DOLAR 32,4021 -0.33%
EURO 34,7097 -0.3%
GBP 40,6203 -0.29%
ALTIN 2.390,09-1,33
BITCOIN 18936850,89%

Doğanın şakası yok!

ABONE OL
7 Aralık 2018 07:19
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Girne Kaymakamı Sinan Güneş, ülkeyi etkisi altına alan şiddetli yağışların neden olduğu selle birlikte yaşanan üzücü olayların, bundan sonrası için ciddi çalışmalar ışığında önemli tedbirlerin alınmasının kaçınılmaz olduğunu gözler önüne serdiğini söyledi. Güneş, felaketin en önemli nedenlerinin başında altyapı eksikliğinin geldiğinin altını çizdi


KKTC Meteoroloji Dairesi Müdürü Raif İlker Buran ise, KKTC’nin de içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası’nın 2 derece sıcaklık artışıyla karşı karşıya olduğunu kaydetti. Buran, hem deniz hem de kara yüzeyindeki bu 2 derecelik sıcaklık artışının yer sıcaklığının da yükselmesi ile birlikte şiddetli mevsimsel kararsızlıklara neden olduğunu vurguladı


GÜKAD Başkanı Reşat Kansoy da, İklime Duyarlı Kentler Çalıştayı’nda tüm yağış tutan bölgelerin fizibilite çalışmalarının yapılarak, önlem tekniklerinin ortaya konulmasına rağmen, ne söylenilenlerin dikkate alındığını ne de yapılan projelerin gerçekleşmesi için maddi destek yaratıldığını söyledi


Özlem ÇİMENDAL

Altyapı sorununun en acı şekilde kendini gösterdiği, doğa ile şakanın olmadığının gözler önüne en açık şekilde serildiği KKTC’de bir an evvel değişen iklim şartlarına paralel olarak bilimsel, akademik ve uzmanlarca hazırlanmış projelerin hayata geçmesi gerektiği vurgulandı. 

Girne Kaymakamı Sinan Güneş: Yaşanan felaketin en önemli nedenlerinin başında altyapı eksikliği geliyor

Girne Kaymakamı Sinan Güneş, şiddetli yağışlarla birlikte Girne’yi vuran selin faturasının ağır ve üzücü olduğunu ifade etti. Oluşturulan kriz masaları ile yoğun bir çalışma gerçekleştirildiğini ifade eden Güneş, Girne’nin yaralarının sarılmaya çalışıldığını kaydetti. 

Girne-Alsancak ve Dikmen’de hasar büyük 

Selin vurduğu Girne-Alsancak-Dikmen bölgelerinde ciddi hasarlar olduğunu ifade eden Güneş, Ciklos mevkiinde de bir aracın sel sularına kapılması sonucu can kayıpları yaşandığını ifade etti. Güneş, bölgelerin karşılaşabilecekleri herhangi bir sorun karşısında şu anda tüm önlemlerin alınmış olduğunu söyledi. Güneş, “Ekipler bu bölgelere sevk edildi, araç-gereç ihtiyaçları tamamlandı” dedi. 

Ciddi çalışmalar ile planlama gerekiyor 

Ülkeyi etkisi altına alan şiddetli yağışların neden olduğu selle birlikte yaşanan üzücü olayların, bundan sonrası için ciddi çalışmalar ışığında önemli tedbirlerin alınmasının kaçınılmaz olduğunu gösterdiğini anlatan Güneş, “Tüm ülke için bundan sonra yaşanabilecek olaylar için gerekli çalışmaları ciddiyetle yapmamız gerekmektedir. Devlet eli ile bu konulara ciddi şekilde el atılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

Belediyeler altyapı çalışmalarına önem vermeli 

 Güneş, alınması gereken birçok tedbir olduğuna vurgu yaptı. Özellikle belediyelere çok büyük sorumluluklar düştüğünü kaydeden Güneş, en önemli konunun da altyapı olduğuna dikkat çekti. 

Güneş, belediyelerin altyapıya çok önem vermesi gerektiğini dile getirdi. Yaşanan felaketin en önemli nedenlerinin başında altyapı eksikliğinin geldiğinin altını çizen Güneş, bundan sonraki süreçte tüm hazırlıkların bu yönde gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.   

KKTC Meteoroloji Dairesi Müdürü Raif İlker Buran: Akdeniz Havzası’nda 2 derece sıcaklık artışı ile karşı karşıyayız

KKTC Meteoroloji Dairesi Müdürü Raif İlker Buran da, insanoğlunun neden olduğu küresel ısınma ile birlikte değişen iklim şekillerinin tüm dünyada olduğu gibi KKTC’de de olumsuz yansıyışları olduğunu ifade etti. 

Şiddetli mevsimsel kararsızlıklar yaşanıyor 

Buran, KKTC’nin de içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası’nın 2 derece sıcaklık artışıyla karşı karşıya olduğunu kaydetti. Buran, hem deniz hem de kara yüzeyindeki bu 2 derecelik sıcaklık artışının yer sıcaklığının da yükselmesi ile birlikte şiddetli mevsimsel kararsızlıklara neden olduğunu vurguladı. 

Buran, bu artışın ya şiddetli kuraklıklara ya da şiddetli yağışlara neden olduğuna da dikkat çekti. 

20 dereceye varan sıcaklıklar ile üst atmosferin soğukluğu çarpışıyor 

Yer sıcaklığının yükselmesi ile birlikte şiddetli yağışların ve şiddetli kararsızlıkların yaşandığının altını çizen Buran, “Aralık ayında şiddetli yağışlar sonrasında 20 derecenin üzerinde sıcaklıklar görüyoruz. Üst atmosferin soğukluğu ile birlikte birkaç gündür yaşadığımız üzücü tablolarla karşılaşıyoruz” dedi.  

KKTC, değişen iklim koşullarına cevap veremiyor

KKTC’nin değişen iklim koşullarına mevcut altyapısı ile cevap verebilecek konumda olmadığını söyleyen Buran, “Biz önlem almaya çalışıyoruz ancak ne kadar aldığımız da tartışılır” dedi. Buran, KKTC’nin en büyük sorunun altyapı eksikliği olduğuna vurgu yaptı. 

“Biz barajları su tutsun diye yapıyoruz ancak barajlarımız, mil ve toprak ile dolu”

Ülkenin yollarının, sokaklarının, şehirlerinin yapılaşmasının tekrardan gözden geçirilmesi gerektiğini ve değişen iklim koşullarının da göz önünde bulundurularak düzenlemelerinin yapılması gerektiğinin altını çizen Buran, barajların ve su giderlerinin de temizlenmesi gerektiğine işaret etti. KKTC’de suların tutulmasını ve dizginlenmesini sağlayan barajların tamamına yakının topraklarla dolduğunu sözlerine ekleyen Buran, “Bir Gönyeli Barajı bir günlük yağış ile doluyorsa, burada ciddi bir sorun var demektir. Biz barajları su tutsun diye yapıyoruz ancak barajlarımız, mil ve toprak ile dolu” dedi.       

Altyapı bilimsel anlamda yeniden gözden geçirilmeli 

Dere yataklarının kapatılarak, sağlam olmayan yapılaşmalara, köprülere olanak tanınarak yaşanan üzücü felaketlere zemin hazırlandığına da dikkat çeken Buran, KKTC’nin tüm altyapısının ciddi anlamda oluşturulacak bilimsel masalarla ele alınması gerektiğini ifade etti. Buran, KKTC’nin şiddetli yağışlar veya daha şiddetli mevsimler şartları yaşamayan bir konum olarak yorumlanmasının yanlışlığına da dikkat çeken Buran, “Bizde şiddetli yağışlar olmaz diye tutturduk gittik, işte yağdı. Peki yağdığında ne oldu?” diye sordu. 

“Artık yaptığımız köprülerin iki katı büyüğünü yapacağız”

Değişen iklim koşulları ile paralel ülkesel yapısal değişimlerin de gerçekleşmesi gerektiğine dikkat çeken Buran, ülkedeki yapılaşmaların da daha sağlam ve bilimsel teknikler ışığında gerçekleşmesi gerektiğini dile getirdi.

 Buran, “Artık yaptığımız köprülerin iki katı büyüğünü yapacağız, yaptığımız her şeyin daha sağlamını yapmak durumundayız, bundan sonra yaşanabilecek herhangi bir üst düzey doğal olay karşısında hazırlıklı olmak adına. Ama biz bunun tam tersini yaparak giderek köprüleri yok edip, dere yataklarına inşaatlaşma başlatıyoruz” ifadelerini kullandı. 

Veri çalışmaları sunuldu, adım atılmadı 

Yaşanan iklimsel değişiklikler ve yapılması gerekenler ile ilgili tüm şehirler adına gerekli veri çalışmalarının yapılarak, ilgili yerlere de sunulduğunun altını çizen Buran, buna rağmen herhangi bir adım atılmamasını ve değişen bir şey olmamasını da eleştirdi. 

GÜKAD Başkanı Reşat Kansoy: Felaketin sorumluları yargılanmalı

Güzelyurt Geliştirme ve Kalkındırma Derneği Başkanı Reşat Kansoy ise, gerektiği şekilde hayat bulmayan şehir yapılamalarının ve altyapı çalışmalarının bedelinin ağır ödendiğine dikkat çekerek, sonuçları üzücü olan tablolar karşısında sorumluların gerekli özeleştiri ve sorumluluk paylaşımını yapmamasını da eleştirdi. 

İklime Duyarlı Kentler Çalıştayına gerekli ciddiyet gösterilmedi 

GÜKAD olarak Güzelyurt Kentsel Gelişim ve İklime Duyarlı Kentler Çalıştayı’nda söylediklerinin ve önerilerinin bugün gelinen noktada yaşanan üzücü olayların önlenmesi kapsamında yapıldığına dikkat çeken Kansoy, iklime duyarlı kentler konusunda gerekli duyarlılığın gösterilmediği ve bir adım atılmadığını dile getirdi. 

“İklim değişiyor ama biz değişmiyoruz”

“İklim değişiyor ama biz değişmiyoruz” diyen Kansoy, “Mantalitemiz aynı, yaşadığımız mahallelerimize, semtlerimize, yaşadığımız dünyaya aidiyet duygumuz yok maalesef. İklim değişikliklerinin ilk patlak verdiği bölge Asya oldu. 

Filipinler bundan çok ciddi boyutta etkilendi. Biz bunları görmemize rağmen işin ciddiyetini maalesef hala idrak edemedik. Aidiyet duygusundan yoksun olduğumuz için yaşadığımız yere ve coğrafyaya da sahip çıkamıyoruz” şeklinde konuştu. 

“Bütün yağış tutan bölgelerin fizibilite çalışması yapıldı, sel kapanı tekniği önerildi”

Bilimsel temelli ve uzmanlar eşliğinde yapılan İklime Duyarlı Kentler Çalıştayı’nda KKTC’de bütün yağış tutan bölgelerin fizibilite çalışmalarının yapıldığının altını çizen Kansoy, yağış tutan bölgelerde sel kapan tekniği ile sel baskını ve taşkınların minimize edilmesinin amaçlandığına dikkat çekti. 

İklim değişiklikleri ile birlikte yaşanması muhtemel üzücü tabloların haritasının çalıştayda detaylı bir şekilde çıkarıldığına da işaret eden Kansoy, çalıştaya gerekli ilginin gösterilmemesini ve çalıştayın dikkate alınmamasını eleştirdi. 

“Ne söylediklerimiz dikkate alındı ne de yaptığımız projelerin gerçekleşmesi için maddi destek yaratıldı”

2010 yılında Bostancı, Güzelyurt, Girne ve Lefkoşa’da yaşanan sellerin ardından yetkililere sürekli uyarılarda bulunduklarından da bahseden Kansoy, “Çeşitli konferans ve toplantılarda havza yönetiminin, suya duyarlı şehir planlamanın, anayollardaki drenajın önemine vurgu yaptık. Hatta Bostancı’daki ve Lefkoşa Sanayi Bölgesi’ndeki taşkınları önleyici projeler de yaptık. 

Fakat ne yazık ki ne söylediklerimiz dikkate alındı ne de yaptığımız projelerin gerçekleşmesi için maddi destek yaratıldı. 

Bunlara ek olarak Lefkoşa’nın taşkınlardan önlenmesiyle ilgili bir de doktora tez çalışması yaptık” diye konuştu. 

“Bölgesel önemlerle başlayarak dünyaya entegre olmalıyız”

NASA gibi dünyadaki önemli araştırma merkezlerindeki iklim uzmanlarının küresel ısınma sonucu meydan gelecek doğal afetler için “Dünyayı tanıyamayacaksınız” açıklamalarının da altını çizen Kansoy, “Bugün yaşanan iklim hareketliliği tam da öyle oldu” dedi. Kansoy, insanoğlunun umursuz ve vurdumduymaz şekilde doğayı katletmesi sonucu yaşanan doğal felaketlerin geliştirilecek bilimsel ve akademik projelerle önüne geçilebileceğine işaret ederek, “Yarınlara daha güvenle bakabilmek için, çocuklarımıza daha temiz daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için seferber olmalıyız. 

Bunu mikro ölçekte önce bölgesel önlemlerle başlayarak tüm dünyaya entegre olarak gerçekleştirebiliriz” diye konuştu. 

“KKTC’de yerel yönetimler vizyonuna iklime duyarlı kentler stratejileri girmeli”

Son yaşanan sel felaketinin KKTC’de yerel yönetimler vizyonuna iklime duyarlı kentler stratejilerinin konmasının önemini bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Kansoy, “Can kaybından sonra önlem alacak kadar akıl yoksunu olamayız” dedi. Kansoy, “Uzmanlar bas bas bağırıyor, sağlıkta, eğitimde, trafikte, ilkimde her şey kötüye gidiyor önlem almamız gerekiyor diyor. 

Toplumun ve yetkililerin bu hüzünlü çağrılara artık kulak vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Kansoy, yaşanan üzücü olaylardan ciddi anlamda ders çıkarılarak akıl, mantık, bilim çerçevesinde, öngörüsü yüksek olan bilim insanlarının önerileri ışığında gerekli adımların bir an evvel atılmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti. 

Felaketin sorumluları yargılanmalı 

Beklenen yağışların üzerinde alınan yağışların yaşanan sel felaketinin tek nedeni olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Kansoy, yaşanan olayların en büyük nedeninin bilinen, ön görülen ve bağıra bağıra gelen doğal felaketlerin önlem alınmayarak daha kötü sonuçlar yaratmasına zemin hazırlayan sorumlular olduğuna dikkat çekti. 

Kansoy, “Benim yaşadığım ülkenin başkenti Lefkoşa, turizminin incisi Girne’de insanlar sel sularından dolayı hayatını kaybetmemeli” dedi. Kansoy sivil, akademik, yerel örgütlenmelerle kampanyalar ve fonlarla iklime duyarlı şehirler yaratılması gerektiğine dikkat çekti. 

Ülkenin fiziki yapısının ortada olduğunu söyleyen Kansoy, altyapının kaldıramayacağı nüfusun var olduğu şehirlerde en ufak yağmurda sel felaketlerine neden olacak üzücü olayların da kaçınılmaz olduğunu dile getirerek, buna müsaade eden, yasalara uygun olmayan yapılaşmaların hayat bulmasının önünü açan, doğayı katletme uğruna inşaatlaşma izinleri verenlerin bugün yaşanan felaketlerin baş sorumlusu olduğuna işaret etti. 

Kansoy, tüm sorumluların sonucu felaketlere neden olan faaliyetlere imza atanların yargılanması gerektiğine de vurgu yaptı.  

“Emirnamelerin önemi bir kez daha gözler önüne serildi”

Yaşanan su taşkınları ve sel felaketlerinin yarattığı ağır bilançoların Girne-Lefkoşa-Mağusa için oluşturulan Emirnamelerin önemini de bir kez daha gözler önüne serdiğini söyleyen Kansoy,  yerel yönetimlerin kapasitesini aşan bu konuların ülkesel fiziki plan içerisinde değerlendirilerek yeniden revize edilmesini de kaçınılmaz kıldığını ifade etti. 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam