DOLAR 32,3115 -0.1%
EURO 34,8162 -0.05%
GBP 40,6370 0.09%
ALTIN 2.412,460,81
BITCOIN 20851201,20%

Eski metotları cilalamakla yeni olunmaz

ABONE OL
21 Aralık 2017 08:31
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

“Her siyasal partide bir devinim olması lâzımdır. Yani, her zaman, CTP’nin bütün tarihi boyunca, kendi içinde canlı sıcak, kimilerinin gergin kimilerinin çatışmalı diyeceği dönemler olmuştur”


“Şimdi yeni diye ortaya çıkan çoğu kesimin gerçekte eski metotları sürdürdüğünü gördük. Yani bit pazarından alınmış eski metotlar cilalanarak yeni diye piyasaya çıkıldığı zaman yeni olmuyor”


“Seçim sonrası çok karmaşık bir ortamın oluşacağına inanıyorum. Her alanda. Çünkü 2018 gerçekten çok ciddi ekonomik belalarla toplumun karşı karşıya kalacağı bir yıl olacaktır”


“Hükümet olmak hedef olmalıdır. Bu bir hedeftir. Ama eğer uğrunda ölünecek Leyla’ysa ve bunu böyle görüyorsan kendi demografik zenginliğinden, insani özelliğinden, ideolojik formasyonundan, sen bunları kaybedersin”

Dr.Çiğdem DÜRÜST

Ç.D.: Evet. Ders gibi oluyor benim için de. Çok teşekkür ederim. Eminim bizi okuyanlar için de aynı hissi yaratacak satırlar olacak bunlar. İşte, en son siyaset sahnesine girip yaşamayı becerebilen siyasi parti 1990’larda kurulmuştu. O da can çekişiyor noktasında bugün. Demokrat Parti’den bahsediyorum. Ve on küsur yıllık bir periyottan sonra da başka yeni siyasal parti denemeleri başladı Kıbrıs’ın kuzeyinde. Bir de halk arasında şey konuşuluyor: Yine bu büyük partiler, yine bu eski partiler… Yeni partiler neyin arayışıdır Kıbrıs Türk Siyasal geleneğinde? Ve tutunmaları ya da tutunamamaları Kıbrıs Türk siyasetini nasıl etkiler sizce?

F.S.S: Şimdi şunu söyleyeyim, yeni diye ortaya çıkan çoğu kesimin gerçekte eski metotları sürdürdüğünü gördük. Yani bit pazarından alınmış eski metotlar cilalanarak yeni diye piyasaya çıkıldığı zaman yeni olmuyor. Yenilik ne demektir? Yenilik düşüncede sorunlara sürekli bir gelişme çerçevesinde çözümler önerebilmektir. Çünkü koşullar değişir, zeminler farklılaşır, evrensel ve yerel koşullarda gelişmeler farklılaşır. Bu farklılaşma, sizi büyük ölçüde bunlara cevaplar aramaya iter. Yenilik burada olması lazım… Şimdi bu konjektürde bakıyorum ben bir zamanlar kapitalizmin ve neoliberal ihtiyaçların kendisi için küreselleşme bir sonuç olarak çıktı ortaya. Bu küreselleşmenin yarattığı motivasyon da kapitalizmin cilalanmış değerlerini savunmak ve solun o güne kadar büyük ölçüde eleştirdiği bir kısım noktaları böyle ödünç alarak bu değerleri öne çıkarmak yenilikçi. Mesela ulus devlet kavramının sorgulanması küreselleşme ile birlikte. Aynı zamanda devletin hâkim ve buyurgan olma yapması, insan odaklı ve birey odaklı bu çerçevede geliştirilmesi ve kişi hak ve özgürlüklerinin çok belirleyici olması… Bütün bunlar yeni diye ortaya çıktı ve bu değerler büyük ölçüde neoliberal hareketlerin kapitalizmin kendisini, yeni iyi bir yüzle kiralayıp oraya modern yansımaları olarak gözüktü. Ve oldu da. Ve büyük ölçüde, neoliberal hareketler, bizim ülkemizde de ciddi yer buldu. Ve pek çok aydınımız, pek çok insanımız da bu kavramlarla konuşur oldu. Şimdi dünya konjonktüründe bir farklılaşma var. Küreselleşme ve globalizmin sermaye düzenine getirdiği fonksiyon, insanları ve emeği mahvediyor dünyada. Ve bu dünyanın artık bir köy olduğu anlayışı bütün bu çıkan savaşlarla ve 2. Dünya Savaşından sonra çok büyük bir yaygınlık da ve ciddi bir savaş sonucunda, şimdi Amerika Birleşik Devletleri’nde Trump çıktı. Trump ise eski güçlü Amerika’yı yaratmak için, globalizmin ve küreselleşmenin gerek ticaret gerekse de diğer alanlarda geçirdiği evrensel ilişkilerine itiraz ediyor. Ve ulusal kapitalizmi yani Amerikan ulusal kapitalizmini gündeme getirmeye başlıyor. Şimdi bu yeni trentte bakın ne çıkmaya başladı şimdi yenilik adına? Ulus devlet kavramlarının diğer başka noktaların parlatılması çıkıyor şimdi orta yere. Yenilik bu mu? (Bunun bir yenilik olmadığını ve aslında bu gelişmelerden hoşnut olmadığını gösteren bir tebessüm var yüzünde… ) Peki bu dünya konjonktüründe yeni diye ortaya çıkacak olan akımlar neyi taşıması lazımdır? Emeğin, insanın, orta sermayenin en geniş halk kitlelerinin ben evrensel ve yerel düzeyde birlikteliğine bu ki kötü gidişe karşı nasıl yaratacağım? Yenilik bu olması lazım… Peki bunu düşünen ve biz de yeni siyasi parti olarak ortaya çıkan akımlar da bu özelliği görüyor musunuz? Bırakın siz bu evrensel yaklaşımı… Yerele dönüp dahi görüşlerini sarf etmiyor. Yerele dahi! Genele, herkesin şikâyet ettiği ve herkesin büyük ölçüde artık işlevini bitirmesi gerektiğinine inandığı bir kısım sıkıntıları tekrarlayarak, O sıkıntıların üstüne basarak bir potansiyel elde etmeye çalışıyor yeni diye ortaya çıkanlar! Dolayısıyla burada bir şey yok. Peki ben soruyorum: Yenilik, örneğin Kıbrıs Türk halkı, kendi gelirleri ile cari giderlerini nasıl karşılayacak? Bununla ilgili fikir üretimi benim kanıma göre, en önemli yenilik olması lazımdır siyasette. Çünkü kendi kendimi yönetmek istersem, ulaşmak istediğim birinci nokta bu. Denk bütçe başka bir şeydir. Denk bütçe başka bir şeydir… Ama bunun bile eleştirisi yapılmıyor. Ve bunun bile irdelenmesi yapılıyor. Mesela çıkıp övünüyor şimdi UBP denk bütçe, ya da Serdar Denktaş! Peki, ben bakıyorum bu denk bütçe uygulamasına: Verileri var elimde toplanan. Çünkü yayınlanıyor bunlar. Mesela fiyat istikrar fonu ilk on ayda 550 milyon TL para toplamış. Peki ben bakıyorum bu 550 milyon TL’ye ne oldu? Bunun yalnızca 146 milyon TL gider olarak bırakılmış, harcanmış… Peki geri kalan 400 milyona ne olmuş? Bütçeye katkı olarak girmiş! Yani cari harcamalara katkı olarak girmiş. Peki, bu 146 milyon nereye gitmiş? Bunun 103 milyonu doğrudan doğruya tarımsal destekleme fonlarının desteklenmesi için kullanılmış, 53 milyonu da TÜK ‘ün zararını kapatmak için kullanılmış. Ama mazot, benzin, akaryakıtın sübvansiyon edilmesi için bu kullanılmamış. Peki, bu denk bütçe mi? Hayır! Bu denk bütçe olamaz. Bu cari giderleri kendi pozisyonuna getirmek için yapılmış bir özelliktir. Peki, ama fiyat istikrar fonu ne ile gelir elde ediyor? Günlük döviz üzerinden ithal edilen akaryakıta alınan vergiyle kendine getiriyor. Yani burada halka ve vatandaşa da döviz kurunun üzerinden bu çerçevede bir yansıma yaparak bunu yapıyorsun. Bu yüzden bunları sorgulamak anlama göre yenilenen temel noktasıdır. Ama sorgulamak yetmez! Alternatifinin ne olacağını Ve bir kısım acı reçetelerde taşıyacak şekilde vatandaşla buluşturabilme kabiliyeti gösterirsem o zaman yenisin. O zaman ülkene hizmeti getirebilirsin. Oy almayabilirsiniz vatandaşlardan yeterince. Ama yarın için insanlara ışık tutarsın ve o zaman desteği alırsın. Bu yüzden bu hadiseyi getirmek gerekiyor. Ben hep söyledim: İktidar, hükümet olmak bir hedeftir. Ama uğurun da ölünecek Leyla değildir. İktidar olmak ve iktidarı korumak eğer sizin için uğurun da ölünecek Leyla durumuna gelirse değerlerinizden ve insani özellikleriniz ben ya iktidara gelmek ya da iktidarınızı korumak için feragat etmeye başlarsınız. Bunu yaşıyoruz her ülkede. Türkiye’de de yaşıyoruz iktidarı korumak ve iktidara gelmek için çaba gösterenlerin hangi değerleri erozyona uğrattıklarını iktidar ve muhalefet olarak… Burada yaşıyoruz iktidarı korumak için UBP ve DP Hükümeti’nin neler yaptığını görüyoruz. İktidara gelmek için de, işte yeni diye ortaya çıkanların da ilkesiz tavırlarını görüyoruz. Hükümet olmak hedef olmalıdır. Bu bir hedeftir. Ama eğer uğrunda ölünecek Leyla’ysa ve bunu böyle görüyorsan kendi demografik zenginliğinden, insani özelliğinden, ideolojik formasyonundan, sen bunları kaybedersin. Bu bakımdan bunları düşünmektir bana göre yenilik. Ama bunların çok tartışıldığını zannetmiyorum. Biz hala daha eski model gidiyoruz galiba. Ama ben bu eskilikten çok bahtiyarım. Bana yeni diye verilen bu değerleri lütfen vermesinler ben alamam ve hazmedemem. Teşekkür ederim.

Ç.D.: Evet… Bir aydan daha kısa bir zaman kaldı seçimlere. Adetten olsun hadi… Nasıl bir öngörünüz var?

F.S.S: Ben şunu söyleyeyim: Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin bu seçimlerde başarılı çıkması lazım ve çıkacağına da inanıyorum. Ama ben bu seçimlerden sonra bunu söylemek ne kadar doğru ama doğruyu da söylemek lazım: Ben kaos çıkacağını düşünüyorum. Seçim sonrası çok karmaşık bir ortamın oluşacağına inanıyorum. Her alanda. Çünkü 2018 gerçekten çok ciddi ekonomik belalarla toplumun karşı karşıya kalacağı bir yıl olacaktır. Düşünün ki 2018 Ocak’ta, 1 seçim var. Hadi en iyi ihtimalle söylüyorum, en iyimser ihtimalle söylüyorum, 15 Ocak’ta kesin seçim sonuçlarını verdi. Hadi en iyi ihtimalle 10 Ocak’ta verdi. Kesin seçim sonuçlarını YSK 10 Ocak’ta… Arkasından bunun yemin merasimi var. Onu da arkasından hükümet görevlendirmesi var. Hükümetin kurulması var. Hükümet kurulmasıyla birlikte hükümet programının mecliste görüşülmesi var. Güven oylaması var. Ocak’ı kapattınız. En iyi ihtimalle söylüyorum: Ocak’ı kapattınız. O zaman kurulacak olan hükümetin ilk yapması gereken iş derhal Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bütçesini meclisten geçirmek olacaktır. Apar topar… Öyle 100 günlük programında ben şunu yapacağım, böyle yapacağım diyen hepsi yalan söyler. Çünkü 100 gün yetmeyecek size pek başka bir şey yapmaya. Bunun akabinde bütçeyi mecliste görüşmeye başlamak gerekecek. Bütçe çıkacak meclisten. Bütçe çıktıktan sonra gidecek Türkiye ile kredi ve hibe anlaşması yapacak. Arkasından, Haziran’da yerel seçim var… Dolayısıyla bütün siyaset Nisan itibari ile yerel seçime kilitlenecek. İki ayda seçim yasakları… 30 gün de Haziran sonu yerel seçimler bitecek. Sene bitti. Ama döviz krizi, ekonomik kriz, bütçedeki yokluğunun getireceği sıkıntılar ve bu döviz krizlerinin dolaştığı büyük pahalılığı 2018’de insanların üstüne heyhüla gibi düşmesi ile ekonominin içerisine gireceği kıskaç bu arada Kıbrıs sorunu, bölgemizde, efendime söyleyeyim, Filistin meselesi dâhil Irak meselesi dahil bölgemizdeki bütün karmaşık yapılar dünya konjonktüründe meydana gelen kötülükler… Bütün bunlar da, Kıbrıs sorunu da dâhil, Kıbrıs Rum seçimlerinden sonra gündemin başköşesinde olacak nokta. Dolayısıyla ben bundan, bu seçimlerden sonra bugünkü atmosfer içerisinde çok sorunla ve kavuz içerisine girebileceğimiz bir pozisyon olmasını bekliyorum.10 için ne kadar çok gerçekçi olursanız, ne kadar çok gerçekçi mesajları insanlara verirseniz bu doğrulttu… Duyarım ben bazı siyasiler açıklama yapar: hükümetimizin ilk 100 günü!… Yahu ilk 100 günde hiçbir şey yapaman yahu sen… Sen bütçe çıkaracan! Sen hükümet olacan da yerel seçimlerle ilgilenmeyecen ha? Ki genel seçimlerde başarılı olan bir parti, üç ay sonra altı ay sonra yerel seçimlerde dayak yersen ne olacak ona, ne hükümeti? Yani gerçekçi ol insanlara gerçeği konuş. Bu önümüzdeki dönemde o 100 günün içerisinde hiçbir şey yapaman ağırlıkla… gerçekten olan tablo budur. Ha yenilikte işte budur. Bu gerçeği bu yalınlıkla insanlara söylemek ve beklentiyi sahte umutlar üstünden değil gerçek üstünden ve gerçeğin bütün acı sonuçları üstünden aramaya, çalışmaya insanları götürmektir esas yeni olan ve gerçek olan. Çünkü bu her zaman doğru olandır. Bu doğru ya ne kadar sahip çıkarsanız… Esas mesele budur!

Ç.D.:Ve son sorumuz: Aday değilsiniz. Ferdi Sabit Soyer, bundan sonra ne planlıyor hayatında?

F.S.S: Yani şimdi bunu sorduklarında bana, içimden gelir deyim bir balık oltası alıp gece gündüz balığa gideceğim. (Öyle içten bir kahkaha atıyor ki… Kendisinin duramayacağını, siyasetten kopamayacağını net bir şekilde hissediyorsunuz…) Yani okuyacağım, yazacağım, partimin ve ülkemizin içerisindeki bulunan bütün pratik hareketlerde partimizle ilgilenmeye elimden geldiğince, bilgim katkım görüşlerim enerjim yettiğince devam edeceğim. Bir şey söyleyim mi Çiğdem Hanım size? Birine söyledim bunu. Bastonunan yürüsem bile, barış, demokrasi ve emeğin her hareketinin içinde olacam.  Bu kadar!

Ç.D: Çok teşekkür ederim. 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam