DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
GBP 41,0337 -0.05%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21684691,01%
admin

admin

09 Şubat 2024 Cuma

Kıbrıs Türk Şiiri’nden

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçtiğimiz Nisan ayında, haftalık dergilerimizin birinde uzman şair ve yazarımızın “Kıbrıs Türk Şiiri” hakkındaki yazısını okuyordum. Eski ve yeni şairler bir – bir mercek altına alınıyor, üretimden kopmayanlar işaretleniyordu yazısında. Sonra, 1970’lerde ara – ara şiir yazıp da (sonradan vazgeçenler) şimdilerde dizlerinde battaniye evde oturup TV izleyenler zikrediliyordu. (Hayatta olmayan bir yazar hariç diğer isimlerin halâ şiir yazdıklarını ben biliyorum). Örneğin o isimler arasında yakın dostum Cumhur Deliceırmak’ı görünce, “acaba yanlış mı okuyorum?” dedim ve yazıyı üç satır yukarıdan alıp, tekrar okumaya başladım. Yoo, doğru okuyormuşum. Daha geçenlerde Cumhur Deliceırmak ile yaptığımız bir sohbetimizde; “Çok mutluyum. Bu yeni teknoloji sayesinde (yani internet – facebook – sosyal medya) geniş bir kitleyle şiirlerimi buluşturuyorum” diyordu. (Bunlara; okuyucu mu, izleyici mi, beğenici mi, işaretleyici mi deniyor bilmiyorum) Ve bu konu üzerinde epeyce tartıştık Cumhur Deliceırmak ile. Ben, teknolojideki imkanların, kitabın yerini geçemeyeceği görüşündeyim. Ama o mutluydu neticede. “Kitap ne zaman çıkıyor?” dediğimdeyse “yakında inşallah” demişti. Yani, kısaca, şiirden – yazmaktan kopmuş filan değildi. İçimden “işte sevgili dostum şiirlerini kitaplaştırmazsan seni böyle silerler” diyecektim ki, bir de ne göreyim, El Faaatiha listesinde benim ismim de var. Hade tekrar üç satır yukarıdan…

 

Kitapçılar Bizi Boykot Etti, Raflardan mı İndirdi de Görmediniz mi?

Yine doğru okuyormuşum. Gözlüklerimi çıkardım, sildim, temizledim. Evet oradayım işte. El-insaf be birader. İkinci kitabımı çıkaralı bir yıl ancak doldu. Ve şiirlerin altında yazıldıkları tarihler de belirtilmiş. Hade anladık, şiir kitabınız yoksa siz de yoksunuz. Ama benimkinin matbaa ve mürekkep kokusu daha üstünden uçmadı yahu. Yoksa kitapçılar bizi boykot etti, raflardan mı indirdi de görmediniz mi? Ama haklısınız belki, çünkü bizde reklam yok – imza günü yok – promosyon eşrafı yok – TV yok – radyo yok – dost köşe yazarı yok – yoldaş gazete yöneticisi de yok. Tabii, bazıları gibi olmamızın imkânı da yok. Yani, her yıl hatta bazı yıllar iki – üç kez kitap çıkaracak durumda değiliz. Siz, sabah günaydın, akşam iyi uykular devamlı şiir yazdığınız için (bütün gün – her hafta – yıl 12 ay sürekli) bir üstünlüğünüz var elbette, kabul ediyorum. Şimdi aklıma geldi; düşünüyorum da, Direniş Günlüğü’nü incecik 3 – 4 kitap yapabilirdim ben de. Beceriksizlik mi, tecrübesizlik mi, ne derseniz deyin.

        

Herkesin Emeğine Ve Ürünlerine Aynı Saygıyı Göstereceğiz

         Onun için artık tevâzûya gerek yok. Kırk yılda ikinci kitabı çıkarmışım, müsaadenizle dergimizin bu ilk sayısında kendi kitabımı tanıtacağım.

         Bilen bilsin, bilmeyen de öğrensin. Zaten bunu ancak bir kez yapma şansım var. Darılmaca, küsmece olmasın rica ederim.

         Şaka bir yana, haftada bir hazırlayacağımız bu iki sayfada herkese yer verilecek. İster yazmaya devam etsin, ister vazgeçsin, ister vefat etsin. Herkesin emeğine ve ürünlerine aynı saygıyı göstereceğiz.

         Kıbrıslı şairler, şiir yazanlar, şiir sevdalıları bu sayfada yer alacak, tanıtılacak, ürünlerinden örnekler sunulacak. YORUMSUZ. Okuyan karar verecek. (Sanat eleştirmenleri ne güne duruyor)

         Önceki yılların aydın – sanatçı hastalıklarını bu sayfalara yansıtmamaya dikkat edeceğiz. Unutmayalım, bu zavallı ülkenin yazar – çizer – sanatçı erbabının; birbirini hor gören, küçümseyen, kavgalı, küs ve hatta mahkeme koridorlarına bile yansıyan çekememezlikleri hafızalarımızdan henüz silinmedi.

         Yeniden görüşmek dileğiyle…

 

NOT: Unutmadan ve (anti) sosyal medyalara inat, yazışma adresimiz; (dabulyu-dabulyu, ed, com. falan da değil)

M. C. Azizoğlu: P. K: 454 Girne veya P K: M. C. Azizoğlu 44 Çatalköy

Tel: 0533 852 81 81

Ürünlerimiz; (kitap, şiir, eleştiri, takdir v.s.) bekliyorum.

 

Mustafa C. Azizoğlu Özgeçmiş

1954 yılında Lefkoşa’da Dünya’ya geldi. İlkokulu Köfünye’de, 1966 yılından sonra da orta ve lise eğitimini Limasol 19 Mayıs Lisesi’nde tamamladı. 1970’lerde Dünya’da yükselen ve yaygınlaşan sol akımların ve öğretmen örgütlerinin açtıkları “Öğretmenler Kitap Kırtasiye Kooperatifi”nden sağladığı kitapların da katkısıyla, lisedeki yakın arkadaş grubunun içinde Sol fikirleri filizlenmeye başlar. Ayni arkadaşlarıyla; (Aşık F. Mene, Şevket Abdullah ve İsmail Mehmet) “Yüreğimiz Sapandır” isimli şiir kitabını ortaklaşa yayınlar. Ama o günlerde toplumun üstünde ağır hakimiyeti olan otoritelerin gölgesi altında görev yapan “Maarif Dairesi” yetkilileri, kitabın liselerde satışına veya dağıtımına izin vermezler. 1973 yılında İstanbul Arkeoloji, savaştan sonra ise İstanbul Gazetecilik ve Halkla İlişkiler serüveni, Türkiye’deki giderek artan terör ortamının da etkisiyle yarım kalır. İstanbul yıllarında KÖGEF’in Kıbrıs’ta ise Devrimci Gençlik Derneği’nin (DGD) Kültür – Sanat Kolu’nda görev yapar.  Kendilerini 74 kuşağı diye adlandıran bir grup arkadaşıyla (Mehmet Yaşın, Neşe Yaşın, Hakkı Yücel, Aşık Mene vd)  “Karanfil” isimli sanat dergisini çıkarır. Ömrü bir sayılık olan dergi bu sayıyla bile çok ses getirir. Türkiye’deki Varlık, Sanat Emeği dergilerinde şiirleri yayımlanır. Şiir ve karikatürden hiç kopmadan, Girne Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’nde 2009 yılına kadar çalıştıktan sonra emekliye ayrılır. Ürünleri günlük gazete ve dergilerde halen yayınlanmaktadır. “Direniş Günlüğünden” isimli şiir kitabını yakın zamanda kaybettiğimiz şair – yazar Filiz Naldöven’in teşvikleri ve ısrarları üzerine çıkarır.

 

Yayına Hazırlayan: Münür Rahvancıoğlu

Düzelti: Filiz Naldöven, Hüseyin Çakmak

Dizgi: Şeniz Çakmak

Kapak Çizimi: M. C. Azizoğlu

Kapak Tasarım: Ömer Tatlısu

Sayfa Tasarım: Ömer Tatlısu

Khora Yayınları, Mart 2015

 

        

 

MARTILAR AĞLIYORDU

 

KURŞUNLANAN BİR HEMŞEHRİMİN

CENAZESİNİ UĞURLADIK BU SABAH

POLİS KORDUNUNA İNAT

YÜRÜDÜM AKSARAYA…

 

ELİ BOŞ DİLENCİ GİBİ

BAKTI İSTANBUL

VE ARA SOKAKLARDA KOŞARAK KAYBOLDU

TÜRKÇE BİLMEYEN ÇOCUKLAR…

 

KÖMÜR VE EKSOZ DUMANIYLA

TÜTSÜLENDİ AKCİĞERİM

SOLUKSUZ TÜKENİŞLERİN

EŞİĞİNDEYDİ GECELER…

 

BİR VAPUR DÜDÜĞÜ YANKILANDI

İZBE ODAMDA

YILLANMIŞ SARHOŞ EDASIYLA

BOĞULDUM “BAFRA” ÖKSÜRMELERİNDE…

 

GÜNEŞİN DOĞUŞUNU SEYRETMEYE DURDUM

BALIKÇI SANDALLARINDAN RAKI DÖKÜLDÜ DENİZE

UZAKLARDA AĞITLAR YAKILIYORDU ŞİMDİ

VE BOĞAZDA MARTILAR AĞLIYORDU.

 

 

                                                        1978

                                                        İSTANBUL

 

 

ÇEKİLDİKSE AĞLAMA

 

 

MAĞARALARA ÇEKİLDİ KAVGA

AĞLAMA DOSTUM AĞLAMA…

 

LEYLEKLERİN BİR GÖÇ ZAMANI

NARÇİÇEKLERİNİN KIRMIZILIĞINDA YAHUT

ÇIKACAK UMUT UZUN YOLCULUĞUNA

VE TEK ELDEN YÜRÜTÜLECEK KAVGA…

 

UNUTMA DOSTUM UNUTMA

ONLAR GİBİ OLMASADA

BU TOPRAKLARDA DA YAŞANACAK

YILDIZLI SABAHLARIN GÜZELLİĞİ KORKMA…

 

EY BENİM ÇİLELİ İNSANLIĞIM

GARİP YURDUM KANLI GÖZÜM

GÖRMEK BİLMEK DEĞİL

OYSA DAVRANMAMAK ÖLÜMÜN DİĞER ADI…

 

MAĞARALARA ÇEKİLDİ KAVGA

AĞLAMA DOSTUM AĞLAMA.

 

                                      MAYIS-1982

                                      GİRNE

 

 

 

BUNU SEN BİLEMEZSİN

 

SEN BİLEMEZSİN

DUMANLARIN İŞGALİNDEYSE ÇİMENLER

YANIK BİR KOKUYSA KALAN

ÇOCUKLARA MİRAS

NEDENİNİ BİLEMEZSİN

BİLMEK BİLE İSTEMEZSİN… İNAN…

 

SEN BİLEMEZSİN

TRODOS’UN ETEKLERİNDE

KURŞUNA DİZİLİRKEN

BİR GRUP DARBE KARŞITI GENÇ

SICAKTA ÜŞÜMEYİ

BİLEMEZSİN…

 

SEN BİLEMEZSİN

MESARYANIN GÖBEĞİNDE

GÜPEGÜNDÜZ HEM DE

GÖMÜLÜRKEN İNSANLAR CAPCANLI

TOPRAĞIN KARANLIĞINI

BİLEMEZSİN…

 

SEN BİLEMEZSİN

KARPAZIN AÇIKLARINDA

SANDALLARDAN ATILIRKEN MÜLTECİLER

KAYALARA VURAN KANI

DENİZİN ÇIĞLIĞINI

BİLEMEZSİN…

 

SEN BİLEMEZSİN

YURDUNA KÜSEN İNSAN

UMUTLARINI BIRAKIRSA GERİDE

AYRILIĞIN VE İHANETİN

TEKRARINI BİLEMEZSİN

BİLMEK BİLE İSTEMEZSİN… İNAN

 

                                      MART-2006

                                      GİRNE

 

 

KALDI BOĞAZIMIZDA

 

FİLTRESİZ BİR SİGARAYDI HAYATIMIZ

ÇEKTİK İÇİMİZE

BOĞULDUK VE NİKOTİN AKTI SABAHA

GECEYE KAN KUSTUK…

 

YILLANMIŞ BİR ŞARAPTI HAYATIMIZ

İÇTİK DOYASIYA

SALLANDIK VE DÜŞTÜK YARI YOLDA

İNATÇI SARHOŞLARDIK SANKİ…

 

KARA BİR KAHVEYDİ HAYATIMIZ

KÖPÜRDÜ DUDAKLARIMIZDA

SÖKÜLDÜK VE ATILDIK DÖRT TEKERLERDEN

UZAK KOKULARDAYIZ ARTIK…

 

DEMLİ BİR ÇAYDIR HAYATIMIZ

KALDI BOĞAZIMIZDA

HAYKIRDIK VE DUYULMADI SESİMİZ

KIRIK AYRILIKLARDAYIZ ŞİMDİ.

 

 

                            KASIM-2014

                            GİRNE