‘2004’ün de ötesinde bir hayal kırıklığı yaşanabilir’

Prof. Dr. Erol Kaymak, Kıbrıs müzakere sürecini ve iç siyaseti Yeni Bakış’a değerlendirdi. Rum lider Anastasiadis’in ‘bütün konuları görüşmek üzere Cenevre’ye gitmeye hazırım’ demekle ne kadar samimi olduğunun tartışıldığını belirterek, yaptığı açıklamanın Eide’ye gönderme olduğunu söyledi.

Kaymak, 2017 yılına gelinmesine rağmen hala ciddi adım atılamadığına dikkat çekerek, iç konularda bir türlü uzlaşı sağlanamadığını, hatta gerilemelerin söz konusu olduğunu belirtti.

Kaymak, “Gelinen süreç aslında kritik bir süreçtir. Müşterek bir zemin bulunamazsa, iki federasyonlu vizyon ortadan kalkarsa bir belirsizlik ortaya çıkacak. Bu da istikrarsızlığa yol açacak. 2004’ün ötesinde bir hayal kırıklığı yaşanabilir. Benim böyle bir endişem var” diye konuştu.

Kaymak, görüşmelerin sona ermesi durumunda,  Eide’nin iyi niyet misyonunu devam edip ettirmeyeceğini ve görüşmeler konusundaki esas düşüncesini Güvenlik Konseyine aktarması gerektiğini kaydetti.

Deniz ABİDİN

Prof. Dr. Erol Kaymak, Kıbrıs müzakere sürecini ve iç siyaseti Yeni Bakış’a değerlendirdi. Kaymak, Kıbrıs müzakere süreci boyunca iç konularda bir türlü uzlaşı sağlanamadığını belirterek, Cenevre görüşmesinin gerçekleşmesi için Anastasiadis’in tam tersine konuştuğunu anımsattı. Kaymak, Anastasiadis’in Cenevre’ye gidilebilmesi için toprak dahil anlaşılması gerektiğini ifade ettiğini,  ardından güvenlik konularının ele alınması gerektiğini belirttiğini söyledi. Kaymak, şimdi ise tam tersi bir yol izlenmek istendiğine dikkat çekerek, bunun nedeninin bir baskının sonucu olduğunu kaydetti. Kaymak, Anastasiadis’in masadan kaçtığına dair bir söylentinin söz konusu olduğunu belirterek, bunun sadece Cumhurbaşkanı Akıncı’nın iddiası olmadığını, Güney basınında da bu tarz haberlerin çıktığını söyledi.  

“Sondaj daha büyük krizlere neden olabilir”

Kaymak, görüşmelerin bitmesi durumunda Eide’nin iyi niyet misyonunun devam edip etmeyeceği ve görüşmeler konusundaki esas düşüncesini güvenlik konseyine aktarması gerektiğini belirtti. Kaymak, Anastasiadis’in “ben hiçbir zaman masadan kalkmadım” dediğini dile getirerek, masadan kalkan taraf gibi görünmek istemediğine dikkat çekti. Kaymak, Eide’nin her zaman arabuluculuk yaparak müzakerelerin kopmasını engellediğini belirterek, son günlerde sondaj çalışmalarının başlamasıyla birlikte daha genel bir krizin başlayacak olmasından ötürü bir endişenin söz konusu olduğunu kaydetti.

“2004’ün ötesinde bir hayal kırıklığı yaşanabilir”

Kaymak, “Müzakerelerin seyri konusunda öngörünüz nedir?” şeklindeki soruya karşılık ise şunları söyledi, “Bu soru bana 2004 yılında sorulmuş olsaydı, muhtemelen AB’nin entegrasyon süreci devam edecek, Türkiye ile olan ilişkiler ilerleyecek, nihayetinde bir ara  formül bulunacak. Ancak bugüne bakıldığında yıl 2017 ve hala ciddi bir adım atılamadı. Hatta gerilemeler söz konusu. Türkiye’nin AB ile olan ilişkisinin kopma noktasına geldik. Gelinen süreç aslında kritik bir süreçtir. Müşterek bir zemin bulunamazsa, iki federasyonlu vizyon ortadan kalkarsa bir belirsizlik ortaya çıkacak. Bu da istikrarsızlığa yol açacak. Birçok zaman ‘bu son şans’ deniliyordu. Sayın Akıncı samimiyetle federasyonu savunan bir liderdir. Bundan önceki liderlerin ne derece samimi oldukları sorgulanabileceği gibi Akıncı’dan sonra Kuzey’de federasyonu savunabilecek bir siyasi liderin olamayacağı noktasına gelebiliriz. Rum tarafı bunu ertelemek isteyebilirler. Ancak işin realitesi şudur ki müzakereler kopar mı? Bizde bu tür bir müzakere sürdürebilecek siyasi irade ortaya çıkar mı? Yeni nesil siyasiler ortaya çıkıyor. Bu yeni nesil, Akıncı’nın başarısızlığı ile sonuçlanan bir süreci kaldığı yerden devam ettirebilir mi? Bayrak yarışını devam ettirebilecek iradeyi bulurlar mı? Bizde bu yönde bir sıkıntı yaşanabilir. Şimdi 2004’ün ötesinde bir hayal kırıklığı yaşanabilir. Benim böyle bir endişem var”

“Anastasiadis yıpratılmak isteniyor”

Prof. Dr. Erol Kaymak, Anastasiadis’in müzakerelerde daha samimi olması durumunda dahi referanduma gitme mecburiyetinin söz konusu olduğunu, 2018 yılında yapılacak olan Başkanlık seçiminin ise bunun bir provası olduğunu söyledi. “Bunu ilk kez yaşamıyoruz. Annan Planı ortaya çıktığı zaman Kleridis’in şartı bir şekilde tekrardan aday olmuştu” diyen Kaymak, o dönem Papadolulos’un bir referandum şeklinde seçimi kazandığını anımsattı.  Kaymak, benzer bir olayın tekrar yaşanabileceğine dikkat çekerek, Anastasiadis’in sürdürdüğü müzakereler karşısında şahin bir pozisyon alınmakta olduğunu kaydetti.

“Anastasiadis yıpratılmak isteniyor, belki de siyasette yeteri kadar güçlü olduğunu düşünmüyor” diyen Kaymak, bunu Eide’nin de düşündüğünü ifade etti.

“Anastasiadis Eide’ye gönderme yapıyor”

Kaymak, Anastasiadis daha çok güçlü bir lider olarak çözüm politikasından caymaması gerektiğini söyledi. Kaymak, Eide’nin henüz misyonundan vazgeçmediğini belirterek, ara formül aradığına dair bilgilerin gelmekte olduğunu belirtti. Kaymak, “Anastasiadis’in söylediklerini samimi kabul edecek olsaydık, ‘bütün konuları görüşmek üzere Cenevre’ye gitmeye hazırım’ diyor. Böyle bir yorumu reddetsek, ne duruma gelirdik? O halde Eide’nin yorumu burada önemlidir. Bu teklif ne derece gerçekçidir? Bütün konular Cenevre’de konuşulacağına göre, sanırım bu açıklama Anastasiadis’in Eide’ye göndermesidir” diye konuştu.

Kaymak, uzlaşmada aklın yolu bir olduğuna göre Türkiye’nin sondaj arama çalışmasının

sıkıntı yaratmaması gerektiğini belirterek, meselenin daha teknik düzeye çekilebileceğini söyledi. Kaymak, Eroğlu döneminde ortak teknik bir komitenin kurulması için girişimin başladığını, ancak Rumların bunu kabul etmediğini hatırlattı. Sondaj çalışmalarının o dönem de tartışılmakta olduğuna dikkat çeken Kaymak, Barbaros teknesinin devreye girdiği günlerin de yaşandığını belirtti. Kaymak, krizin birkaç yıldan beridir devam etmekte olduğunu ifade ederek, Akıncı’nın seçildiği gün sondaj çalışmalarının durduğunu kaydetti.

“Cenevre’de yeniden buluşma yönünde baskı unsuru yaratıldı”

Kaymak, şunları söyledi, “Eroğlu’nun son döneminde hatırlanacağı üzere Anastasiadis görüşmeleri durdurmuş, görüşme konusundaki ön şartını Türkiye’nin politika değişikliği olarak göstermişti. Sondaj,  2017’de yeniden gündeme geldi. Bu da fiili bir takvim yarattı. Cenevre’de yeniden buluşma yönünde bir baskı unsuru yaratıldı. Rum tarafı şu anda bunu yapmamazlık edemez, Anastasiadis ben samimiyim demeye getiriyor”

“Halkta referandum beklentisi yok”

Prof. Dr. Kaymak, referandum olmama beklentisinin söz konusu olduğunu belirterek, referandum olacağına yönelik bir işaret olmadığı için iç siyasetin şekillenmeye başladığını kaydetti. Kaymak, 2018 milletvekilliği seçimi yaklaştığında Kıbrıs sorunu odaklı değil, daha çok iç siyasete yönelik konuşulacağını kaydetti.

“Projeler hep dış baskılarla hayat buldu”

Kaymak, hükümetlerin halka icraatlarını anlatamadıklarını ifade ederek, projelerin daha çok dış baskılarla hayat bulduğunu söyledi. Kaymak, projelerin meşruiyetinin tartışıldığını, halkın, başka siyasi iktidar gelse ne değişir dediğini ifade ederek, Kıbrıs sorunu endeksli olmayan iç siyasete odaklanan yeni neslin de söz konusu olduğunu kaydetti.