UĞRADIĞI TECAVÜZ YANINA KALDI
TDP Genel Başkanı, Avukat Mine Atlı, ülkemizde bulunan yabancı bir turistin bir otel çalışanı tarafından tecavüze uğradığını belirterek, kadının şikayetçi olmak için Girne Adli Şube’ye gittiğini, ancak tercüman olmadığından saatlerce bekletildiğini, daha sonra polisle hiçbir alakası olmayan bir öğrencinin tercüman diye gönderildiğini söyledi. Atlı, kadının ifadesinin alındığını, ancak şikayetinin alınmadığını belirterek, “polis kadına telkinlerde bulunuyor, şikayetçi olursan deport edilirsin diyor” dedi
Atlı, kadının Adli Şubeye üçüncü kez bu sefer kendisi ile birlikte gittiğini ve ifadesinin kadın bir memur tarafından alındığını belirterek, Adli Şube Amirinin kadının telefonuna el koymak istediğini söyledi. Atlı, kadının telefonu vermek istemediğini, ülkede yabancı olduğunu, takside telefondaki haritalara göre hareket ettiğini söylediğini ve telefonu vermeyerek, bu şekilde tahkikatın sürmesi yönünde talepte bulunarak oradan ayrıldıklarını kaydetti
Mine Atlı, daha sonra kadının barikatta durdurulduğunu, telefonuna el konulduğunu, polisin kadına numaraları bir kağıda yazabilirsin dediğini, ancak kadının yazmasının uzun sürmesi nedeniyle polisin öfkelendiğini belirtti. Mine Atlı, polisin kadının elinden zorla telefonu almaya çalıştığını, kadının ise engel olmak istediğini belirterek, polisi men ve darptan kadına dava okunduğunu söyledi
Atlı, kadının hükümsüz tutuklu olarak bir hafta merkezi cezaevinde kaldığını belirterek, “kadın, bu ülkeden gidebilmek adına işlemediği bir suçu kabul etmek zorunda kalır. Uğradığı tecavüz ise yanına kalır ve bu ülkeden gider” dedi. Atlı, bu kadının polise kendisi ile birlikte gittiğini ifade ederek, “polise yalnız giden kadınların başına Allah bilir neler gelir” diye konuştu
Yeni Bakış
TDP Genel Başkanı, Avukat Mine Atlı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde Yeni Bakış WEB TV’de yayınlanan Ufuk Çağa ile Güne Yeni Bakış programına konuk olarak gündemi değerlendirdi.
Atlı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin özünde güç dengesinin söz konusu olduğunu belirterek, adil olmayan bir güç dengesinden bahsederek, dünyanın güç dengeleri içinde erkek gücünü daha fazla değer aldığını söyledi. Atlı, “güç ve kontrol odağının merkezinde maalesef kadınlardır” diyerek, bebeklikten itibaren birçok toplumsal cinsiyet rolünün yüklendiğini kaydetti. Atlı, yıllar önce Amerika’da bir üniversitenin 10 bin örneklemle bir çalışması olduğunu ifade ederek, “iki resim çizin. Bir kadın resmi bir de bayan resmi denildi. Çıplak olan kadındı, topuklu ayakkabı giyen bayandı, etek giyen bayandı, şapka takan bayandı. Bunlar bizim toplumsal cinsiyet rollerimizdir. Biyolojik olarak doğduğumuz günden itibaren bize yüklenen rollerdir” dedi. Atlı, toplumsal cinsiyet rollerinin gerek evde gerek iş yerinde gerek kamu alanında gerekse siyasette üzerimize birtakım roller yüklediğini söyledi. Mine Atlı, bir erkek siyasetçinin baskın olması ve otoriter olmasının toplum tarafından liderlik vasıfları olan bir kişi olarak kabul gördüğünü, ancak bir kadının bir parti içinde bunları yapmasının mızır bir kadın, sorunlun kadın, agresif kadın olduğunu kaydetti. Atlı, ilişkiler içinde de erkek ve kadına birtakım rollerin yüklenmekte olduğuna işaret ederek, kadının o rollerin dışına çıktığı an erkeğe o kadını dizginleme rolü verildiğini söyledi. Atlı, dünyanın bütün dillerinde bunu destekleyen deyimlerin de olduğunu belirterek, “kızını dövmeyen dizini döver gibi…” dedi. Mine Atlı, iş yaşamında da CEO ‘ların çoğunun erkek olduğunu, bir iş yerinde bir kadının belli bir düzeye geldikten sonra yükselemediğini ve yerinde durduğunu ifade ederek, siyasette de durumun böyle olduğunu belirtti.
“Ülkede bir ev içi şiddet yasamız hala yok”
Atlı, ülkede bir ev içi şiddet yasasının hala olmadığına dikkat çekerek, ilk gündeme taşıdıkları yılın 2014 olduğunu, 2018’den itibaren yasa taslağının hazır olduğunu, 2020 yılından itibaren de yasanın ivediliğinin onaylanmış olmasına rağmen hala meclisin gündemine getirilmediğini söyledi. Atlı, ana muhalefet başta olmak üzere hiçbir milletvekilinin bu konuyu gündem yağmaya çalışmadığına da vurgu yaptı. Mine Atlı, bir koruma kararı alındığında bunun yürürlüğe girmesi için tebliğ edilmesi gerektiğini belirterek, bulamazsa kadının tamamen korunmasız ve savunmasız olduğunu söyledi.
Atlı, geçen hafta yaşanan bir olayı anlatarak, eşi tarafından sopayla dövülmüş bir kadının ofisine geldiğini, çok uzun zamandır şiddet gören bir kadın olduğunu belirtti. Atlı, en son yaşanan olayda polisi komşuların çağırdığını belirterek, ertesi gün söz konusu eşin teminat duruşmasında rastgele orada bulunduğunu söyledi. Atlı, polis veya savcının hiçbir şekilde son yaşanan şiddet öncesindeki şiddet olaylarını mahkemeye taşımadığına vurgu yaparak, ev içi şiddet yasasının bu nedenle çok önemli olduğunu söyledi. Mine Atlı, mahkemede savcının polise, “bu kadının yanına bu adamın yaklaşmaması için bir mekanizma söz konusu mu?” sorusunu sormadığını söyleyerek, böyle bir mevzuatın olmadığından bunun da uygulanmadığını kaydetti. Atlı, adamın çok basit bir teminatla serbest bırakıldığını ifade etti.
“İfadesi alınıyor ama şikayeti alınmıyor”
Atlı, başka bir olayda ise yabancı bir turistin ülkemize gelerek, bir otel çalışanıyla bir ilişkisinin başladığını, cinsel ilişkiye gireceklerinde kadının prezervatif sorduğunu, olmadığını anlayınca devam etmek istemediğini belirtti. Atlı, buna rağmen söz konusu kişinin kadına tecavüz ettiğini belirterek, “kadın şikayetçi olmak için Girne Adli Şube’ye gidiyor, tercüman yok diye, saatlerce bekletiliyor. İfade alınıyor ama şikayet alınmıyor. Kadına telkinlerde bulunuluyor, şikayetçi olursan deport edilirsin deniliyor. Ve kadın bir şekilde caydırılıyor” diye konuştu. Kadının daha sonra avukatı olarak kendisi ile birlikte polise gittiğini belirten Atlı, saatlerce kendisiyle müvekkilinin bekletildiğini, polisle alakası olmayan hiçbir polis ile sözleşmesi alakası olmayan bir öğrencinin geldiğini söyledi. Mine Atlı, tekrardan merkeze döndüklerini, yarın tekrar gelin denildiğini belirterek, üçüncü kez gitmeleriyle bu sefer bir kadın memurun güzel bir şekilde ifade aldığını, ifadeyi amirine götürdüğünü, amirin ise kadının telefonuna el koymamız gerekiyor dediğini belirtti.
“Polisi men ve darptan dava okunuyor”
Atlı, telefonu kadının vermek istemediğini, ülkede yabancı olduğunu, takside telefonda haritalara göre hareket ettiğini söylediğini ve telefonu vermeyerek tahkikatın sürmesi yönünde talepte bulunarak oradan ayrıldıklarını kaydetti. Mine Atlı, daha sonra kadının barikatta durdurulduğunu, telefonuna el konulduğunu, kadına numaraları bir kağıda yazabilirsin dediğini, ancak kadının yazmasının uzun sürmesi nedeniyle polisin öfkelendiğini belirtti. Mine Atlı, polisin kadının elinden telefonu almaya çalıştığını, kadının ise engel olmak istediğini belirterek, polisi men ve darptan kadına dava okunduğunu söyledi.
“Uğradığı tecavüz yanına kaldı ve ülkeden gitti”
Atlı, kadının hükümsüz tutuklu olarak bir hafta merkezi cezaevinde kaldığını belirterek, “kadın, bu ülkeden gidebilmek adına işlemediği bir suçu kabul etmek zorunda kalır. Uğradığı tecavüz yanına kalır ve bu ülkeden gider” dedi. Atlı, bu kadının polise kendisi ile birlikte gittiğini ifade ederek, “polise yalnız giden kadınların başına Allah bilir neler gelir” diye konuştu.
News