DOLAR 32,3400 -0.07%
EURO 34,8790 0.06%
GBP 40,6534 0.01%
ALTIN 2.392,77-0,15
BITCOIN 20577213,06%

3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi şart

ABONE OL
30 Temmuz 2018 09:30
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Avukat Boysan Boyra, ülkede adli olayların artık gözle görülür bir şekilde her geçen gün artmakta olduğunu belirterek, Lefkoşa, Mağusa ve Girne’de görev yapan 4 Ceza Mahkemesi’nin ve 2 Ağır Ceza Mahkemesi’nin yoğunluklarının çok fazla olduğunu, mahkemelerin aşırı derecede davalarla yüklendiğini söyledi 


“Suçlara karşı cezaların artırılması tek başına suçları önlemeye yeterli olmayacaktır” diyen Boyra,  işlenen suçların önlenmesi konusunda yargıya ve hükümete ciddi görevler düşmekte olduğunu belirtti


Lefkoşa, Mağusa ve Girne’de görev yapan 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin artık KKTC’de işlenen suçları yargılamaya yetişememekte olduğuna vurgu yapan Boyra, 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin de süratle kurulması gerektiğine dikkat çekti 


Boyra, “3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi kurulurken hükümetin de; yargının kadrolarını, bina ve personel ihtiyaçlarını dikkate alarak yeni düzenlemeler yapması gerekmektedir. Bu nedenle bu konudaki görev sadece yargının değil aynı zamanda hükümetin görevidir” diye konuştu

Deniz ABİDİN 

Avukat Boysan Boyra, ülkede adli olayların artık gözle görülür bir şekilde her geçen gün artmakta olduğunu belirterek, toplum içerisinde tedirginlik ve huzursuzluğun da aynı oranda artmakta olduğuna vurgu yaptı. Boyra, Lefkoşa, Mağusa ve Girne’de görev yapan 4 Ceza Mahkemesi’nin ve 2 Ağır Ceza Mahkemesi’nin yoğunluklarının çok fazla olduğunu mahkemelerin aşırı derecede davalarla yüklendiğini söyledi. 


“Sadece cezalar artırılarak suçlar önlenemez”

Boyra, cezaların caydırıcı olmaktan uzak ve yetersiz olduğunu, bu yüzden suçların önlenemediği konusunda ciddi görüşler olduğunu ifade etti. Boysan Boyra, suçlardaki artışı sadece bu gerekçeye dayandırmanın bizi hatalı bir sonuca götüreceğini düşündüğünü kaydetti. Ceza Yasası’nda yer alan ve suçlar için öngörülen cezaların küçümsenecek düzeyde olmadığını belirten Boyra, tecavüz davalarında öngörülenin ömür boyu hapis cezası olduğunu söyledi. 

Boysan Boyra, uluslararası çocuk hakları yasasına göre 18 yaşını tamamlamamış herkesin çocuk olduğunu belirterek, bu açıdan bakıldığında 18 yaşından küçüklere karşı işlenen taciz suçlarında ceza yasasında bir karmaşa olduğunu ve bu konudaki suçların ve cezaların yeniden düzenlenmesi gerektiğinin altını çizdi. 

“Suçlara karşı cezaların artırılması tek başına suçları önlemeye yeterli olmayacaktır” diyen Boyra, ülkede işlenen suçların önlenmesi konusunda yargıya ve hükümete ciddi görevler düşmekte olduğunu belirtti. 

“3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi kurulmalıdır”

“Yargının ceza yargılamalarındaki işleyişi olması gerektiği gibidir. Ve ciddi bir eleştiri yapılmasını gerektirecek bir hatası yoktur” diyen Boyra, ceza mahkemelerinin görmekte olduğu davaların her yıl artmakta olduğunu söyledi.  “Geciken Adalet, Adalet Değildir” prensibinin hemen her ülkenin dikkat etmesi gereken bir husus olduğunu belirten Avukat Boyra, her yıl Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde uzayan yargılamalar nedeni ile ortaya çıkan adaletsizlikleri konu alan birçok davaların görülmekte olduğunu kaydetti.

Lefkoşa, Mağusa ve Girne’de görev yapan 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinin artık KKTC’de işlenen suçları yargılamaya yetişememekte olduğuna vurgu yapan Boyra, 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin de süratle kurulması gerektiğine dikkat çekti. 

Boyra, “3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi kurulurken hükümetin de; yargının kadrolarını, bina ve personel ihtiyaçlarını dikkate alarak yeni düzenlemeler yapması gerekmektedir. Bu nedenle bu konudaki görev sadece yargının değil aynı zamanda hükümetin görevidir” diye konuştu. 


“Ülkeye girişler daha sıkı denetlenmelidir”

Ülkeye girişlerin daha sıkı denetlenmesi gerektiğini belirten Boyra, bu konudaki görevin ise İçişleri Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’ne düştüğünü söyledi. 

Boyra, şöyle devam etti, “Bu iki kurumun birlikte çalışarak ülkeye giriş yapacaklar konusunda yeni kriterler getirmeleri gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ülkemize giriş-çıkışını hiç bir Kıbrıslı Türk’ün bir sorun olarak gördüğünü düşünmüyorum. Fakat önemli olan suç işlemeye meyilli kişilerin hangi ülke vatandaşı olursa olsun ülkeye girişleri engellenmelidir. Turist, akraba ziyareti veya iş ziyareti veya resmi amaçları olmadan ülkemize gelenler daha sıkı sorgulanmalı ve tatminkar gerekçeleri olmayanların ülkeye girişleri zorlaştırılmalıdır. 

Çünkü suç işleyenler daha çok bu kategorilere girmeyenler arasından çıkmaktadır.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam