DOLAR 32,5154 -0.1%
EURO 34,8199 -0.15%
GBP 40,4810 -0.1%
ALTIN 2.426,72-0,13
BITCOIN 2119711-3,05%

ELVİS PRESLEY

ABONE OL
5 Ağustos 2017 07:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Zenci gibi şarkı söyleyen adam olarak da bilinen bir efsane ses, bir KRAL.

8 Ocak 1935’de ikiziyle birlikte Amerikan ırkçılığının merkezi olan Mississippi’nin Tupelo kasabasında dünyaya gelmiştir.

Ancak ikizi Jessie Garon doğumdan 6 saat sonra ölmüş ve annesi bunu nedenle onun yani Elvis’in çok güçlü bir çocuk olduğuna inanmıştır.

Evet bugünkü sanatçımız Elvis PRESLEY

Elvis Presley 10 yaşında küçük bir çocukken bir yetenek yarışmasına katılmış ve rakiplerine göre epey küçük olan boyundan dolayı burada mikrofona uzanabilmek için bir sandalyeye çıkıp şarkısını söylemiştir.

Yarışmada kovboy kıyafeti giyerek söylediği “Old Shep” isimli parçayla ikincilik ödülünü alarak 5 dolar kazanmış ve  profesyonelliğe ilk adımını atmıştır.

1946 yılında henüz 11 yaşındayken, babasından ona bir bisiklet almasını ister ancak buna parası yetmeyen baba Vernon, oğluna bir gitar alabilir.

Bu gitar onun hayatının değişme noktasını oluşturur.

Köhne evlerinin odalarında gitar çalışan Elvis, dört genç arkadaşıyla  birlikte bir grupta çalmaya başlar.

Elvis bu dönemler içerisinde ailesine destek olabilmek için kamyon şoförlüğü de yapan Elvis Presley, onunla  bütünleşmiş o uzun favorilerini, diğer kamyon şoförlerine özendiği için bırakmış.

Elvis’in çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği Memphis “blues” müziğinin sıklıkla duyulduğu bir yerdir ve  Memphis’teki  Beale Caddesi’ne giren bir beyazın, blues dinledikten sonra beyaz kalmak istemeyeceği yönünde  yaygın söylemler varmış.

Elvis’in de işte buralarda siyahların barlarına gidip, arada bir sahne almaktadır. Hatta söylentiler o ki bunu yapabilen tek beyazın Elvis Presley olduğu yönündedir.

Elvis Presley 18 yaşına basar basmaz, Memphis’in tek plak şirketi olan Memphis Recording Service’nin (daha sonra Sun Records adını almış) kapısını çalar ve  deneme kayıtları doldurur ama ona geri dönüş yapılmaz.

Tam da o dönemler, yöneticileri beyaz olan ama yalnızca siyah şarkıcılara kayıt yapan stüdyonun sahiplerinden Sam Philips, şirketin bu durumunu değiştirebilmek için zenci gibi söyleyen bir beyaz aramaya başlar.

Kader veya şans ağlarını örmeye başlamıştır bir kere.

“That’s All Right” yorumuyla, insanların dikkatini çekmeyi başaran Elvis, özellikle de gençler tarafından ilgi görmüştür.

Ancak bazıları da onu eleştiri yağmuruna tutmaktadır, çünkü  Elvis Presley, beyaz olmasına rağmen siyahların tarzında şarkı söylemektedir.

Irkçıların ve kilisenin istemediği bu müzik tarzı, kısa süre içerisinde kulaktan kulağa yayılmaya başlar ve büyük beğeni kazanır.

Bir diskjokey olan Alan Freed de müziğe ilgi duymuş ve programında bu tarzı siyah argosunda cinsel ilişki anlamına gelen Rock’n Roll şeklinde tanımlamıştır.

Kısacası Rock’n Roll tarzı müzik Elvis ile yaşam bulmuştur.

Burada  ilginç olan bir şeye dikkat çekmek isterim , bu müzik yani  Elvis Presley tarzı Rock’n Roll  müziği şeytanın müziği olarak nitelendirilmiştir.

Hatta bir süre sonra Rock’n Roll, kiliselerde verilen vaazların yegane konusu haline gelmiştir.

Öte yandan, FBI da Elvis Presley’i mercek altına almış, birim başkanı Edgar J. Hoover, Rock’n Roll için komünizmden daha büyük bela olduğu yönünde açıklamalarında bulunmuştur.

Oysa Elvis Presley’in  komünizm ile uzaktan yakından alakası yoktur ve işin garip tarafı bu yıllarda  Elvis de  müziği de komünist ülkelerde yasaklanmaktadır.

İnsan ney yapacağını bilmez beğenmediği şeye tut kaka der ya işte bu da o hesap.

İlk kaydını “Heartbreak Hotel” isimli şarkısıyla 10 Ocak 1956’da yapmış, parça haftalar boyunca müzik listelerinde birinci olmuştur.

Aynı yıl katıldığı televizyon programıyla iyice ünlenmiş, ardından “Hound Dog” isimli şarkıyı söylerken yaptığı dansıyla okları tekrar kendine doğru çekmiştir.

Tutucular, Rock’n Roll kralının dansının ahlaka aykırı olduğunu savunmuşlardır.

Çoğu konseri ahlaksızca dans edecek şüphesiyle, polis gözetiminde ve kameralar eşliğinde yapılmış.

“I Want You, I Need You, I Love You” isimli şarkısıyla 11 hafta boyunca listelerde kalan Elvis her geçen gün biraz daha ünlenirken, paranoya korkuları  daha da artmaya başlamıştır.

1958 yılında annesinin ölümünden sonra ise çok zor günler yaşamış. Annesine aşırı derecede bağlı olan sanatçı, onun yokluğuyla başa çıkabilmek için doktorlara başvurmuş ve ileride bir uyuşturucu bağımlısı olmasına yol açacak ilaçlar kullanmaya başlamıştır.

Şöhrete kavuşmasına rağmen yaşadığı yoksulluğu hiçbir zaman unutmayan Elvis, servetinin yarısını hayır işlerine harcamıştır.

Hastanelere bağış yapmış, sağlık kampanyalarına destek olmuş, pek çok organizasyonda aktif olarak görev almıştır.

1968 yılında Rolls Royce marka arabalarından bir tanesini zihinsel engelli çocuklar yararına açık arttırmayla satılması için bağışta bile bulunmuştur.

Pek çok insanı borcunu kapatıp, her daim zor durumda olanlara yardım etmeyi bilmiş ancak  yaptığı yardımların çoğunu gizli tuttuğu için toplamda ne kadar bağış yaptığı bilinmemektedir.

Şarkıların yanı sıra pek çok filmde ( 33 film ) de yer alan Rock’n Rollun  kralı, hem yaşarken hem de ölümünden sonra bir efsane olmayı başarmıştır.

Onlarca şarkısı bulunan Elvis Presley’in birkaç şarkısından da bahsedelim. Can’t Help Falling in Love,  All Shook Up,  Hound Dog, Fever, Stuck On You, Love Me Tender, Don’t Be Cruel, Blue Suede Shoes, I Want You, I Need You, I Love You, Heartbreak Hotel, Always on My Mind .

16 Ağustos 1977’de kalp yetmezliği nedeniyle hayata veda eden Presley’in ölümü hakkında çok farklı şeyler de söylenmektedir.

Kimilerine göre kral yüksek dozda uyuşturucu almıştır, kimilerine göre o bir illuminatinin kurbanı olmuştur, kimilerine göre dişçisinin verdiği kodein kalbini durdurmuştur, kimilerine göreyse Elvis Presley ölmemiş sadece başka bir diyara geçmiştir.

Her kim ne söylerse söylesin şu gerçek var ki o bir müthiş ses ve müthiş bir yorumcuydu, şarkıları hala nesilden nesile söyleniyorsa onun büyüklüğü ve kendisine yakıştırılan KRAL ismi boşuna değildi.

Unutulmasın ki efsaneler ölmez.

ANLAYANA !!!

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam