“Ekonomi ‘8 yıldır’ patinaj yapıyor”

Deniz ABİDİN

 

Ekonomist Necdet Ergün, ekonomisinin yeterince büyütülemediğini belirterek, “KKTC ekonomisinin 8 yıldır patinaj yapıyor” dedi. Ergün, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu ve çıkış yolunu Yeni Bakış’a açıkladı.

Ergün, ülke olarak bugünlerde 6 milyar USD civarında olunması gerekirken 4 milyar USD civarında kalındığına dikkat çekerek, bu sürede vatandaşın  refah kaybı yaşadığını ve ülkenin gelir dağılımının bozulduğunu kaydetti.

Satın alma gücünün düştüğünü ifade eden Ergün, yerli istihdamda yeterince kalifiye-ara eleman ve ekonomiye girişimci veya yönetici olarak katılacak insanlar yetiştirilemediğini belirtti.

 

“Köklü reformlar şart”

Ergün, yüksek kamu borç stokunun ve yüksek özel sektör-tüketici borçluluğunun içerisinde, kamusal bataklıklar ve mali açıklarla, orta gelir tuzağında kıvranan bir ekonomi içinde olunduğuna dikkat çekerek, çok köklü reformlar yapılması gerektiğini söyledi.

Ekonomiyi  “ dış taleple büyütecek ” yeni bir hikaye-kurgu-vizyon ortaya konulması gerektiğini belirten Ergün, “ finansman, sermaye ve insan taşıyacak”, daha çok dışarıya hizmet ve az biraz mal satacağımız güçlü bir politika paketi-programına gerek olduğunu kaydetti. Ergün, “KKTC’nin fabrika ayarlarına ciddi kaba ayarlar yapmak lazım” diye konuştu.

 

“Sorunlar hep halı altına süpürüldü”

Ergün, şunları söyledi, “KKTC yıllar içerisinde uluslararası hukukun dışında kalarak ve sürekli çözüm beklentisi ile sorunlarını halı altına süpürdü. Bütün bunlar fabrika ayarlarında ciddi bozulma yaşamasına neden oldu. Ne yazık, vatandaşlarımızın çoğu avanta ve kayırmaya alıştı, vatandaşlarımızın çoğu devleti avanta-kayırma aracı olarak görüyor ve siyasilerimizin de çoğu bu avanta-kayırmayı dağıtma üzerine siyaset yapıyor. Sonuçta,  toplumun önemli bir kesimi kamusal ve özel suni ekonomik gettolar yarattı. Şimdilerde de kimse daha iyi bir proje-gelecek görmeden bundan vazgeçmek istemiyor. Bunu ancak çok güçlü bir yönetimle ve toplumu ikna edeceğiniz bir programla kırabilirsiniz”

 

“Başkanlık sistemine geçilmeli”

Ekonomist Ergün, KKTC’nin normalleşmesi için mutlaka eş zamanlı dört konuda adım atılması

gerektiğini belirterek, parlamenter sistemin terkedilerek Başkanlık rejimine geçilmesi gerektiğini söyledi. 40 yılda 38 hükümetin yaratıldığına vurgu yapan Ergün, en büyük sorunun istikrarlı icraatçı uzun vadeli sahipli sorumlu tek elden yönetilen hükümetlerin yaratılmamış olması olduğunu kaydetti.

 

“Türkiye ile rekabetçi değil tamamlayıcı bir vizyon şart”

Türkiye ile ekonomik ilişkilerin revize edilmesi gerektiğini belirten Ergün, şöyle devam etti, “De Facto TL para birliğini ya terk etmeliyiz (başka para), ya da TC para merkez bankacılığı sistemine dahil olmalıyız. Bunun yanında, TC’nin Kuzey Kıbrıs’a kredi ve yardım politikasını değiştirmeliyiz. Türkiye cari bütçeye kaynak aktarmamalı ve yatırım bütçesini de direkt bizim siyasi irademiz şekillendirmeli ve yönetmelidir. Şimdiki gibi TC kalkınma ve işbirliği ofisi üzerinden değil. TC-KKTC arasında yer alan mal-hizmet-kişi-sermaye akımlar ilişkisi  Türkiye’nin yeni dünyadaki yerine konumlandırmasına göre yeniden kurgulanmalıdır.

Yani, Türkiye, çok bariz bir şekilde batı ittifakını(Avrupa-ABD), Rusya-Çin bloku ile dengeleme politikasında ve bulunduğu coğrafyadaki gücünü çok yönlü çıkarlarını gözeterek  iki büyük bloğun ara kesiti haline getirme hedefinde. Türkiye, dünyanın doğu-batı ve kuzey-güney ekseninde merkez-hup-köprü ülke olma amacıyla, her iki blokla karşılıklı bağımlılığını artırma vizyonunda. Turizm, enerji, ticaret, finans, hava ve deniz taşımacılığında Türkiye’nin yeni konumlanmasına göre, Türkiye ile rekabetçi değil tamamlayıcı bir ekonomi vizyonuyla ekonomik ilişki kurulması gerekiyor”

Tüm bunların olmazsa olmaz başlangıçta yapılması gereken kaba ayarlar olduğuna dikkat çeken Ergün, ekonomik programın temel ekonomik vizyonu ve referansı olması gerektiğini söyledi. Ergün, Kuzey Kıbrıs ekonomisi turizm ve üniversite sektörleri lokomotifliğinde hizmetler sektörüne dayalı bir ekonomi olduğunu ifade ederek, tarım ve sanayi sektörlerine yönelik politikaların hizmetler sektörüne rekabetçi değil, tamamlayıcı vizyonla uygulanması gerektiğini söyledi.

 

“Yabancı sermaye-yatırımcı dostu politikalar uygulanmalı”

Ergün, “KKTC’nin bastırılmış-atıl ekonomik potansiyellerini açığa çıkarmak istiyorsak, mutlaka ekonomide; Yasakçı ve korumacı ithalat rejimini terk edeceğiz, kamusal hizmetlerin çoğunu özelleştireceğiz, birçok sektörü ve piyasayı liberalize edeceğiz, Hem devlette hem belediyelerde özel sektör dinamizmini kullanarak “ yap-işlet ” ve “ yap-işlet-devret” modellerini devreye koyacağız, yatırımcı dostu vergi reformu yapacağız, ekonomideki teşvik ve sübvansiye sistemini kökten değiştireceğiz. Finansmana erişim ve finansman maliyetini iyileştirici açılımlarla ve yeni finansal enstrümanları hayata geçireceğiz. İş ve yatırım ikliminin önündeki bürokrasiyi iyileştirip-basitleştireceğiz. Yabancı sermaye-yatırımcı dostu politikalar uygulayacağız. Girişimciliği ve hayatın birçok alanında birleşmeleri teşvik edeceğiz. İnsan kaynaklarımızı hem ülke ihtiyaçlarına, hem de yenidünya ekonomisine göre dönüştürmek için eğitim sistemimizi değiştireceğiz. Bunları yapmadan kimse KKTC’de daha fazla refah ve yaşam kalitesinin artmasını beklemesin” diye konuştu.