Çevre Engelleri

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ömer Suay

Öncelikle tüm İslam aleminin geçmiş Ramazan bayramını, KKTC halkının ise 20 Temmuz Özgürlük bayramını en kalbi duygularımla tebrik ediyorum. Engelliler, dikkatsizlik, duyarsızlık ya da bilinçsizlik gibi faktörlere bağlı olarak hayatın her noktasında çeşitli engellerle karşılaşıyor. Bir engelli bireyin hayatını, gözü, kulağı, ayağı… Gibi uzuvlarını kullanamaması değil, engellileri düşünmeden atılan adımlar zorlaştırır. Gözün görememesi, kulağın işitememesi, ayağın yürüyememesi kolay değil elbette. Ancak gerçek engel bunlar değil. Kendi engellerini azmi ve inancıyla aşmayı başaran bir birey, duyarsızlığın ortaya çıkardığı engellerle ayrıca mücadele etmek zorunda kalıyor. Ülkemizdeki en büyük engellerden birinin çevre olduğunu gayet net olarak ifade edebilirim. Çevre engeli çok ciddi bir sorun. Çünkü ülkemizdeki çevre düzeni yok denebilecek bir düzeyde. Bulduğum her fırsatta ifade ettiğim gibi engellilerin değil, engelli olmayanların dahi rahatlıkla hareket edebileceği bir çevreye sahip değiliz, cümlesini tekrarlamak istiyorum. Bu durum, gündelik yaşamın bir standardı haline gelse de KKTC halkı bunu hak etmiyor değerli okurlar. Neredeyse tüm cadde ve sokaklardaki kaldırımlar çok yetersiz. Ya kaldırım yok ya da engellerle dolu. Kaldırımları otomobiller, işyeri tabelaları, çiçeklikler işgal etmiş durumda. Burada karşımıza iki farklı boyutta çıkıyor aslında. İlki yönetimlerin bu konuya gereken düzende kaldırımlar yaparak özen göstermemesi. İkinci boyut ise duyarsız vatandaşların zaten düzensiz olan kaldırımları işgal ederek daha da engelli hale getirmesi. Peki, çevrenin engelsiz bir hale getirilebilmesi için hangi adımlar izlenmeli? Hangi adımlar izlenir, hangi çalışmalar yürütülürse daha sağlıklı ve engelsiz çevreye imza atılabilir? Bu sorulara başlıklar halinde, bir görme engelli olarak yaşadığım ve karşılaştığım sorunları dikkate alarak cevap vermeye çalışacağım. Her şeyden önce çevrenin düzenli olması için imkân olan tüm cadde ve sokaklara kaldırım yapılmalı. Kaldırımlara tabela, direk, çiçeklik gibi cisimler yerleştirmemeli ve yaptırımlar uygulayarak yerleştirilmesine müsaade etmemeli. Yeni kaldırım yapımında engelli kriterleri kesinlikle göz ardı edilmemeli. Yani Görme engelliler için yürüme yolu olarak bilinen sarı şerit uygulamasının tüm yeni kaldırım yapımlarında olması zaruret olarak görülmeli mesela. Yine tekerlekli sandalye kullanan bireyler için olmazsa olmaz olan rampalar unutulmamalı. Yapılan rampaların eğimi, yeri gibi hususlara ayrıca dikkat ederek, kesinlikle uzman bilgisinde hareket edilmeli. Aksi halde faydadan çok zarar getiren durumlarla karşılaşabiliriz. Devlet daireleri, bakanlıklar, özetle tüm kurum binalarının iç ve dış mekânları tamamen engelsizleştirilmeli. Bina içi ve bina dışı tüm giriş çıkışlar tekerlekli sandalye sığacak düzeyde hazırlanmalı, tuvaletlerde engelli tuvaletleri yapılmalı ve ihtiyaç halinde kesinlikle ideal rampalar inşa edilmeli. Belediyeler, işyeri ruhsatı verirken işyeri giriş çıkışlarının engellilere yönelik olarak düzenlenmesi hususunu mecburiyet haline getirmeli. Son dönemde bu hususlara ilişkin çok azda olsa olumlu adımlar atılmaya başlandığına şahit oluyoruz. Mesela Vergi Dairesi’nin kısa bir süre önce hizmete giren yeni merkez binasında yetersiz de olsa bir takım çalışmalar yapılmış. Yine birkaç belediyemizinde cılız da olsa adımlarını görüyoruz. Bu maddeleri ve örnekleri arttırmak mümkün. Yapılmayanları eleştirirken yapılanları da kesinlikle göz ardı etmiyorum. Tam aksine, atılan cılız adımları dahi çok önemsiyorum. Çünkü ikinci adımın atılabilmesi için ilk adıma ihtiyaç duyulduğunun bilincindeyim. Bu vesileyle de bu ilk adımı atan tüm kurumlarımıza teşekkür ediyor, önümüzdeki süreçte ise engelsiz bir çevre için daha kalıcı ve belirgin adımlara şahit olacağımıza inanıyorum.