Asimilasyon, toplumsal grupların etkileşime geçmesiyle ortaya çıkan sosyo-külkültürel bir karşılaşmadır. Böyle bir etkileşimde bir kültürel sistemin başka bir kültürel sistemi ya da sistemleri zamanla kendine benzetmesi ve etkisi altına alması sonucunda asimilasyon gerçekleşmektedir. Latince “benzer yapmak” (assimilare) anlamına gelen bir köke sahip asimilasyon, böyle bir durumda karşımıza çıkan bir kavram ve görece yavaş, kuşaklar boyu süren uzun bir süreç. Bu süreçte başat kültür, etki altına aldığı kültürün kendine özgü özelliklerini bozup, bu kültürel sistemin ideallerini ve bu ideallere ulaşmak için kullandığı araçları ortadan kaldırıyor. Baskın kültür, tâbi kültürün zanaat, teknik gibi maddî; dil, tarih, gelenek, görenek gibi manevî tüm karakteristik özelliklerini çoğunlukla belli bir oranda “güç” kullanıp dönüştürerek kendi bünyesine katıyor. Nihayetinde edilgen kültür başat kültürün içinde eriyor.
Bir biri ardına bitip tükenmeyen festivaller adeta kuzey Kıbrıs’ın sembolleri haline gelmiştir. Hem de panayır bile diyemeyeceğimiz türden.
Bu ülkenin en güzel geleneklerinden bir tanesi de panayır kültürüydü. Çünkü temeli üretim ilişkilerine dayalıydı. Fakat şimdilerde, çok kültürlülüğün ve kültürel asimilasyonun dayattığı festivaller revaçta.
Neden?
Çünkü bir ülkeyi ve onun değerlerini ortadan kaldırmanın en kolay yolu da kültürel asimilasyondur. Kültürler her daim uzlaşma ve etkileşime dayalı bir olguya dayalı olduğundan dolayı. Bunu ister bir uzlaşma ve kaynaşma olarak kullanır ve geliştirerek daha öteye taşırsınız ya da bir kültürün diğerini domine ederek ortedan kalkmasını sağlarsınız. Kuzey Kıbrıs bu kültürel asimilasyon konusunda en güzel örneklerden bir tanesidir. Bunu gerçekleştirmekse yıllara dayalı sinsi bir politikayı gerektirir.
1990 lı yılların sonlarına kadar olan süreçte bu tip etkilikler hemen hemen yok denecek durumdaydı. Yani örnek göstermek gerekirse 1974 yılı öncesine daylı olan panayır kültürümüzün eseri olan iskele panayırı ve etkinlikleri bu ülkede yapılan etkinliklerden birkaç tanseni oluşturuyordu. Çünkü bu yıllar arasında Türkiye’den taşınan nüfusun yetersizliği bu alanda etkin olamamalarını da bersberinde getirmiştir.
AKP nin iktidara gelişiyle birlikte adeta düğmeye basılarak hem demokrafik yapının değiştirilmesi hızlandırılmış hem de kültürel asimilasyon devreye sokulmuştur. Bunun için devereye sokulan en önemli şeylerden biri de yerli işbirlikçilerin daha aktiv olmasının belli şartlara bağlanmasıydı.
Toplumlar tarihine baktığımızda hiçbir toplum bu kadar kolay ve teslimiyetçiliğe dayalı bir yönelimle işgalcisine telim olmamıştır. Evet tek bir ülke bile bullamazsınız. Fakat kuzey kıbrıs’a baktığınızda herkes işgalcisine sorgusuz sualsiz teslim olmuştur. Pek tabi bunun en büyük nedeni 1950 den itibaren başlayan ötekileme politikaları ve 1974 yılından sonra yerlerini terketmek zorunda kalan kıbrıslı rumların ortada bıraktığı ekonomik değerlerin yağmalanması. Yani ganimet kültürü. Tabi hal böyle olunca o toplumu asimile etmekte o kadar kolay olur.
Geldiğimiz noktaya baktığımızda, bu yönelimin eseri olarak özellikle türkçe konuşan kıbrıslılar bir daha asla sahip olamayacakları aidiet duygusunu kaymetmişlerdir.
Aidiyet duygusunun oluşumunu zamansal olarak ele alırsak buna ulaşmanın en az 70 ile 100 yıla tekabül ettiğini görürüz.
Yazık ki ne yazık.
İşte işgalci bunu çok iyi bildiğinden 1974 yılından sonra yaapılan nüfus mübadelesiyle de hem türkçe konuşan hem rumca konuşan göçmenleri toplu olarak bir yere değil çeşitli yerleşim yerlerine dağıtarak uzun vadede hedeflediği asimilasyonu da ta o günlerden gerçekleştirmiştir. Ve gerçekleştirmeye ve eski kıbrıslıları temizlemeye devam edecektir.
Seksen beş milyona karşı yüz bin türkçe konuşan. Ne şansı olabilir ki.
Bir ihtimal belki olabilirdi, 400 yıl birlikte yaşadığı yurttaşlarının malına çökmemiş olsaydı eğer.
Bakmayın bir avuç insanın serzenişine. İnanın onların da yüzde doksanı buna adapte olmuş ve sistemle uzlaşmış insanlardır. Geriye kalan samimi yüzde onunsa vay hali.
Çok yakında yepyeni bir festival kıbrısın tarihine damgasını vuracaktır.
YENİ KIBRISLILARIN ESKİ KIBRISLILARI TEMİZLEME KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ.
Ne ekesen onu biçersin deyiminin en güzel örneğidir kuzey kıbrıs.
Üzgünmüyüm? HAYIR… ASLA ÜZGÜN DEĞİLİM… HATTA DİYORUM Kİ HEPİNİZİN MÜSTEHAKIDIR..