DOLAR 32,3636 -0.38%
EURO 34,7567 -0.19%
GBP 40,5432 -0.45%
ALTIN 2.393,90-1,17
BITCOIN 19104143,13%

Picasso aramaz bulur, Picasso görmez düşünür

ABONE OL
3 Ağustos 2017 10:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Genelde alışılmış olan bir olay kişi baba soy adını alır ve kullanır veya o soy ismi ile bilinir, fakat dünyanın en büyük ressamlarından biri olan Pablo PİCASSO soy ismini annesinden almıştır.

Maria Picasso soy ismini oğlu Pablo Picassoya vermiştir.

Picasso 1881 yılında Malagada doğmuştur ve 1981 yılında yani 10 yaşındayken baba mesleği olan resme olan ilgisi sayesinde La Coruna’da  Güzel Sanatlar Okuluna üstün bir başarıyla devam edip ve kısa zamanda kendine özgü bir stil kazandı.

Daha çok bir yaşta olmasına rağmen  ( 19 ) sanatın başkenti Parise gider ve oradaki sanat çevrelerinde yer edinmeye başlar.

İki yıl gibi çok kısa bir sürede atölyesi birçok sanatçının buluşma merkezine dönüşür, bu onun sanata bakışını daha da tetikler, çünkü kendi atölyesinde sanat çevresi onun bilgisine bilgi katmaya başlamıştır, böylece sanattaki dünya görüşü oluşmaya başlar.

Bu ortam onun MAVİ DÖNEME geçişine olanak sağlar, yaptığı resimlerde mavi renk hakim olur.

Picasso 1905 yılındaki Mavi dönemde, “Pierette’nin Düğünü” isimli resmini yaptı. Japon gayrimenkul geliştiricisi 1989 yılında Tokyo’dan Tomonori Tsurumaki telefon aracılığıyla 51.3 milyon dolara açık artırmada resmi satın aldı. Bu fiyat O zamanki rekor fiyattı.

Barcelona, Gosol ve Leridaya yaptığı yolculukla heykel sanatını keşfeder ve Matisse  ile tanışır. BU tanışma onun ilkel Afrika sanatının çekiciliğine kapılmasına sebep olur.

1906 yılında Braque ve Derain’le tanışması sayesinde KÜBİZM’e yöneldi ve kübik tarzda eserler vermeye başladı.

1917 yılı onun farklı alanlara da girmesine neden oldu, bale dekoru.

Dostu Jean  Cocteau’ nun yoğun baskılarına dayanamaz ve Parade balesinin dekorlarını yapmak üzere İtalyaya gider. Bu çalışma onun klasik sanatın derin ve çarpıcı yönünü keşfetmesine neden olur.

Pablo Picasso sanatsal eylemlerini iki farklı olay üzerinde yürütmeye başlar. Gerçekçiliği betimleyen KLASİZM ve Mantığı ön planda tutan KÜBİZM .

Bu iki tarz , bu iki akım onun eserlerinde ciddi şekilde görülür

1936 yılında İspanya iç savaşında cumhuriyetçilerin tarafını tutar, bu duruşu onun  Prado’ nun müdürlüğe atanmasına neden olur.

GUARNECİA isimli tablosunda bu duruşunu somut olarak görmekteyiz. Hatta bir sergi sırasında yanında duran Alman generali ona bu resmi nasıl yaptığınız diye sorduğu zaman , kıvrak zekası ve hazır cevaplığı ile bunu ben yapmadım siz yaptınız der.

Aşağıdaki resim ünlü GUARNECİA isimli tablosudur ve  28 bombardıman uçağının 26 Nisan 1937 yılında Nazi Almanlar tarafından  Guernica şehrini bombalamasını anlatmaktadır. Tablo 7,76 m eninde ve 3,49 m yüksekliğindedir.

Picassonun en farklı yönü sade fakat sonsuz özlemlerini hep duygu ve stilin doruğunda gerçekleştirebilmesidir.

İçindeki duygusal atılımlar izlenimleri yorumlamaya yeterli olmaktadır.

 Kullandığı renkler parlak, yüzeyleri geniştir. Fırça darbeleriyle noktalama stiline yönelen gerilimli bir teknik kullanmıştır.

İnsancıl konularda, fakir , yaşlı çalgıcılar, körler, kimsesiz zavallı çiftler ön plandadır.

Picasso, yaşantısının son senelerinde  dek ayni gençlik gücüne, ayni tazeliğe, ayni arayış gerilimine ve sıcak tutkuya sahip olabilmiş nadir insanlardan biridir.

Kısacası onun için şunu söyleyebiliriz.

Picasso aramaz bulur, Picasso görmez düşünür.

Picassonun baş yapıtlarından biri olan AVİGNONLU KIZLAR, 1906‘nın sonlarına doğru çalışmalarına başladığı bir eseridir.

Bu resim için 809 tane taslak çizim yapmıştır. Ayrıca yine 1906 yılında İki Çıplak Kadın adlı tablosuyla ayna karşısında Venüs temasını kurgular, bu çalışması Avignonlu Kızlar’ın bir ön çalışması olarak kabul edilmektedir. İlk etapta “Avignon Genelevi” adını verdiği bu tabloda öğrenci ve bir de denizci olmak üzere iki erkek resmedilmiştir.

Resimde kullanılan yüzlerde simetri reddedilmektedir. Picasso, primitif ve arkaik sanata yeni bir gözle bakıp bu izlenimleriyle eserlerini zenginleştirmiştir.

Picasso, Avignonlu Kızlar’ın kulaklarını bir masktan esinlenerek yaptığını yıllar sonra belirtmiştir.

Avignonlu Kızlar resmi, içeriğiyle değil, figürlerinin, mekânın parçalanmış ve bozulmuş tarzıyla insanları şaşırtmış.

Picasso’nun kübist anlayışı ilk kez bu resimle ortaya çıkmıştır. Picasso bir resmin görüldüğü gibi değil, görülmek istendiği gibi çizilmesinden yana olduğunu bu tablo ile vurgulamak istemiştir. 

Aşağıdaki resim  ise Sanatçının 1904 yılındaki çalışmasıdır ve bu resmin  arkasında ilginç bir hikaye vardır.

Picasso, Monmartre ile aynı adı taşıyan ünlü bir meyhaneye ücretsiz yemek karşılığında “Au Lapin Agile” isimli resmi yapmıştır. Restoran sahibi Frede, 1912 yılında sadece 20 dolara resmi sattı. Sanat koleksiyoncusu Joan Whitney Payson, 1952 yılında bu resmi satın aldı. Ünlü resmi 1989 yılında 40.7 milyon dolara Annenburg Koleksiyonu tarafından satın alındı.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam