DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
GBP 40,7959 -0.56%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 2053940-0,94%

8 Ağustos… Erenköy… Cengiz Topel ve Süleyman Uluçamgil…

ABONE OL
8 Ağustos 2016 10:30
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Ali TEKMAN

Bugün 8 Ağustos…

Doğduğum gün olmasının dışında;

Kıbrıslı Türklerin adada kendi kimlikleriyle tutunabilme mücadelesinin başında gelen Erenköy Direnişinin dönüm noktası olan bir tarih…

Erenköy’de direnenler alınlarından ve ellerinden öpülesi insanlardır…

Tahsillerini yarıda keserek;

Kan ve ateş içindeki mevzilerde cehennemi şartlarda mücadeleye sıvanan bir avuç Kıbrıslı Türk genci;

Bu halkın ne kadar direşken olduğunu;

Ve inandığı yolda ne kadar kararlı durabildiğini dünya âleme ilân etmişlerdi o günlerde…

Gerçekten de bir büyük dönüm noktasıydı…

Erenköy düşseydi;

Kıbrıslı Türkler de düşecekti bu adada…

Erenköy düşseydi;

Türkiye’nin garantör ülke olarak;

En azından havadan askeri müdahalesi de gerçekleşmemiş olacaktı.

15 Temmuz 1974’deki Yunan cunta darbesine gelmeden;

Belki de 15 Ağustos 1964’de;

Ya Makarios’un “Kıbrıs Elen Cumhuriyeti” ilân edilecekti;

Ya da ada olduğu gibi Yunan topraklarına eklemlenecekti.

Bugün 8 Ağustos…

Lefke’de o zor şartlarda dahi;

Rahmetli annem bir şekilde bir doğum günü pastası yapmış;

Mahalledeki birkaç komşuyu da evimizin verandasına çağırarak;

Küçük bir kutlama düzenlemişti.

Lefke’de eli silâh tutan bütün erkekler mevzilerde ve elleri de tetikteydi.

Babam da yoktu o gün…

Diğer direnişçilerimiz gibi mevzideydi.

Yaşım henüz beş olmasına rağmen;

Gökyüzünü adeta yırtarak geçen Türk savaş uçaklarını ve bomba atışlarını çok iyi hatırlarım.

Oyuncak bir makinalı tüfek almışlardı bana doğum günüm için…

Her geçen ve bomba bırakan uçakla birlikte, ben de onun tetiğine basıyordum…

Yollarda “geldiler geldiler” diye haykıran insanlar vardı…

Ne geldi, ne gitti çok da farkında değildim ama…

O çocuk aklımla;

Sanki de bütün bu hengâme, uçaklar ve sokaklara taşan coşkunun;

Doğum günü partimin bir parçası olduğuna hükmettiğimi de çok iyi hatırlarım…

Bir ara birileri;

“Bir uçağımızı düşürdüler” diye haber vermiş…

Toplanıp eve girmiştik.

Düşürülen uçak Yüzbaşı Cengiz Topel’in uçağıydı…

Paraşütle biraz daha Güney’e inmiş olsaydı mücahitlerin mevzilerinde olacaktı…

Olamadı, esir düştü…

Daha sonra işkenceyle şehit edildi…

Çok sayıda Kıbrıslı Türk, bu son derece dramatik hadiseden sonra yeni doğan çocuklarının adını;

Ya Cengiz Topel;

Ya da Cengiz veya Topel koydular…

Onu hiç unutmadılar…

Ben de hiç unutmadım…

Ruhu Şad Olsun…

Erenköy Direnişinden bahsederken;

Henüz 20 yaşında Dillirga Bölgesinin Bozdağ köyünde 21 Temmuz 1964’de şehit düşen genç şair ve direnişçimiz Süleyman Uluçamgil’i anmamak mümkün değildir…

Üç yıla sığdırdığı şiirleriyle, Türkçe’yi o döneme göre yepyeni bir tarzda ve ustaca kullanan Süleyman Uluçamgil;

Çok büyük bir vatansever ve anti-emperyalistti aynı zamanda…

Daha 13-14 yaşlarında İngiliz kolonyalistlere karşı Kıbrıslı Türk halkının sokak direnişinde taş savuran yürekli bir genç…

Çok fazla bilenmişti İngiliz Emperyalizmine karşı…

Ve aynı bilenmişlikle karşı durdu Rumların o dönemde Kıbrıslı Türk toplumuna yönelik saldırılarına hem şiirleriyle hem de elinde silâhıyla…

Kahpe bir bubi tuzağı onu genç yaşta aldı aramızdan…

Kimbilir daha ne büyük eserler verecek, ne büyük bir şair olacaktı.

Onun üç yıla sığdırdığı eserlerini bir kitapta derleyen Orbay Deliceırmak usta, onu en iyi anlatabilen de kişidir…

Şöyle demişti bir şiirinde Süleyman Uluçamgil:

 

Bu avuç içi kadar adada sevgilim

Ulu hem gerçek öykümüzden

Bir döl bu

Dörtyüz senenin şanına karışır.

Yılan gibi kıvrım kıvrım

İpincecik yollar

Bir yönden deniz

Bir yönden şarap

Bir yönden barut kokar…

 

Ve bu dizeler de ona ait:

 

Yirmi yedi Ocaktan yana

Özgür kanatlara değgin

İsteyip tutsak yaşamaksız

Kovalamak sömürgeci korkaklığı

Ölerek…

Belki suyu olmak cömert tarlaların

Yağmurlu gök altında kan olmak

Özgürleşerek…

İşte yirmi yedi Ocaktan sonra

Biz Kıbrıs Türkleri

İşte azgan Anglo-Sakson sömürgecileri

Şiş süngüleriyle aramızda

İşte bizim pencerelerimizin

Gururlu ama mutsuz ışıkları

Bir şairin gölgesini çalmakta sokaklara…

 

Ruhun Şad Olsun Süleyman Uluçamgil…

Erenköy Direnişi;

Şehitleriyle, gazileriyle, Kıbrıslı Türk halkı ve gençliğinin yürekleriyle yazdığı destanın adıdır…

8 Ağustos doğum günümün ötesinde bir anlam taşımaktadır benim için…

 

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam