DOLAR 32,3400 -0.07%
EURO 34,8790 0.06%
GBP 40,6534 0.01%
ALTIN 2.392,77-0,15
BITCOIN 20731850,83%

Anastasiadis hayal görüyor!

ABONE OL
17 Kasım 2017 10:58
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

AB’nin daha öncede buna benzer bir mekanizma geliştirmeye çalıştığı ama hayata gerçek anlamda geçirilemediğini anımsatan Sözen, “PESCO henüz emekleme dönemindedir. PESCO’nun önümüzdeki birkaç yıl içerisinde NATO’dan bağımsız kendi başına, iyi bir bütçe oluşturarak ve hızlı bir karar verme mekanizması oluşturabileceğini düşünmüyorum” dedi.

Sözen, “Daha tam olarak kurulmamış bir savunma mekanizmasının Kıbrıs Rum tarafının elini iddia edildiği gibi güçlendirebileceğini düşünmüyorum. Güney Kıbrıs’ta seçim dönemi olmasından dolayı Anastasiadis PESCO’yu kullanmak isteyecektir. Ama bu bir hayaldir”

10 yıl sonra bile Avrupa Birliği’nin NATO’dan bağımsız bir savunma mekanizması yaratabileceğinin çok tartışmalı ve net olmadığını belirten Sözen, “O yüzden Kıbrıs Rum tarafının bunu gerçekçi bir şekilde koz olarak kullanabilmesinin çok mümkün olduğunu sanmıyorum” diye konuştu.

NATO’nun içinde Türkiye’nin de olduğunu anımsatan Sözen, “Bu sebeple Türkiye’nin içinde bulunduğu NATO’da AB’nin kuracağı mekanizma ile çelişen konularda NATO ülkelerinin de sözü olacaktır. Bu sebeple Türkiye’nin de bir “veto” şansı olacaktır” şeklinde konuştu.

Müzakereler yeniden başlayıp güvenlik ile garantiler konusu tartışıldığı zaman, Rum tarafının PESCO konusunu gündeme getireceğinden kuşkusu olmadığını vurgulayan Sözen, “Böyle bir oluşumun daha nasıl çalışacağı konusunda bir anlaşma yokken gerçekçi bir şekilde PESCO’yu birleşik Kıbrıs’ın güvenliğinden sorumlu bir mekanizma olarak göstermeleri gerçekçi olmayacaktır” dedi.

Eniz ORAKCIOĞLU

Rum Basınının manşetlerini süsleyen Avrupa Birliği’nin yeni savunma ayağı olan “Daimi  Yapısal İşbirliği’nin (Permanent Structural Cooperation – PESCO)  ve bu gelişmenin Kıbrıs Sorununa nasıl etki edebileceği konusunda Yeni Bakış’a değerlendirmelerde bulunan DAÜ Uluslararası İlişikler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Sözen, PESCO’nun daha emekleme ve bebeklik döneminde olduğunu vurguladı. Sözen, “Daha tam olarak kurulmamış bir savunma mekanizmasının Kıbrıs Rum tarafının elini iddia edildiği gibi güçlendirebileceğini düşünmüyorum. Güney Kıbrıs’ta seçim dönemi olması nedeniyle Anastasiadis PESCO’yu seçim döneminde kullanmak isteyecektir. Ama bu bir hayaldir” dedi.

“Eskiden de ‘BAB’ vardı”
Avrupa Birliği ülkelerinin daha entegre bir güvenlik sistemi geliştirme arzularının yeni bir şey olmadığını anımsatan Prof. Dr. Ahmet Sözen, “Bu taa ikinci Dünya Savaşı sonlarına giden bir arayıştır. Eskiden Batı Avrupa Birliği (BAB) diye bir şey vardı, 1950’lerin ürünü. BAB da güvenlik sistemini geliştirme arzusu ile kurulmuştu, fakat hayata gerçek anlamda geçirilememişti” şeklinde konuştu.

“AB’nin yıllardır bağımsız bir güvenlik sistemi kurma isteği vardır”
Sözen, sözlerini şöyle sürüdürdü; “NATO ikinci Dünya Savaşından sonra kurulan ve ABD’nin güdümünde olan, bütçesinin çok büyük bir kısmını Amerika’nın ödediği bir savunma ve ittifak mekanizmasıdır. Bakıldığı zaman Amerika’nın savunmaya harcadığı para yılda 600 milyar dolar üzerindeyken, Avrupa Birliği’nin tüm ülkelerinin harcadığı para 200 milyar dolar civarındadır. Bu rakamlar bizlere Avrupalıların NATO’ya katkılarının ne kadar az ve Amerika’nın katkılarının ne kadar fazla olduğunu gösteriyor. Bu noktada da Amerika yıllardır bunu Avrupalılara kibar bir şekilde dile getirmekteydi. Kısacası Amerika, “Siz bizim güvenlik şemsiyemiz altındasınız, bunun büyük bir parasal kısmını biz veriyoruz, siz de biraz daha fazla katkı yapın” diye yıllardır süre gelen bir söylem ve tartışma vardı. Amerikan Başkanlığına Trump geldikten sonra bu mesaj artık daha kuvvetli ve kibar ve diplomatik olmayan bir şekilde söylenmeye başladı ve Trump Avrupalılara elinizi cebinize atın demeye başladı. Bu Avrupa Birliği içerisinde Avrupalıların güvenlik konusunda NATO’ya olan bağımlılığını azaltmak ve Avrupa Birliği üyelerinin kendi içinde daha bağımsız bir güvenlik sistemi kurma arzuları bu paralelde yükselmeye başlamıştır. Daimi Yapısal İşbirliği’nin (PESCO) gündeme gelmesinin sebebi de budur. Bunun öncülüğünü de Fransa ve Almanya yapmaktadır.”

“PESCO daha emekleme dönemindedir”
Daimi Yapısal İşbirliği’nin (PESCO) daha emekleme ve bebeklik döneminde olduğunu vurgulayan Sözen, “Bundan sonra ne olacağı ise önümüzdeki yıllar içinde daha da netleşecektir. Yani geçtiğimiz gün Brüksel’de 23 AB üye ülkesi irade beyanında bulundu ama bunun nasıl işleyeceği, nasıl finanse edileceği, karar verme mekanizmalarının nasıl olacağı ortada değildir. 23 ülkenin bu irade beyanında bulunması demek, şu ana kadar anlaşılan kararların ortak bir şekilde verileceği anlamına gelmektedir. 23 ülkenin bir konuda karar vermesi ise bilindiği üzere çok zordur. Özellikle de Avrupa Birliği’nin dış politika ve güvenlik konularında bu güne kadar olan karnesine baktığınız zaman ortak karar verme konusunda sıkıntılar yaşadıklarını görüyoruz. Kısacası PESCO’nun önümüzdeki birkaç yıl içerisinde NATO’dan bağımsız kendi başına, iyi bir bütçe oluşturarak ve hızlı bir karar verme mekanizması oluşturacağını düşünmüyorum” diye konuştu.

“Bu bir hayaldir”
PESCO’nun Kıbrıs sorunu bağlamında değerlendirmesini de yapan Sözen, şunları söyledi; “Daha tam olarak kurulmamış bir savunma mekanizmasının Kıbrıs Rum tarafının elini iddia edildiği gibi güçlendirebileceğini düşünmüyorum. Güney Kıbrıs’ta seçim dönemi olmasından dolayı Anastasiadis PESCO’yu seçim döneminde kullanmak isteyecektir. Ama bu bir hayaldir. Çünkü 10 yıl sonra bile Avrupa Birliği’nin NATO’dan bağımsız bir savunma mekanizması yaratabileceği çok tartışmalı ve net değildir. O yüzden Kıbrıs Rum tarafının bunu gerçekçi bir şekilde koz olarak kullanabilmesinin çok mümkün olduğunu düşünmüyorum.”

“Türkiye’nin veto şansı olacaktır”
 Beyanatlara bakıldığında NATO ile iş birliği içerisinde, NATO’yu tamamlayıcı, NATO ile çelişmeyecek ve bütün kararları NATO ile koordinasyon içerisinde alınacak bir yapıdan bahsedildiğini anlatan Sözen, “NATO’ya bakıldığında ise içerisinde Türkiye’nin de olduğu gerçeği ortadadır. Bu sebeple Türkiye’nin içerisinde bulunduğu NATO’da AB’nin kuracağı mekanizma ile çelişen konularda NATO ülkelerinin de sözü olacaktır. Bu sebeple Türkiye’nin de bir “veto” şansı olacaktır. Kaldı ki NATO’dan bağımsız bir mekanizma oluşabilmesi için buna dahil olan imzacı ülkelerin çok ciddi bir şekilde ellerini ceplerine atmaları gerekir. Kısacası bu ülkeler gayri milli hasılalarının belli bir yüzdeliğini, hatta şimdiye kadar ayırmadıkları yüzdeliklerini güvenlik alanına ayırıp buraya yatırmaları gerekmektedir. Birçok ülke de bu durumda buna yanaşmayacaktır. Zaten ekonomik sıkıntılar içerisinde olan birçok AB ülkesi savunma sanayisine kısa vadede ciddi paralar ayırabileceğini düşünmüyorum” dedi.

“Garantiler konuşulurken gündeme gelecektir”
Müzakereler tekrardan başladığı  ve güvenlik ile garantiler konusu tartışıldığı zaman Rum tarafının PESCO konusunu gündeme getireceğinden kuşkusu olmadığını vurgulayan Sözen, “Böyle bir oluşumun daha nasıl çalışacağı konusunda bir anlaşma yokken gerçekçi bir şekilde PESCO’yu birleşik Kıbrıs’ın güvenliğinden sorumlu bir mekanizma olarak göstermeleri gerçekçi olmayacaktır.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam