Çağa yakışmıyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

KKTC’de binlerce engelli birey olmasına karşın, bu kişiler ulaşım ve dolaşım haklarının yanı sıra eğitim haklarından da yararlanamıyor. Birçoğu ulaşım sıkıntısı nedeniyle özel eğitim merkezlerine gidemezken, gidenler de özveriyle çalışan özel eğitim öğretmenlerinin yetersizliği ve merkezlerin azlığı nedeniyle yeterli eğitimi alamıyor

Yeni Bakış’a konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Eğitim Uzmanı Salih Sarpten, KKTC’de farklı gelişen bireylere yönelik eğitimde ne mekanizma ne de yasal bir düzenleme olduğunu söyledi. Sarpten, ülkedeki özel eğitim sisteminin cılız çalışmalardan öteye gidemediğini vurgulayarak, hala bir Özel Eğitim Yasası olmamasını ise eleştirdi

Eğitimde tüm çocuklar aynıymış gibi oluşturulan bir yapının çağdaş bir yapı olmadığının altını çizen Sarpten, öğrenmenin parmak izi gibi birbirinden farklı olduğuna dikkat çekerek, engeli olsun olmasın her öğrencinin değerli ve öğrenebilir olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade etti

Özel eğitimdeki esas hedefin özel eğitime ihtiyaç duyan bireyleri topluma kazandırmak olduğunu ifade eden Sarpten, bu bireylerin bağımsız bir şekilde kendi yaşamlarını sürebilecekleri eğitimi alarak, örgün eğitim sistemi içerisinde yaratılan koridorda ilerlemelerinin sağlanması gerektiğini kaydetti

Özlem ÇİMENDAL

KKTC’de binlerce engelli birey var. Bu kişiler ulaşım ve dolaşım haklarının yanı sıra eğitim haklarından da yararlanamıyor. Birçoğu ulaşım sıkıntısı nedeniyle özel eğitim merkezlerine gidemezken, gidenler de özveriyle çalışan özel eğitim öğretmenlerinin yetersizliği ve merkezlerin azlığı nedeniyle yeterli eğitimi alamıyor. Örgün eğitimin tamamlayıcısı olarak kurgulanan özel eğitim merkezlerinin durumu da içler acısı.

Farklı gelişen bireylere yönelik ne mekanizma ne de yasal düzenleme var

Yeni Bakış’a konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Eğitim Uzmanı Salih Sarpten, KKTC’de farklı gelişen bireylere yönelik eğitimde ne mekanizma ne de yasal bir düzenleme olduğunu söyledi. 

Özel eğitim çalışmaları çok cılız 

Özel eğitimde çok cılız çalışmalardan öteye gidilemediğine işaret eden Salih Sarpten, “Gazimağusa, Girne, Lefkoşa’da olmak üzere özel eğitim kurumlarımız var ve bu alanda görev yapan arkadaşlarımız özverili bir şekilde çalışıyorlar, ancak işin esası çağdaş ülkelerdeki eğitim sistemlerinde olduğu gibi bizim özel eğitime gereksinim duyan bireyleri de örgün eğitim sistemine dahil etmemiz gerekmektedir” şeklinde konuştu. 

Onlar da ilkokul, ortaokul, lise mezunu olmalı 

Özel eğitme ihtiyaç duyan bireylerin de eğitimin belli kademelerinden mezun olma hakkı olduğuna da işaret eden Sarpten, “Yani özel eğitime ihtiyaç duyan bireyleri ilkokul, ortaokul ve lise mezunu yapabilmemiz lazım” ifadelerini kullandı. 

“Eğitimde her öğrenciye uygun bireysel eğitim programı uygulanmalı”

Özel eğitimde her öğrencinin farklılığına ve gelişim özelliğine göre bireyselleştirilmiş eğitim programı oluşturularak eğitiminin takip edilmesi gerektiğini dile getiren Sarpten, “Bizde eğitim sistemini oluşturan mevzuatlar içinde bunlar yok. Örneğin sınıf geçme, sınav tüzüğü, kayıt kabul, devam-devamsızlık gibi eğitim sistemini oluşturan mevzuatlar özel eğitim gören bireyleri kapsamıyor maalesef” dedi. 

Her hükümet dönemi gündeme gelen Özel Eğitim Yasası artık çıkarılmalı 

Ülkede örgün eğitimi kapsayan mevzuatların özel eğitim gören bireyleri kapsayan bir yapısı olmaması nedeni ile özel eğitimde bir an evvel yasal bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Sarpten, her hükümet döneminde gündeme gelen ancak hala çıkarılmayan “Özel Eğitim Yasası”nın ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. 

Hızlı öğrenen üstün yetenekli bireylere de özel eğitim gerekli 

Özel eğitim konusunda yanlış bilinen bir başka konuya daha dikkat çeken Sarpten şöyle konuştu: “Biz özel eğitimi hep bir engeli olan ya da öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler olarak algılıyoruz ancak özel eğitimin bilimsel tanımı farklı gelişen bireylere yönelik bir tanımdır. Yani hızlı öğrenen ve üstün yetenekli öğrencilerin de bu kapsamda değerlendirildiği unutulmamalıdır. Bizim acilen farklı gelişen bireylerin kendi gelişimlerine uygun eğitim programlarını içerecek bir yasal düzenlemeye ihtiyacımız var.”

Kendi akranları ile aynı eğitimi görmeleri dezavantaj yaratabilir 

Hızlı öğrenen, üstün yetenekli öğrencilerin şu anda kendi akranları gibi aynı sistemde aynı eğitimi aldığını dile getiren Salih Sarpten, bunun da dezavantajlarının olabileceğini belirtti. Sarpten, “Eğitim dediğimiz şey öğrencilerin güçlü yanlarını bulup, bu güçlü yanlarını geliştirmeye yönelik yapıları içermesi gerekiyor. Bu sanatsal, spor, matematik, fen alanında da böyle. 

“Tüm çocuklar aynı anlayışı yanlış”

Eğitimde tüm çocuklar aynıymış gibi oluşturulan bir yapının çağdaş bir yapı olmadığının altını çizen Sarpten, öğrenmenin parmak izi gibi birbirinden farklı olduğuna dikkat çekerek, engeli olsun olmasın her öğrencinin değerli ve öğrenebilir olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade etti. 

Öğrenme parmak izi gibi birbirinden farklı 

Sarpten, her öğrenciye ayrı bireyselleşmiş, farklı öğrenim programlarını hayata geçiren bir yapıya ihtiyaç olduğu gibi, bu yapıyı da kabul ederek, kurgulayacak yasal bir zeminin de bir an evvel hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. 

Özel eğitim sisteminde ciddi zafiyet ve sıkıntı var 

Özel eğitim sistemi yapısının, örgün eğitim sistemi içerisine entegre edilmiş bir yapı olmadığı için, ciddi zafiyet ve sıkıntıların oluştuğuna dikkat çekti. Sarpten, “Elbette ki hem insan kaynakları bakımından, daha da özel eğitim öğretmeni, uzmanı istihdam edip, merkezleri ve okulları yaygınlaştırmak ve elbette ki örgün eğitim sistemi içerisinde bu bireyleri kaynaştırmak amaçlanmalıdır” ifadelerini kullandı. 

Amaç, topluma kazandırmak 

Özel eğitimdeki esas hedefin özel eğitime ihtiyaç duyan bireyleri topluma kazandırmak olduğunu ifade eden Sarpten, bu bireylerin bağımsız bir şekilde kendi yaşamlarını sürebilecekleri eğitimi alarak, örgün eğitim sistemi içerisinde yaratılan koridorda ilerlemelerinin sağlanması gerektiğini kaydetti. 

Özel Eğitim Yasası hala yok 

Sarpten, yapısal olarak özel eğitimin acilen desteklenmesi gerektiğini ve yapısal önlemelerin hazırlanarak yasal mevzuatların bir an evvel hayata geçirilmesi gerektiğine de dikkat çekti.