-%61.32 iki sene içerisinde ülkenin ekonomik durumunun daha kötü olacağını
düşünüyor!
-%52.6 iki sene içerisinde kendi mali durumunun daha kötü olacağını düşünüyor!
-Ankete katılanların %83.2’si ülkede işlerin yanlış yönde gittiğini düşünüyor
CMIRS Eylül 2024 anket sonucuna göre, ankete katılanların % 83.2’si ülkede işlerin yanlış yönde
gittiğini düşünüyor. Ülkede işlerin doğru yönde gittiğini düşünenlerin oranı sadece % 16.8. Ülkenin en
önemli sorunu katılımcılara göre sırasıyla, ekonomik sorunlar, Kıbrıs sorunu, beceriksiz siyasi liderler,
sağlık sistemi, yolsuzluk ve düşük maaşlar oldu. Ankete katılanların %52.6’sı iki sene içerisinde kendi
ekonomik durumunun daha kötü olacağını, %33.60’ı ise aynı kalacağını belirtti. Sadece 13.8%
oranında bir kesim kendi ekonomik durumunun gelecekte daha iyi olacağını düşünüyor.
Mine Yücel:
“Ülkenin siyasi ve ekonomik yapısı sürdürülebilir değildir”
Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi Mine Yücel, yaptığı değerlendirmede, Son dönemlerde
gördüğümüz gibi ekonomik sorunlar toplumun en önemli sorunu olarak öne çıkmaya devam etmiştir.
Kıbrıs Sorunu bu dönemde de 2. en önemli sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeteneksiz/beceriksiz
liderler, sağlık sistemi ve yolsuzluk yanında düşük maaşlar en önemli sorunlar arasında kendilerine
yer bulmuşlardır. Son dönemlerde sıkça gördüğümüz gibi ekonomik ve yönetsel sorunlar ön plana
çıkmakta, bunların yanında da Kıbrıs Sorunu önemini korumaktadır. Yönetim kaynaklı sorunlardan
bunalan toplumun Kıbrıs Sorununun çözümünü kendine bir çıkış yolu olarak görmesi, buna karşılık
Kıbrıs Sorununun çözümüyle ilgili görüşmelerde herhangi bir gelişmenin de olmaması toplumun
çıkmazını daha da artırmaktadır” dedi.
Yücel, şöyle devam etti, “Her dönemde tekrarlamak zorunda bırakıldığımız gibi, ülkenin siyasi ve
ekonomik yapısı sürdürülebilir değildir. Umutsuzluk ve mutsuzluğun oldukça yüksek olduğu, burada
yaşayan bireylerin birbirlerine güveninin düşük olduğu, toplumun yarısının burayı yaşanabilir
bulmadığı bir ortamda bireysel kaygıların ortak hedeflere dönüşemediğini gözlemliyoruz.
Özellikle Kıbrıs Sorunu gibi büyük bir belirsizlik yaşanmaya devam ederken, siyasi sisteme dıştan
gelen müdahalelerle birlikte ortaya çıkan tıkanmışlık duygusu da toplumun kendi geleceğine dair söz
sahibi olma duygusunu elinden almakta, artan bir şekilde ‘kendini aciz hissetme’ duyguları da toplum
içerisinde giderek yaygınlaşmaktadır. Zygmunt Bauman, toplum içerisinde belirsizlik ve güvensizlik
durumlarında toplumun kendinden emin olma halinden uzaklaştığını, kendine ve başkalarına güven
duygusunu yitirdiğini, ‘aciz hissetme’ duygusunun arttığını, suçlama ve saldırganlık hallerinin ortaya
çıktığını belirtmektedir (In Search of Politics, 1999) ki bugün ülkemizde gördüğümüz durum da bunu
çağrıştırmaktadır. Son dönemlerde sıkça dile getirmiş olduğum gibi, ülkede ciddi bir yönetim sorunu
mevcuttur. Ülke siyasetinde yer alan kişilerin bu sorunları artık görmezden gelme lüksü kalmamıştır.
Ülkede siyasetin artık toplum çıkarları için yapılmasına, yaratılan enkazın ortadan kaldırılıp adalet
duygusunun yeniden yerleştirilmesine ihtiyaç vardır. Özellikle de son meclis kriziyle birlikte iyice
pekişen ‘kirli siyaset’ algısının bir an önce ortadan kaldırılması, herkesin sorumluluğunun bilincine
vararak yaratılan bu kriz ortamının bir an önce temizlenmesi gerekmektedir.”