DOLAR 32,5475 0.1%
EURO 34,9144 0.67%
GBP 40,5788 1.01%
ALTIN 2.437,170,19
BITCOIN 21725050,30%

Bir Tahayyül- Uzak Ama Belki Orda? Belki Hiç Yok? Belki Olur Belki Olmaz???

ABONE OL
15 Temmuz 2015 12:36
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Dr Hüseyin Çakal, Özgül Ezgin, Mine Gündüz, Özgül Saygun, Mulla Lapsana, Okan Bullici, Mustafa Bekir, Rıza Tuncel çok teşekkürler katkılarınız için.

 

Sevgili Reşat Saban’ın özelden benle paylaştığı “ Bağımsız bir LGBT hareketi mümkün mü ?”[1] yazısını grup sayfasında paylaşmama ile başlayan çok güzle bir tartışma kimlik beden ve cinsiyet politikaları özelinde çok güzel bir tartışmaya sürüklendi. Bir yandan da yine ilgi çekici bir konu olan “ eşcinselleri değilim ama destekliyorum”  konusunun üzerinden çok güzel bir heeronormativite analizi yapıldı. Yine Sevgili Özgül Ezginin postaladığı “ tecavüz hakkında vazgeçmemiz gereken altı efsane” isimli yazı üzerinde gelişen karşılıklı konuşmalar ve fikri teatileri bizleri cinsel yönelim, cinsiyet, rıza, beden, toplum ve kimlik ekseninde çok farklı mecralara götürdü. Yine Mulla Lapsana kod isimli sahsın yazmış olduğu özetle “ cinsel yönelim biyolojik olarak kodlanır” erkek ve kadın tamamıyla iki ayrı genetikten yarabilmiştir statüsü de toplumsal cinsiyetin her zaman biraz sancılı olan “ genetik mi performatif mi” sorusunu bir kez daha bize hatırlattı.

Bunların hepsinden çok büyük sayılar, çok uzun yazılar hatta akademik ve Alana yönelik araştırmalar çıkar fakat bunu yapacak ne zaman ne de yer olmadığı için ben kendi açımdan hepsini baslık baslık inceleyip anekdotlar tarzı aklımdan geçenleri yazmak istedim.

Mehmet Yasin Puparo şiirinde söyle diyor

            İlk Asama Kolay

Kuklayı Kendince Yontmak

Beli, dirsekleri, dizi, el ayak bilekleri.. Yüzü

…..

Kukla kimdir? Unutmadan,

İkinci asama: Yarattığın kuklayı oynatma…. Ve ne zaman ki ayanda bürgün tras olurken kukla ile kendimiz ayırt edemeyeceksiniz o gün puparolar locasına kuklanız adına kaydolma..

Perdeler arkasında biz olmaktan korkarak yaşadığımız ve hep bir şeylerin arkasında içinde kutularda dolaplarda saklı olarak yaşadığımız kuklaları oynuyoruz. 

Ataerkinin ve toplumsal cinsiyetin bize dayattığı roller sorgulamadan ve kusursuzca yerine getirmek için kuklaları oynuyoruz.  Özne olmaktan çıkıp bir yandan da bize dayatılan ve öğretilen kadın erkek rollerimizi her gün yeniden üretiyoruz.  Bedenimizi teslim ediyor ve sorgulamadan bize öğretilenleri tekrarlayıp kusursuz kuklalar olmak için çok büyük caba harcıyoruz.  Erkek egemen sistemde, tektipçiligin dayatıldığı ve aykırı olmanın ya da tuhaf olmanın toplumsal ahlak örgüsünde kabul görmediği bir politik erk ağanda kendimiz olmaktan çıkıp irademizi başkalarının şekillendirmesine izin veriyoruz.

Bu tartışmayı Kıbrıs özeline taşımak gerekirse ve ilk olarak “ bağımsız bir LGBT hareketi” mümkün mu sorusundan çıkarsak, öncelikle kimliklerimizin özgürleşmesi ve bize dayatılan sistematik egemen kültür ögelerinin dönüşümü gerekmektedir. Kibrisin kuzeyine bu dayatmalardan kurtulmak ve bağımsız özgür kimlikler çerçevesinde bir hareket yaratmak sanırım nerdeyse var olan partizan duruşlar ve aşırı politikleşmiş geçirgen olmayan politik kimlikler ile biraz tahayyül olur gibi. Bu yüzden kamu alanının inşası bağlamında kimliksizleştirmenin de çok ağır bedelli olacaktır. Kişilerin politikleşmiş olan kamusal kimliklerinde arınıp yeni bir kamu alanı ve bağımsız kimlik inşasına girmeleri çok riskli gibi görünüyor. Bu da LGBT hareketi gibi hareketlerin politik biz düzlemede partilerin politikaları veya sivil toplumun particiliğe yakın olan duruşları çerçevesinde giderek kutuplaşıyor. Böylelikle LGBT hareketi kimlik noktasından başlamasına rağmen orda duruyor. Sadece politik bir kimliğe semiyotik olarak bağlanıyor ve o kimliklerin parçası olarak kişileri ve siyasi erki besliyor. Kimlik mücadelesi olarak başlayan LGBT hareketi( ki öyle başlamak zorundadır) sistemi de dönüştüren ve sistemler birlikte verilen bir mücadele olmalıdır.   Yani bir son değil bir araç olmalıdır.

Kıbrıs’ın kuzeyinde ataerkil sistemin ve eril siyasal erkin İktidar inşası içerisinde erkeklik ve tek tipleştirme pratiği yaygın olarak görülmektedir. Politik kimliklerimiz ve tek tip olma daha az riskli bir opsiyon olduğundan kişiler ben LGBT bir bireyim yerine X partiliyim demeyi tercih ediyor. Çünkü kamu alanı inşasında ve kamudaki kimlik pratiğinde bir partili olmak bizi daha az riskli ve daha çok getirili bir duruma sokuyor.  Bu da bizi çok da fazla bu alışılagelmiş statik duruşların dışına çıkmamıza engel koyuyor ve dayatılan üsten bize dikte ettirilen veya görünür olmayan egemen bir sistem içerisine “ kukla” olmayı ve yontulmayı öğretiyor.

Gelecek yazı devamı….

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam