DOLAR 32,3434 -0.06%
EURO 34,9750 0.5%
GBP 40,9080 0.75%
ALTIN 2.389,06-0,30
BITCOIN 19126770,58%

Cezalar çözüm değil !

ABONE OL
14 Nisan 2017 08:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Eniz
ORAKCIOĞLU

Avukat
Şefik Aşçıoğulları, İntihara teşebbüs suçunun, intihar etmenin önüne geçen bir
ceza olmadığını belirterek, “Genel olarak bakıldığında cezaların maksadı,
toplumdaki insanların suç işlemesini önlemektir. Bu nedenle de intihar teşebbüsüne
verilecek cezanın caydırıcılık unsuru olabileceğini sanmıyorum” dedi.

Psikolojik
Danışman Yrd. Doç. Dr. Demet Karakartal da, intihar edenin cansız bedenine
uygulanan cezanın ve intihara teşebbüs edenin ceza almasının bir anlam
taşımadığını savunarak ‘‘Cezalandırma asla çözüm değildir.  İntihara yönelten nedenlerin araştırılması,
bir takım önlemlerle önüne geçilmesi ya da en aza indirgenmeye çalışılması gerekmektedir’’
şeklinde konuştu.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekilleri
Doğuş Derya ve Fazilet Özdenefe’nin hazırladığı Ceza (Değişiklik) Yasa Önerisi,
Resmi Gazete’de yayımlanarak halkın görüşüne sunuldu. Değişiklik önerisine göre
intihara teşebbüs de suç olmaktan çıkarılması öneriliyor. Önerinin genel
gerekçesinde konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi; “İntihar teşebbüsü
sonrasında zaten travma yaşayan bireylerin mahkeme süreciyle birlikte
travmalarının derinleşmesi soruna cezalandırma temelinde bir çözüm
bulunamayacağını göstermiştir.” Avukat Şefik Aşçıoğulları ve Psikolojik
Danışman Yrd. Doç. Dr. Demet Karakartal konu ile ilgili Yeni Bakış’a
değerlendirmelerde bulundu.

“İntihar
teşebbüsüne ceza verilmesi caydırıcı değildir”

Avukat Şefik Aşçıoğulları ,İntihara teşebbüs suçunun, intihar
etmenin önüne geçen bir ceza olmadığını belirterek, “Genel olarak bakıldığında
cezaların maksadı, toplumdaki insanların suç işlemesini önlemektir. Fakat
intihar teşebbüsünde bulunan veya intihar eden bir kimsenin ‘intihar etmeyim
ölemezsem ceza alacağım’ şeklinde bir endişenin olabileceğini düşünmüyorum. Bu
sebeple de intihar teşebbüsüne verilecek cezanın caydırıcılık unsuru
olabileceğini sanmıyorum” şeklinde konuştu.

“İntihara
kalkışan kişinin kaybedecek hiçbir şeyi kalmamıştır”

Yasal mevzuattaki düzenlemenin intihar teşebbüsünün
 suç olduğu şeklinde düzenlendiğini
hatırlatan Aşçıoğulları, “Teşebbüs aşamasında kalan bir intihar
olayından sonra böyle bir eyleme kalkışan birinin aynı zamanda ceza alması ve
sicilinde bir mahkûmiyet kaydının olması doğru değildir. Çünkü, gelecekteki süreçte
de bu durumun ifşa edileceği de düşünüldüğü zaman, iş hayatında sorun teşkil
edebilme veya iş bulmada zorlanma olasılığı da çok yüksektir. Dolayısıyla böyle
bir şeyin cezalandırılmasının sebebi yıl 2017’de bir caydırıcılık sebebi
değildir. Zaten intihara kalkışan bireylerinde kaybedecek hiçbir şeyi
kalmamıştır” dedi.

“Açığa
çıkmak daha büyük bir darbe olur”

Aşçıoğulları, sözlerine şu şekilde devam
etti; “İntihara teşebbüs eden kişinin başaramamasının akabinde kendisine bir
mahkûmiyet verilmesi caydırıcılıktan çok sadece kişinin sicilinde böyle bir
suçu işlediğini gösterecektir. Bu psikolojide olan biri için de intihara
teşebbüs ettiğinin bilinmesi, açığa çıkması, anlaşılması pek de bir anlam ifade
etmeyecektir, hatta daha da büyük bir darbe olacaktır. Bilindiği üzere
Hristiyanlıkta ve Müslümanlıkta intihar günahtır ve ceza yasasındaki düzenleme
de dini sebeplerden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bu çağda böyle bir şeyin suç
olarak düzenlenmesi doğru değildir. Bana göre de İntihar suç olmaktan çıkarılmalıdır.

“Ne
etik, ne de hukuki açıdan doğru değildir”

Ceza (Değişiklik) Yasa Önerisinde mevcut
yasada 10 hafta olan hamileliğin yasal şekilde sonlandırılması süresini 20
haftaya çıkarmayı da öngörüyor. Bu konu ile ilgili de görüş bildiren
Aşçıoğulları, şunları söyledi; “Kürtajın doğum kontrol yolu olmamasını
savunmaktayım. Bence kürtaj süresinin artırılması ve 20 haftaya çıkarılması
gerekçesinde de annenin haklarının düşünülmesi ve doğum kontrol yolu gibi
kürtajın kullandırılmasını ne etik açıdan ne de hukuki açıdan doğru
bulmuyorum.”

“Ceza
çözüm değildir”

Psikolojik Danışman Yrd. Doç. Dr. Demet
Karakartal da, intihar edenin cansız bedenine uygulanan cezanın ve intihara
teşebbüs edenin ceza almasının bir anlam taşımadığını savunarak ‘‘Cezalandırma
asla çözüm değildir.  İntihara yönelten
nedenlerin araştırılması, bir takım önlemlerle önüne geçilmesi ya da en aza
indirgenmeye çalışılması gerekmektedir’’ şeklinde konuştu.

“Kişi
için sıkıntı yaratacak bir süreci başlatmaktadır”

Karakartal, intihar girişimlerinin
başarısızlıkla sonuçlanması sonrasında olayın adli mercilere bildirilmesinin
intihara teşebbüs eden kişi ve yakın çevresi açısından bir çok sorunu da
beraberinde getirdiğine vurgu yaparak, 
‘‘İntihar girişimi adli nitelik kazandığı anda başlayan yasal süreç, hem
toplumda onaylanmayan bir davranışın çevre tarafından bilinir hale gelmesine
neden olmakta, hem de yasal prosedür nedeniyle kişi için sıkıntı yaratacak bir
süreci başlatmaktadır’’ dedi

“Ceza
verilmesi değil acil kriz müdahalesinde bulunulması gerekir”

İntihar girişiminden sonra doktorların
öncelikli yükümlülüğünün krize müdahalede bulunmak ve kişiyi intihara teşebbüse
yönelten nedenleri araştırarak bu nedenleri gidermeye çalışmaları gerektiğinin
altını çizen Karakartal, ‘‘konuyla ilgili sağlık personelinin ekip çalışması
yapması gerekir’’ dedi.

“Çözüm
yolları aranmalı”

Dr. Karakartal, bu dönemde yapılabilecek en
önemli yardımın, ‘‘Zaman ayırıp kişiyle ilgilenmek, duygularını açıkça ortaya
koymasına yardım etmek, kaygı, üzüntü, karamsarlık, umutsuzluk, çaresizlik gibi
kendini yok etmeyi düşündürtecek durumları birlikte ele almak ve çözüm
yollarını araştırmak olmalıdır’’ dedi.

“Ölümle
sonuçlanan intiharların yüzde 70’ inin depresyonlu hastalardır”

Karakartal, ‘‘Kişiyi intihar davranışına
yönelten nedenler, varlığını devam ettirirken başarılamamış intihar girişimden
sonraki eklenen sorunlar da birey üzerindeki ruhsal yükü artırmaktadır.
İntihara teşebbüs eden kişilerde yüksek oranlarda depresif semptomlar görülmesi
ve yapılan çalışmalarda da ölümle sonuçlanan intiharların yüzde 70’ inin
depresyonlu hastalara ait olduğu gerçeği göz ardı edilmemesi gerekir’’ şeklinde
konuştu.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam