CHP’liler önlerindeki taşları birbirine atıyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

CHP tarihinde hiçbir İstanbul il kongresi dünkü kadar gerilimli, heyecanlı ve kitlesel katılımlı olmadı. Diyebilirim ki, partinin en medyatik il kongresiydi. Çünkü CHP delegeleri günlerdir ilçe ilçe, isim isim ekranlarda tartışılıyor. Hatta delege transferleri ‘son dakika’ olarak geçiyor.

Bu kongreyi öncekilerden farklı kılan 5 Kasım’daki kurultayda düğümü çözecek olması. Görüntüde Özgür Çelik ve Cemal Canpolat, gerçekte Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu yarıştı.

KAFTANCIOĞLU’NA PROTESTO

Bu yüzden CHP’nin nabzı Haliç Kongre Merkezi’nde attı. 600 delegenin oy kullandığı halde salonda binlerce CHP’li vardı. Salon doldu, boşaldı.

İlk kıvılcım, eski İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun teşekkür için kürsüye çıkmasıyla çakıldı. Çelik’i destekleyen gençler Kaftancıoğlu’nu yuhaladı. “Kayyum gidecek, Özgür gelecek” ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atıldı.

İmamoğlu, konuşmasında, sağdan geldiği yönündeki eleştirilere yanıt olarak, İBB’deki icraatlarını anlattı. Kamucu, halkçı ve sosyal demokrat belediyeciliği hayata geçirdiğini söyledi. İmamoğlu, konuşurken salon ikiye bölündü. Çelik yanlıları “Gençlik seninle durma ilerle” ve “İktidar” diye slogan attı. Canpolat yanlıları ise “Halkın umudu Kılıçdaroğlu” diye karşılık verdi.

İmamoğlu, sözü değişime getirerek, Canpolat’ı eleştirdi. İBB başkanı şöyle dedi: “Parti yönetimine olan eleştirileri bir saldırı olarak yorumlamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Parti içi demokrasiyi bir bölünme ve parçalanma riski gibi göstermek doğru değil. Partide ötekiler ve düşmanlar varmış gibi davranmanın yeri yoktur.”

İmamoğlu, milletin CHP’den iktidar beklediğini söyledi. İktidar hedefi için, vatanseverleri birleştiren bir vizyon yaratmak gerektiğini ifade etti. İmamoğlu: “Daha çok belediye kazanacağız. 2028’de cumhurbaşkanlığını kazanıyoruz. Sosyal demokratların iktidarını yaşatmaya hazır mıyız? Bu yolculukta önümüzdeki taşları temizleyin.”

İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun adını anmadı. Ancak liderine herhangi bir eleştiride bulunmadı. Buna karşılık “CHP’nin önündeki taşları temizleyin” ifadesi Kılıçdaroğlu taraftarlarını kızdırdı.

Kılıçdaroğlu yanlısı olan Müslüm Sarı, Berhan Şimşek, Turan Aydoğan ve Hasan Efe Uyar ise, İmamoğlu ve değişimcileri doğrudan hedef aldı. Mağlubiyetten yalnızca Kılıçdaroğlu’nun sorumlu tutulmasının haksızlık olduğunu ifade ettiler. Değişimden Kılıçdaroğlu’nun gitmesinin kastedildiğini kaydettiler. Şimşek, kendisini protesto eden gençlere “Sizi Metin Külünk mü gönderdi?” dedi. Bu sataşma gençleri daha da öfkelendirdi.

Genel Başkan Yardımcısı Uyar, İmamoğlu’nu kastederek, CHP kongresinde kamu kaynaklarının kullanıldığını savundu ve “CHP teslim alınamaz” dedi. Duvara Kılıçdaroğlu’nun resmini göstererek, “Kellesini almanıza izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise Uyar’a sertçe yanıt verdi. Günaydın şöyle dedi: “Kurultay süreçleri zavallı kişisel kariyer planlarımızı öne koymak için yapılan yerler değildir. Genel başkanın eteğine tutunarak siyaset yapmak isteyenlerin bağıra çağıra konuşma yapacağı yerler değildir.”

Her konuşmada salonda yumruklu kavgalar çıktı. Konuşmalar protestolarla kesildi. Canpolat ve Çelik kürsüye çıkıp salonu sakinleştirmek zorunda kaldı.

İÇ HESAPLAŞMA DÖNEMİ

Ben bu yazıyı yazarken henüz oylamaya geçilmemişti. Her kim kazanırsa kazansın, CHP bir iç hesaplaşma dönemine giriyor. Canpolat kazanırsa Kılıçdaroğlu, erken zafer ilan edecek. İhtimal, kurultayda yeniden genel başkan seçilecek. Fakat bu bir Pirus Zaferi… Çünkü Kılıçdaroğlu liderliğinde girilmesi halinde yerel seçimde hezimet kaçınılmaz.

Bu arada, İstanbul örgütünü ve CHP genel merkezini kaybeden İmamoğlu, İBB için aday olur mu ya da partisi tarafından yeniden aday gösterilir mi, kestirmek güç. Çelik kazanırsa İmamoğlu’nun İstanbul’daki ağırlığı ve değişim yanlılarının kurultaydaki şansı artacak. Özgür Özel, genel başkanlığı kazanamasa bile değişimciler Parti Meclisi’nde çoğunluğu elde edebilir. Bu da yerel seçimde adayları belirleme imkanı verecek.

Bu senaryo gerçekleşirse… Canpolat’ı destekleyen Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin, “Kılıçdaroğlu giderse partinin yarısı gider” sözünü hatırda tutmak gerekir. Acaba CHP’nin hangi yarısı gider? İlgezdi, ‘partinin yarısı’ diye Alevileri kastediyor. CHP liderinin başkanlıktan ayrılması halinde “Aleviler gider” diyerek, CHP’yi tehdit ediyor. Bu tehdit CHP’deki Türkiye sosyolojisiyle ters orantılı inanç yoğunlaşmasının itirafı sayılır.

Ayrıca AK Parti’nin gerisinde bir siyasi kültüre de işaret ediyor. AK Parti, kadrolarındaki ve yönetimindeki Doğu Karadenizli yoğunlaşmasını seyreltirken, CHP’deki mezhepsel karakter ağırlığını gün geçtikçe arttırıyor. CHP İstanbul İl Başkanlığı için yarışan iki adayın, adları geçen 4 aday adayından 3’ünün Alevi olması bu yoğunlaşmayı ortaya koyuyor. Alevilik, varlıklarını Kılıçdaroğlu’na borçlu belediye başkanları ve yöneticiler tarafından siyasi referans olarak kullanılıyor.

Zaten Kılıçdaroğlu, belediye başkanları, mezhep aidiyeti ve bunu kapsayan hemşeri toplulukları eliyle iktidarını koruyor. Dolayısıyla İmamoğlu ve Özel’in kazanması, partide mezhep temelli bir ayrılığın tahrik edilmesine yol açabilir.

CHP’deki iç hesaplaşma İstanbul kongresiyle ve 5 Kasım’daki kurultayla bitmeyecek. CHP, yerel seçimden sonra olağanüstü kurultaya gidebilir. Zira daha bugünden CHP, fiilen bölünmüş görünüyor. CHP’liler “önlerindeki taşları temizlemek” yerine birbirine atıyor.