitsizlik durumunun devam edeceğini belirtti. “İkinci turda kim seçilirse seçilsin güvenlik noktasındaki uzlaşmazlığın daha da derinleşeceğine dair endişem var” diyen Kaymak, genel yöresel siyaset ve özellikle Türkiye’nin ABD gibi süper güçlerle olan zor dönemin Kıbrıs müzakerelerine olumlu yansımayacağını kaydetti. Kaymak, “Çok iyimser değilim” diye konuştu. 

“Merkezden uçlara kayma var”

Kaymak, ELAM Başkan Adayı Hristu’nun geçmiş seçime göre iki kat daha fazla oy alarak oylarını artırmasını ise şu ifadelerle yorumladı;

“Hristu’ya oy verenler Papadopulos’a da oy verebilirlerdi. Ancak bu yönde bir oluşum olmadı. Bu demek oluyor ki ELAM ve taraftarları biraz fırsatçı gibi görünüyorlar. Bizde de buna benzer olarak baktığımızda UBP ya da DP’ye oy verebilecek olan seçmen YDP’ye oy vermiştir. Belki yanlış takdim ediyorum ama popülist ve etno-milliyetçi çizgide gidenleri kastediyorum. Dünya genelinde de durum böyledir. Bu durum son zamanlarda ciddi bir tehdittir. Merkezden uçlara kayma var demektir. Gerçekten Anastasiadis’i yenmek isteyen karşı bir cephe olmuş olsaydı gücü birleştirirlerdi. Bunu yapmadılar. Bu hem ideolojiktir diğer yönden ise ELAM’ı yeni bir siyasi parti olarak gördükleri için ve de Meclis’te de temsiliyetleri olduğundan bundan feda etmeyeceklerini ifade ettiler.”

“Çok sesli bir demokrasi konusunda merkez artık tutmuyor”

Kaymak, bu durumun gelecek için ciddi bir kaygı taşıdığını belirterek, “Bu yöndeki oy verenlerin çoğunluğu gençler ise multi kültürel çok sesli bir demokrasi konusunda merkezin artık tutmadığı anlamına gelmektedir” şeklinde konuştu. 

Kaymak, bu durumun her ülkede farklılık gösterdiğine dikkat çekerek, Amerika’da Trump’a oy verenlerin daha yaşlı bir kesim olduğunu anımsattı. Kaymak, “Bazı yerlerde görüyoruz ki durum tam tersidir. Görüyoruz ki hoşnut olmayan, işsiz, bir şekilde aradığını bulamayan bir gençlik de vardır. Bu çok daha büyük bir tehdittir” dedi.